Anadolu Hastanesi’ne yolum düşmüştü. Metroya binmek üzere yürüdüm. Tam metro çıkışının hemen yanı başında camekanlı bir simit büfesi var. Büfenin camında bir şeyler asılıydı.
Miyobum, gözlük de olsa uzaktan okuyamadım, yaklaşınca büfenin dört bir yanındaki cama yapıştırılmış A4 kağıdından alınan bilgisayar çıktısını okudum; “Askıda simit. İhtiyaç sahibi alabilir” yazıyordu.
Çok şaşırdım. büfenin sahibi ile konuştum…
“Parası olan alabiliyor, yetemeyen alamıyor. Bir gün bir vatandaşın parası çıkışmadı.
Ben de, ‘askıda simit’ yazıp, cama astım. Altına da poşete simit koydum. Sonra buradan geçen, simit alan vatandaşlar da askıda simit uygulamasına destek verdiler. O günden bu yana askıda simit uygulamasını sürdürüyorum” dedi…
Her şeydeki gibi simidin de çok pahalandığını, insanların eskisi kadar alamadığını anlattı. Bir de, insanların simit yerken taburelere oturmasına izin verilmemesinden yakındı. Büfenin olduğu yere kira ödüyormuş. Yurdumun emeği ile ekmeğini kazanan iyi insanlarından biri.
O gün canım da bir şeye sıkkındı. Bir anda sıkıntım uçtu gitti, gülümsedim “Evet kötüler de var, ama iyi insanlarımız da çok” dedim kendi kendime… Ben de değişiklik olsun diye tahanlı pide ile destek oldum.
CUMA GÜNLERİ EKMEK BEDAVA
Bir başka iyilik hareketi de mahallemde yaşanıyor.
İncirli Caddesi’ndeki marketler el değiştiriyor. Efsane Market onlardan; yeni sahipleri kızının adını koydu; “Sılam Market”… Aile boyu çalışıyorlar. 2 kardeşe kimi zaman anne ve babaları da tezgah arkasına geçip destek veriyor. Gençler çok efendi, anneleri de hatırnaz bir hanım.
Çok güzel bir uygulama başlattılar. Önce sadece tek bir Cuma günü içindi. Hani lokma dağıtılır ya hayır için. Onlar da yeni açtıkları işyerinin hayrına Cuma günü ihtiyaç sahiplerine, isteyene ücretsiz ekmek dağıtma kararı almışlar. Gün boyu 200’ün üzerinde ekmeği ücretsiz verdiler. Sonraki cuma günlerinde ise mahallenin hayırseverleri bu anlamlı askıda ekmek işine destek verdi.
Artık her cuma günü mahallemizin Sılam Marketi, vatandaşlara ücretsiz ekmek dağıtıyor. İhtiyaç sahibi olmayanlar askıda ekmekten almıyor; ya da yapılan hayra destek olup gidiyorlar. Öyle çok gelirli falan da değiller. Zaten mahallede öyle çok varlıklı insan yok! Ama az buçuk geliri olanların gönlü zengin.
TANIMADIĞI KİŞİYİ KENDİNE KOMŞU ETMEK!
İnsanın insanla dayanışması işte… Zor günlerde bizim insanımız birbirini desteklemeye bakıyor her şeye rağmen…
Kent büyüdü, insanlar yalnızlaştı. Apartmanlara sıkıştık; “komşusu açken tok yatmamak” bizim çocukluğumuzun eski Bursa’sında çok geçerliydi. Sahiden de herkes birbirini gözetir, doyururdu.
Şimdinin apartmanlarında eskinin sokağındaki hane kadar daire var. Eskiye göre, komşular olarak birbirimize fiziki olarak çok daha yakınız, ama bir o kadar da uzağız.
Aynı binada birisi ölüyor, üç gün sonra fark ediyoruz. Komşumuzun anası, babası ölüyor, haberimiz bile olmuyor.
Yine de insanlar, büyük kentlerin curcunasında bile; “Tanımadıkları kişileri kendilerine komşu ederek” bir şekilde yatağa aç girmesini engellemeye çalışıyorlar.
Gelenekten süzülüp gelen toplumsal dayanışma ruhu bir şekilde kendini diri tutuyor.
AİLE HEKİMLERİ GREVDE
Sağlık çalışanları bir süredir sorunlarını gündeme getiriyor. Çalışma koşullarının iyileştirilmesini, halkın sağlığa erişimini, sağlıkta şiddetin sona ermesini talep ediyorlar.
Geçtiğimiz hafta 8 Şubat’ta Bursa kamu hastanelerinde doktorlar ve sağlık çalışanları G(ö)REV eylemi yapmışlardı. Şimdi de Aile hekimleri 17-18 Şubat tarihlerinde iş bırakıyor… Karaman Dernekler Yerleşkesi’nde düzenlenen basın açıklamasında Bursa Aile Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu üyelerinden Selime Şahlan neden böyle bir eyleme gittiklerini ve taleplerini açıkladı:
“Bugün buraya sayın yöneticilerimiz, sağlık başkanlığımıza ve siper tüm bürokratlarımıza çığlığımızı duyurmak için sesleniyoruz.
Aile hekimleri, aile sağlığı çalışanları ve tüm sağlık paydaşları ile birlikte son bir yıl içerisinde tüm yurtta 4 defa iş bırakıp miting düzenledik.
Sayın yöneticilerimiz sesimizi duymamaktadır. Acilen etkin, caydırıcı uygulanabilir bir sağlıkta şiddet yasası istiyoruz. İş yükü altında ezilen sağlık çalışanları var. Yasa koyuculara defalarca dile getirilmesine rağmen bu duruma bile isteye sessiz kalmaktadır. Baskılara botun eğmeyeceğiz. Hekimler olarak kendi ömrümüzü kısalttık. Adil bir çalışma ortamı ve huzurlu bir emeklilik istiyoruz.”
Aile hekimlerinin eylemine destek veren Bursa Tabip Odası adına konuşan Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Abdullah Karadağ ise sağlık hizmetini ayakta tutmaya çalıştıklarına dikkat çekti:
“Biz son dönemde COVID-19’a verdiğimiz destek gibi sağlık hizmetini ayakta tutmaya çalışıyoruz. Baskılar o kadar çok geldi ki sesimizi çıkarıyoruz. Bize verdikleri yükün altında eziliyoruz. Bu kadar görev eylemleri yapıldı beyaz eylemler yapıldı hala sesimizi duyan olmadı.
Biz istiyoruz ki sesimizi duysunlar. Tüm sağlıkçılar için haklı olan taleplerde bulunuyoruz ama bunun karlılığını alamıyoruz. Sağlık çalışanlarını ezerek hiçbir yere varamayız. Randevu alamayan hastalar var…”