USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Mahallemin Hastanesi; ‘Hayat’

Mahallemin Hastanesi; ‘Hayat’
29-04-2023

 Bilenler bilir… Kayhanlıyım… 1996 yılına dek orada yaşadım… Hayat Hastanesi evimize birkaç dakikalık yürüme mesafesindeydi
Bizim mahallenin/ mahallelinin hastanesiydi…

1981 yılında şehirde iki özel hastane vardı; biri Hayat Hastanesi, diğeri Özel Bursa Hastanesi

1980'li yıllarda Çekirge'deki Özel Bursa'ya daha ziyade varlıklılar giderdi. İnönü Caddesi'nhdeki Hayat Hastanesi ise  her kesime hitap ederdi.. 

Oğlum, hayatında ilk kez ateşlendiğinde 1,5 yaşındaydı; soluğu hayat hastanesinde almıştık.
Ufak tefek sağlık sorunlarında en hızlı şekilde gidebileceğimiz yer orasıydı.

Sağlık sistemi özel sektöre açılmadan, 2005 öncesi dönemde SSK’lılar ne özel hastanelere ne de devlet hastanesine ve Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk yoksa gidemezdi.


Trafik kazası, kalp krizi, ev kazası gibi aciliyet gerektiren nedenlerle özel ya da devlet hastanelerine başvurduysanız, ilgili hastaneden bir sürü belge alıp, SSK Çekirge Hastanesi Başhekimliğine  onaylatmanız gerekirdi.

Aksi takdirde hastane masraflarını ödemezlerdi; daha da beteri Muradiye Devlet Hastanesi ya da Tıp Fakültesi’nden hastanede yattığınız günler de dahil olmak üzere aldığınız istirahat raporları da geçersiz olurdu.

Bu da SSK’lı iseniz ya da SSK’da memur olarak çalışıyorsanız, işten atılmanız için yeterli bir nedendi…

O nedenle mahallemizin hastanesi olan Hayat’a gittiğimizde bilirdik ki; tedavi masraflarını cebimizden karşılayacağız, rapor falan da alamayacağız…

Tedavi ve tetkik bedelleri çok pahalı değildi, sıkıntı ilaçlardaydı. İlaçlar pahalıydı…

Oğlum 1,5 yaşında ilk kez ateşlendiğinde soluğu Hayat Hastanesi acilinde almıştık…
Hiç unutmuyorum, 1992 yılı aralık ayında babamı kaybettik. Uzun süreli bir kronik rahatsızlığı vardı. Eski Bursalılarda gelenektir, hayatını yitirenin yattığı odaya badana yapılır.

Kış günü odayı boyamıştım ve akabinde de zatürre olmuştum. Bir türlü geçmiyordu. Rapor almıştım.. Ama berbattım. SSK’daki göğüs hastalıkları uzmanının verdiği ilaçlar bir şeye yaramıyordu.

Annecim kendi bildiği, komşulardan duyduğu kocakarı ilaçlarını bile yapmıştı. Soğan suyu içmiştim; günlerce soğan kokmuştum.

Sırtıma bal sürüp üstüne de karabiber ekip gazete kağıdı kapamışlardı. Yatağa düşeli 15 gün olmuştu ama iyileşememiştim.. Annem “Kızım iğne yaptırmaya her gün gidiyorsun Hayat’a, doktora da bir muayene oluver, belki oradaki doktorun verdiği ilaç iyi gelir” demişti…
Gittim…Kullandığım ilaçları, röntgen ve tahlillerimi de götürdüm; yeniden röntgen çekildi. Bu yazıyı yazarken doktorun adını hatırlamaya çalıştım, kamudan emekliydi o kadarını anımsıyorum… Zatürremin ağırlaştığını hatta hastanede yatmam gerektiğini söyledi.  Röntgene baktı, baktı, bana döndü ve dedi ki:

“Ben de sana aynı ilaçları yazacağım. Ama elinde olan ilaçları kullanmayacaksın. Reçeteyi eczaneden alacaksın…”

Anlamamıştım…

“Kızım, ilacın adı, kutusu aynı. Ama SSK’dakilerle eczanede satılanların içeriği aynı değil. O yüzden etkili olmuyor. Sen benim dediğimi yap. Bir hafta sonra gel kontrole…”

Hakikaten de evdeki ilaçları atmış, eczaneden aldığım ilaçları kullanmış ve hızla iyileşmeye başlamıştım…
Sonradan öğrendim ki, SSK Genel Merkezi ilaçları ihale ile çok düşük fiyatlarla alıyordu, firmalar da pahalı ithal etken malzemelerini eksiltip SSK’ya özel ürün üretiyordu. Dolayısıyla ya hiç iyileşmiyor ya da geç iyileşiyordunuz…

Bilge hekim reçetelediği ilaçları sigortalı hasta SSK’da bir doktora yazdırıp kullandığında iyileşmemesinden durumu fark etmişti… 

2005 yılından sonra zaten sağlık sistemi değişti. SSK’lar devlet hastanesine dönüştü ve özel hastanelerin önü açıldı…
Bu süreçte Hayat Hastanesi’nden hizmet almaya devam ettim…
Hayat Hastanesi’nin yeni binası da şu anda yaşadığım mahalleye çok yakın. Taş çatlasa 20 dakika yürüme mesafesinde…

Hala mahallemin hastanesi konumunda.
Başım sıkıştığı zaman soluğu orada alıyorum. Gecenin üçünde, dördünde yüksek tansiyon ataklarımı göğüsleyen yerdir…

Bir de 7 yaşından beri gözlük takan, yüksek miyop ve astigmatlı biriyim. Göz numaramı en iyi tespit eden Op. Dr. Nursel Tümer orada… Daha önce Kızılay Tıp Merkezi’ndeydi, oradan beri doktorumdur. Nereye giderse ben de orada göz muayenesi olurum… En son pandemide gözlüğüm kırılmıştı; o zaman gitmiştim.
Hayat Hastanesi’nin kurucusu olan Dr. Ahmet Özkul’u ise özel laboratuvarının olduğu yıllardan tanırım. Tahlil ve tetkikleri çok güvenilirdi; SSK laboratuvarlarına güvenmeyenler onun merkezine giderdi.

Daha sonra Hayat Hastanesi’ni kurdu.

Dün Hayat Hastanesi’nin 45. Yıldönümüne yönelik bir basın toplantısı vardı. Rahatsızdım, gidemedim.

Ama Hem Kayhan’da hem de İncirli’de “Mahallemin Hastanesi”; “Bizim Hastane” gözüyle baktığım kuruluşu, onlarca yıldır oradan hizmet alan biri olarak kutlamak istedim…

Hayat Sağlık Grubu olarak bünyelerine İstanbul Pendik Şifa Hastanesi’ni katmışlar ve Özlüce’de yeni hastane yapacaklar…

Özel Hayat Hastanesi’nin Başhekimliği’ni Ahmet Özkul’un oğlu Dr. Fatih Özkul, Genel Koordinatörlüğünü ise kızı Betül Kabalar ürütüyor…
1978’de kurulan Özel Hayat Polikliniği, 1981 yılında hastaneye dönüştü.

 Özel Hayat Hastanesi 2018 yılına kadar İnönü Caddesi’ndeki yerinde hizmet verdi. Daha sonra Büyükşehir Belediyesi’nin karşısında 14 katlı 20 bin metrekarelik yeni binada hizmet vermeye başladı…

İki yıl sonra pandemi patladı zaten… Pandemide bir kamu hekimi arkadaşım “Hayat Hastanesi’nin havalandırma sistemi mükemmel, bu konuda. Dr. Fatih Özkul gereğini yaptı. Güvenerek gidebilirsin abla” demişti.

Gerek muayene gerekse tetkik ücretleri diğer özel hastanelerden göre daha makul. Birkaç kez de torunum Asya’yı götürdüm, hem KBB’ye hem de göz muayenesine…

Göz bozukluğu irsi olabilir diye ürkmüştüm açıkçası, ama bir şey çıkmadı.

Hayat Sağlık Grubu aynı zamanda kurduğu Sağlık Vakfı aracılığıyla başarılı öğrencilere burs veriyor, hastane bünyesinde halkı sağlıkta bilinçlendirme çalışmaları, kitap basımı, kütüphane gibi çeşitli sosyal katma değeri olan faaliyetlere imza atıyor…

Hayat Hastanesi; 25 branşta 110 hekim ile, 150 yatak kapasitesi, 38 yoğun bakım yatağı, son teknoloji cihazlarla donatılmış 53 poliklinik odası, 4 modern doğum salonu, sağlıklı bebek odası, biyokimya ve mikrobiyoloji laboratuvarlarının yanı sıra radyoloji ünitesi, 22 yatak kapasiteli fizik tedavi ünitesi ve 6 yataklı rehabilitasyon alanı, 18 yataklı günübirlik müşahede alanı ve 7 ameliyathane  ile hizmet veriyor.

Özetle biz aile olarak 4 kuşak Hayat’lıyız…,

Özel Hayat Hastanesi, sağlık sistemi 2005 yılında dönüşmeden yani özel hastaneler çoğalmadan çok daha önce vardı.

Bursa’daki 2 özel hastaneden biriydi. O yıllarda özel sağlık kuruluşu olarak ayakta kalmak çok zordu. Zoru başardılar…  
Dr. Ahmet Özkul, Dr. Fatih Özkul ve Betül Kabalar’ı kutluyor ve sağlık sektöründeki yolculuklarının nesiller boyu sürmesini diliyorum…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?