USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Molla Hüsrev

Bursalı ünlü sufi, yazar ve divan şairi

24-11-2015

Tokat civarındaki Arşak’ta doğmuştur. Kendisi Arsak-Varsak Türkmenlerindendir. Asıl adı Hüsrev Mehmed Sivasi’dir. Molla lakabıyla ünlenmiştir. Babasının adı Farnabaz’dır. Kızını, Osmanlı komutanlarından Hüsrev adlı bir kişiye verdiği ve bu kişinin yanında öğrenim gördüğü için Hüsrev lakabını aldığı söylenir. Hammer ise kendisinin Rum olduğunu savunur. Fransız bir aileden geldiği de savunulmaktadır. Bursa’da yetişen Molla Hüsrev, Fatih’in Kazaskeri ve İstanbul Kadısı olmuştur. Fenari’nin halifesi olduğu söylenir. Molla Gürani’yi de o yetiştirmiştir. Fatih Sultan Mehmed döneminde Şeyhülislamlık görevine getirilmiştir. Osmanlı Devleti’nin üçüncü Şeyhülislamıdır. İstanbul Kadısı iken 885/1480 yılında ölmesine karşın gömütü Bursa’ya getirilip, Zeyniler’de, kendi yaptırdığı medresesinin avlusuna gömülmüştür. Bursa’da adına eski bir mahalle vardır. Molla Hüsrev’in gömütü şimdi demir parmaklıklarla çevrilmiştir. İstanbul’da da kendi adına bir cami yaptırılmıştır. XIV. yüzyılda Molla Hüsrev tarafından yaptırılan han, medrese ve türbesinin yanında olması gerekirken bugün yoktur.

İslam hukuku ve tasavvuf konularında bir çok kitabı vardır. Durar al-hukkam fi şerh gurar al ahkam (İst. 1268/1852) adlı ünlü bir kitabı vardır ki uzun yıllar medreselerde ders kitabı olarak okutulmuştur. Bu kitap Kahire’de 1877 ve 1886 yılında da basılmıştır. (Gurer ve Durer Tercümesi, çev. A. Erkan, İst. 1979) Mirkatü’l-Vusul ila İlmi Usul, (İzmir Milli Ktp. no.934 Bu kitab ta 1846 yılında Kahire de, 1885 yılında ise İstanbul’da yayınlanmıştır.) Şerh-i Telvih, Şerh-i Miftah, Usul-i Pezdevi, Evail-i tefsir-i Kadi, Beyzavi, Haşiye-i mutavvel, Nakdü’l-efkar fi reddi’l-enzar, Şerhü telhis-i’l-miftahı li’l-Kazvini adlı kitapları vardır adlı yazma kitapları vardır. Yazma vasiyeti de Bursa’dadır. (Bursa YABEK U.2095/2) Şiirleri de bulunan yazarın bir ikiliği şöyledir;

   “Başıma bezmi gammı aşkında camı efser yeter

 Zahmin ile kanlı pirahan kabayi zer yeter”

   “Bu çeşmim sarinin acep durmaz akar yaşı

 Meğer var ise al aynın bela dağında der başı”

(AŞIK ÇELEBİ, s. 330; HASAN ÇELEBİ I, s. 335; BEYANİ; s. 28; GÜLDESTE, s. 258-280; SİCİLİ OSMANİ II, s. 271; İLMİYE SALNAMESİ, s. 328-333; GÜLZAR-I İRFAN, s. 70; F. Babinger, Husrev, İ.A.C.5/1, s. 606; KÜTÜK II, s. 276; KAMUSU’L-ALAM, s. 2042; M. Kanık, Ruhaniyeti Bol Zeyniler Semti, Yediiklim, S. 40, 1993, s. 66; BURSALI TAHİR I, s. 339; ORUÇBEY, s. 92, 94? ; ZÜBDETÜ’L-VEKAİ, s. 156-160; HOCA SADETTİN II, s. 215, 228; HAMMER III, s. 840, 946, EVLİYA ÇELEBİ II, s. 391, 383; AŞIKPAŞAOĞLU, s. 143, 221; KOYUNLUOĞLU, s. 191; TURYAN, s. 138; Emir Sultan ve Zeyniye Haziresi, S. 131-138; AYVERDİ III. (1973) s. 120; ESLAF, s. 47; DEVHATÜ’L-MEŞAYIH, s. 8-9; MECDİ, s. 135-139; MM, S. 12)