Elbette görev yaptığım bölgelerde başta yerel gazeteciler olmak üzere dünyanın birçok ülkesinden Balkanlara gelen medya mensuplarıyla arkadaşlık ve sıkı dostluklar kurdum.
Kurulan bu dostluklar bugün de dahil devam etmektedir. Yurtdışındaki meslektaşlarım çeşitli sebeplerle Türkiye’ye gelmekte ve her gelişlerinde Bursa’ya yanıma uğrarlar ve eski günlerimizi, yaşanan zorlukları esprili bir şekilde birbirimize anlatırız.
Elbette yurtdışından gelen gazeteci dostlarım yanıma uğramadan önce Bursa hakkında internet üzerinden çeşitli bilgiler edinmekte ve bana Bursamıza özgü yemekler ve kentimizin önemli noktalarını gezdirmemi istemektedirler.
Ancak son 5 yıl içerisinde kentimize ziyarete gelen yabancı meslektaşlarım daha çok Nilüfer bölgesi üzerinde durmakta. Ne de olsa gazeteciler. Gidecekleri kenti en ince ayrıntısına kadar araştırıyorlar.
NEDEN NİLÜFER?
Elbette yaklaşık 100 yıllık bir Bursalı ailenin ferdi olarak, ziyaretime gelen yabancı dostlarımı Bursa’nın başta tarihsel yerleri olmak üzere kentin önemli yerlerini gezdirip bilgilendiriyorum. Yabancı dostlarımla yapmış olduğumuz bu bilgilendirme gezilerinde kentimizin şehir merkezinden hiç hoşnut olmadıklarını, yapılaşmanın çok kötü olduğunu, trafik sorununun çekilmez bir boyutta olduğunu ve sosyal yaşam alanlarının yer almadığını açıkça suratıma karşı birçok kez dile getirdiler.
Ama kentin batı tarafının daha sakin, yapılaşmanın daha modern ve planlı sosyal yaşantının çok daha renkli ve eğlenceli olduğunu da belirtiyorlar.
YABANCILAR BUNU GÖRÜYORSA YEREL YÖNETİCİLER NEDEN GÖRMÜYOR VEYA GÖRMEZLİKTEN GELİNİYOR?
Yazımın giriş kısmında bahsettiğim gibi şehrimize gelen yabancıların Bursa merkezi ve Nilüfer İlçesi’ni nasıl değerlendirdiğini kısaca belirtmek istedim. Açıkçası bir Bursalı olarak veya çoğu dostumun aşırı Bursa sevgimden dolayı beni mikro milliyetçi olrak tanımlamasından dolayı kentimizin bu şekilde eleştirilmesine oldukça üzülüyorum. Çünkü kentimiz konum itibariyle oldukça muazzam biryerde ama hem geçmiş hem de şu anki yerel yöneticilerin şehrimize yapmış oldukları yanlışlıklar saymakla bitmez. Hemen hemen hergün birbirimize anlattığımız, Bursa’nın çarpık yapılaşması, yeşilin sadece mezarlıklarda kalması, Bursa kent kültürünün yok edilmesini duymak utanç verici bir olay olarak görüyorum.
