Futbol artık çok büyük bir endüstri ve önemli bir sosyal olgu.. Burada sağlıklı bir yapı kurmak için en önemli özellik, "Doğru insan seçimi".
Önce Yönetimi'ni doğru kişilerle oluşturacaksın.. Sonra futbol takımının başına, birikimli, deneyimli ‘sportif direktör olabilir’ doğru bir ismi koyacaksın.
Ardından bu ismin belirleyeceği bir futbol takımı projesi oluşturacaksın ve mümkün olduğu kadar maddi konular dışında o kişinin işine karışmayacaksın.
Futbolu emanet ettiğin o isim sana "büyük kulüp ağırlığını" kaldırabilecek bir teknik direktör bulacak ve uzun vadeli bir plan hazırlayacak.
Takımın iskeleti iyi oyunculardan kurulduğu için doğrudan paranın çok büyük bir bölümünü, seni hedefe götürecek kale-savunma-forvette yer alacak kaliteli oyuncular için harcayacaksın.
Şimdi dönelim günümüze...
Bir kulüp düşünün ki; delegelerini stattan çok kongre salonlarına koştursun.
Bursa’yı bir futbol kenti kimliğinden çıkarıp, kongre şehri yapanlara helal olsun Mesela geçen sezon iki kongrenin ardından düştük!
Bursaspor 60 yıllık büyük travmalar yaşamış bir spor kurumu. Değerleri, gücü, işleyişi spor alanlarında değerlendirilmeli. Son 10 yılına çoğunluğu olağanüstü olmak üzere 12 küsur dolayında kongre sığdıran bir kulüp olur mu?
Genel kurul üyelerini stattan çok seçim salonlarına koşturan bir kulüp olur mu?
Olur; işte Bursaspor!
Ve yine seçim, yine sandık ve yine kaos yine spekülasyon!
Seçim denen nesneyi bünyesinin bir organı olarak kanıksayan Bursaspor camiası yıllardır ciddi çileler çekti, ağır bedeller ödedi bu yolda...
Bugün itibarıyla ortaya çıkan fotoğrafa bakarak bir değerlendirme yaparsak; 3 ismin başkanlığa talip olarak yola çıktığını görüyoruz. Yeşil Beyaz sevdalıları yeni seçilecek yönetimden olumlu bir hareket bekliyor.
Kongre öncesi yılların deneyimine dayanarak söylüyorum ki; iş icraate geldiğinde 3 adayın teke ineceği görüşündeyim...
Nitekim geçmişte Erkan Körüstan’ın başkan olarak çıktığı genel kurula son derece iddialı 6 adaylı gidilmiş, seçim günü 4 aday yarıştan çekilmişti.
Dönelim başkan gerçeklerine...
Unutulmasın ki, Bursaspor başkanları her zaman yalnızdır.
O başkanların Titanic batarken hala müziğine devam eden orkestra elemanları gibi duran gerçek Bursaspor taraftarından başka dostu da yoktur.
Baş ağrıması diş ağrıması neyse ama insanın içinin acıması başka bir şeydir.
İçi acıyan da sadece Yeşil Beyaz renklere sevdalanmış taraftarıdır.
Umarım ve dilerim iş başına gelecek yeni başkan ve yönetimi bu gerçeğin farkına varır...