USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İlk Hayvan Hastanesi

Bursalılar'ın hayvan sevgisi çok eski devirlere kadar iner. Osmanlı döneminde hayvanları korumak için vakıflar vardı. Ülkemizin ilk hayvan hastanesi de Bursa'da kurulmuştu.

22-02-2016

Bursa'nın uzun yıllar varlığını koruyan hayvan hastanesi çok ünlüydü. Osmanlı döneminde, Bursa'da Haffaflar Çarşısı'nın ortasındaki meydanda, sakat bazı hayvanlar (kanadı ve bacağı kırık leylekler, kargalar, kör veya sağır baykuşlar) halk tarafından beslenirdi.

Ünlü şair ve yazar Ahmet Haşım, Osmanlı döneminde "Bursa'da, haffaf esnafının aylıkla tuttuğu belki yüz yaşında, baktığı sakat leylekler kadar aciz bir ihtiyarın, sadaka parasıyla her gün işkembe alıp, temizleyip, parçalayarak, bakıma muhtaç kuşlara dağıttığını" yazmakta. Ayrıca yine Bursa'da Vakf-ı Gureba-ı Laklakan adında yaşlı ve sakat leyleklerin göç sırasında ve tüm yıl boyunca da bakıldığı Garip Leylekler Vakfı bulunmaktaydı. Bu dönemde dünyanın hemen hiçbir yerinde doğanın korunması ivöya kuşfarla ilgili bir yardım kuruluşu olmamasına rağmen Anadolu'da böyle bir kuruluşun olması çok önemlidir.

Ahmet Haşim 1923 yılında, Yeni Mecmua'nın Özel Bursa sayısında yayınlanan "Gurebahane-i Laklakan" adlı makalesinde, ilk kez Bursa'da bir leylek hastanesinin varlığından söz ediyor.

Ahmet Haşim, Bursa'ya yaptığı ziyarette, Setbaşı Köprüsü altında bulunan Fransız Konsolosu Greguvar Bay'a konuk olur. Greguvar Bay, Haffaflar Çarşısındaki sakat leyleklerin bir-iki tanesini alarak Gurebahane-i Laklakan'ı kurmuş. Greguvar Bay'a göre burası, yaralı bazı hayvanların darülacezesidir. Kanadı veya bacağı kırık leylekler, bunamış kargalar, kör ve sağır baykuşlar burada halkın sadakası ile yaşamını sürdürmekteymiş. Greguvar Bay(Baille) daha sonra Ahmet Haşim'e şunları anlatır: "Ben de artık bir ihtiyar sakat leylekten başka neyim? Bu köşe onlar ve benim için bir gurebahanedir. Son günlerimizi burada birlikte yaşayıp bitireceğiz. Onun için buraya "Gurebahane-i Laklakan" ismini verdim." Bu barınağın Tahtakale'de 1950'li yıllara kadar varlığını sürdürdüğü sözlü kaynaklarca bilinmektedir.

Murat Kuter