USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Türkiye’nin ilk korona aşısı ve bir silistreli...

25-03-2020

Ortaokula başladığında ülkedeki tüm Türkler gibi onun da adı değiştirildi.

Nesrin olan adı zorla Nadejda olarak değiştirildi.

Yedinci sınıfa başladığında, sınıfta Mustafa Kemal Atatürk adında bir gençlik örgütü kurdu. Baskıcı rejime karşı savaşacağına dair bir yemin metni hazırladı.

Hep aklında Türkiye’ye gitmek vardı…

Başarılı olabilirse Türkiye’ye gidebilirdi. Bunun için de İngilizce öğrenmesi gerekiyordu. Lisede, Silistre yabancı diller lisesini kazanmıştı.

Askerler bir gün evlerini aramaya gelmişti. Ve örgüt tüzüğünün yazılı olduğu defterini buldular.

Yazdıklarından dolayı özür dilemesini ve bu sözleri geri almasını istediler. O bunu yapmadı. Ve sonucunda okuduğu lise ile ilişiği kesildi.

Köyüne döndü…

1989’da zorunlu göç başlamadan önce ailesi Avusturya’ya gönderildi. Ama onların sevdası Türkiye oldu hep.

Viyana’ya vardıkları gibi Türk Büyükelçiliğine gidip İltica talebinde bulundular. Ve o özlemlerimizde ki topraklara 1989 yılının 19 Mayıs günü kavuştular.

***

Türkiye’ye geldiğinde lise son sınıftan tekrar okula başladı. Çalışkandı, azimliydi. Üniversite sınavlarına girip Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji Bölümünü kazandı.

Lisans eğitiminden sonra doktorasını Amerika’da yaptı.

Memlekete tekrar döndü ve Boğaziçi Üniversitesi Mikro Biyoloji ve Genetik Bölümünde öğretim üyeliği yapmaya başladı. Bu bölüme bağlı laboratuvarda birçok başarılı projelere imza attı.

Şimdi devletimizin de desteği ile Covid-19 için aşı çalışmalarına başladı.

***

Prof. Dr. Nesrin Özören ile dün bir telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Malum bu günlerde herkes Korono virüsü hakkında konuşuyor. Asıl konuşması gerekenler biyologlar bence. Virüsü en iyi onlar tanıyor.

Neler mi söyledi Nesrin Hoca?

-17 Mart itibarıyla bir konsorsiyum oluşturuldu ve Türkiye aşı çalışmalarına başladı. Şu anda proje yazma aşaması devam ediyor.

-Amerika ve Çin’in denemeye başladığı aşı çalışmaları, hayvan deneyleri yapılmadan ilerliyor. Daha 3 ay önce ortaya çıkan bu virüse karşı 3 aylık bir süreçte bu deneylerin yapılması imkansız.

-Türkiye’de yapılacak olan çalışmalar 12 ayı bulabilir.

-Virüsler özellikle ilk bir-iki yıl içerisinde daha hasarlı oluyor.

-Bundan sonraki yıllarda da Korona virüsü tıpkı grip gibi çevremizde olmaya devam edecek.

-Ülkemiz için özellikle önümüzdeki iki hafta çok önemli.

-Virüs bulaşan kişiler kendilerini kötü hissetmesinler.

-Bağışıklık sistemimiz çok güçlü. En kısa sürede üstesinden geleceğiz.

-Mikrobiyologlara daha çok önem verilmeli.

Bizler de bu süreçte bu proje içerisinde yer alan tüm bilim insanlarımıza başarılar diyoruz. Nesrin Hanım ile bu konuşmayı yaptıktan sonra aklıma hepimizin bildiği Namık Kemal’in ’’ Vatan Yahut Silistre’’ adlı tiyatro oyunu geldi.

Hatırlayacağınız gibi; İslam Bey’in Silistre savunmasına katılmak için sevdiğinden ( Zekiye ) vazgeçtiğini görürüz. Zekiye de erkek kılığına girerek İslam Bey’in takımında Silistre savunmasına katılır. Sonunda Silistre kurtarılır.

Bizler hep bir tercih yapmak zorundayız.

Görüyoruz ki; Nesrin Özören Hoca’da vatan için Silistre’yi terk etmiş. Şimdi de yine vatan için ayrı bir sorumluluk üstlenmekte.

Allah yardımcınız olsun! 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?