SİHİRLİ DEĞNEK YOK AMA...

Mustafa ÖZKESKİN

3 ay önce

Belirli bir dönemde, genellikle bir yıl boyunca, bir ülkede o ülkenin vatandaşları tarafından üretilen mal ve hizmetlerin parasal değerlerinin toplamına Gayri Safi Milli Hasıla denir...                                                                                                                                                                           

 Pandemi öncesi  (2019) Bursa yılık 30 milyar dolarlık üretimiyle GSMH'ya en büyük katkıyı sağlayan beş büyük kentten birisi. Nüfusu 3,5 milyonu aşan bu kentin kişi başına düşen geliri yaklaşık 7- 8 bin dolar civarında.                                                                                 

700 bin civarında bir istihdam yaratan kentte 60 bine yakın işletme faaliyet gösteriyor. Bursa'nın yıllık ihracatı 20 milyar dolar düzeyinde.                             

Okuma yazma oranı en yüksek kentlerden birisi. Aynı zamanda ülkemizin en büyük iki otomotiv firması Bursa'da faaliyet gösteriyor. Yine kış turizminde en fazla gelir yaratan Uludağ bu il sınırları içinde.                                                                                    

Bu açıdan konuya bakıldığında genel olarak Bursaspor'un bazı yönetsel doğruları şampiyonluk sonrası hayata geçiremediğini gözlemliyoruz.                           Merhum İbrahim Yazıcı'dan sonra göreve gelen yönetimler şampiyonluğu kurumsal yapılanma için bir fırsat olarak değerlendiremedi...                                                                                                                                   

Yazıcı sonrası Erkan Körüstan, Recep Bölükbaşı, Ali Ay ve Mesut Mestan, Erkan Kamat ve Emin Adanur, Ömer Furkan Banaz yönetimleri ile onların göreve getirdiği teknik ekipler, şampiyonluğun ardından daha büyük hedeflere odaklanabilmek için gerekli değişim ve dönüşümü gerçekleştiremedi...

İşte bu nedenlerle son 5 sezondur tarihinin en kötü Bursaspor'unu izleye izleye bugünlere gelindi.                                                                                                                                              

Bunların ötesinde tüm zorlamalar rağmen koltuğa yapışıp kalan, çok geç istifa kararı alan Recep Günay ile ekip arkadaşları 2019’da onların kısa onların yönetim faciasından sonra bir kez daha hayal bile edemeyecekleri bir göreve gelmediler; tarihin en düşük oy potansiyeli (100-120) ile yandaşları tarafından getirildiler. Hiç şüphe yok ki bu sadece onların kusuru-suçu değil, genel kurula icabet etmeyen tüm kongre üyelerinin zafiyetinden kaynaklandı.

Hal böyle olunca da dernekler başta olmak üzere camiada işi profesyonellere verme düşüncesi ağırlık kazandı ve Sinan Bür başkanlığındaki yönetimi iş başı yaptı ama her yazımda vurguladığım gibi geç kalındı. Çünkü gırtlağa kadar borcun getirisi ile transfer tahtasının kapalı olması haliyle yönetimin elini kolunu bağladı.

Art arda gelen başarısız sonuçlar, cezalar/sakatlıklar, iddia edildiği üzere geçmişten gelen takım içinden oluşan kumpasların oluşturduğu mevcut hazin tabloyu 5-10 gün içinde tersine çevirmek mümkün olamazdı nitekim Ankara’daki son maçta görüldüğü gibi olmadı da... 

Bursa’dan Başkent’e giden bir avuç Yeşil Beyaz sevdalısının bugüne kadar toz kondurmadığı futbolcularına yönelik aleyhte tezahüratı duyunca anladık ki sabırlar taşmış!  

Bir takım düşünün ki 21 haftalık süreçte tam 5 (BEŞ) farklı teknik adam komutasında ama yokluktan hep aynı futbolcularla maçlarına çıksın!

Sonuç itibarıyla Türk futbolunun şampiyon armadası Bursaspor bugün uçurumun kıyısında!

Bundan sonra ne mi olur derseniz?

Kabul ediyoruz ki, sevgili hocamız Ümit Şengül’ün elinde sihirli değnek yok ama mecazi anlamda vurguluyorum, kızılcık sopasını eline almazsa her şey olur!                                    

Çünkü görünen köy onu gösteriyor; yok başka çaresi...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI