Antarktika eriyor (2)

Yerkürenin ve insanlığın karşı karşıya olduğu iklim değişikliği felaketi çok etkin bir adımını Antarktika üzerinde attı, hava ve sulardaki sıcaklık artışı Antarktika’yı eritmeye başladı. Bu erimenin okyanuslardaki su seviyelerini yükseltmesi de okyanuslardaki kıyı kentlerini etkileyecek.

Erdem SAKER

2 yıl önce

Batı Antarktika kıyılarına doğru geniş bir buzul alanı var, 110 km genişliğinde ve neredeyse ABD’nin Idaho eyaleti kadar geniş bir alanı boşaltan, dünyadaki en geniş buzul. Uydu verileri bu buzulun büyük ölçekli bir geri çekilmenin ilk aşamalarında olduğunu gösteriyor. Buzul yüzeyinin yüksekliği her yıl 3 m kadar alçalıyor, 1 milden fazla kısalıyor, kıyıda büyük çatlaklar oluşuyor, bu değişim son 30 yılda neredeyse iki katına çıktı.

Bu bölge buzulun ana kaya üzerindeki varlığını kaybedeceği yer olarak belirlendi ve buz tabakasının zayıf göbeği olarak adlandırıldı. Buzula sondaj yapılarak ilk kalınlık ölçümlerinden bazıları, Batı Antarktika’nın merkezinin deniz seviyesinin 1,5 mil altında ana kayaya sahip olduğunu gösterdi. Kıyı bölgesi, birkaç dağ ve biraz daha yüksek zemin ile daha sığdı, ama kıyıya yakın dağlar arasında geniş bir boşluk uzanıyordu. Burası ana buzulun denizle buluştuğu yer.

Biz okullarda buzulun ağırlığı ile kıyıya doğru aktığını öğreniyoruz, ama şimdi düşünün, Antarktika’nın merkezine yakın bir yerden çok uzun ve çok derin bir buz kitlesinin, çok yavaş ta olsa kıyıya doğru hareket eden bir felaket akışını tahayyül edin. Kıyıya yaklaştıkça daha sığ olarak akış yavaşlar, akış geri tutulur. Buz yeterince geri çekilseydi, geri çekilen cephe, yaklaşık 1000 metre kalınlığındaki buzdan daha hızlı akacaktı.

Ama bu geri çekilme nasıl başlayacaktı. Yakın zamana kadar ana buzul kitlesi, 1940’larda ilk haritasının çıkarılmasından bu yana çok fazla değişmemişti. İlk zamanlarda, bilim insanları geri çekilmenin daha sıcak hava ve yüzey erimesinin bir sonucu olacağını düşündüler. Ancak uydu verilerinde görülen değişikliklerin nedenini yüzeyden tespit etmek o kadar kolay olmayacaktı. Bununla birlikte buzulun altında, buz tabakasının kıtadan ilk ayrıldığı ve yüzen bir buz kitlesi olarak okyanusun yüzeyine çıkmaya başladığı noktada, geri çekilmenin nedeni de ortaya çıkıyor. Burada erime noktasının çok üzerindeki okyanus suyu, buzulun tabanını aşındırıyor, onu okyanusta sallayarak suya karışımına neden oluyor.

Her yıl 15 metre ile 30 metre buzun erimesine sebep olan su, buz tabakasının kenarıyla buluşuyor ve buzun altına doğru sızarak suyun daha hızlı akmasını sağlıyor. Çok fazla bir baskı altında kalan bir tahta gibi, buz kitlesinde büyük çatlaklar oluşuyor, buzulun daha hızlı erimesine ve akmasına yol açıyor.

Bilim insanları kıta üzerinde yaptıkları araştırma turlarında izledikleri manzarayı çok iç karartıcı buluyorlar. Kıyıya doğru akan ve ufuktan ufka uzanan devasa bir buzul, Batı Antarktika buz levhasının ortasına kadar yükseliyor.

Aslında buzul hala buzdur, onu hangi değişim etkilerse etkilesin, o kadar hızlı hareket etmez, ancak Batı Antarktika olarak adlandırılan bu dev alan, deniz seviyesine 2 metre ekleyecek olan çok yıllık bir düşüşe çok yakında başlayabilir. Bu süreçte okyanuslardaki deniz seviyesinin yükselme hızı birkaç kart artacak ve kıyı kentlerinde yaşayan insanlar için büyük yaşam zorlukları oluşacaktır.

Uzun süredir, her vesileyle, insanlığın ve tabii ki bizim yaşam koşullarımızı değiştirecek, zorlaştıracak iklim değişikliği felaketini önünüze seriyorum ve bu doğa değişimini körükleyen en etkin unsurun, biz insanların yerküre üzerindeki yaşam sürecimiz içinde atmosfere pompaladığımız karbon ve metan gazları olduğunu da tekrar değerlendirmenize sunuyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI