Uzun süredir TV’de belgesel, tamir, tadilat, antika, depo satışları gibi programları izliyorum. Önceki yıllarda tarih programları da izlerdim. Aralarında bir kanal var ki, neredeyse her gece ikinci Dünya Savaşı, Hitler tarihçesi ve Yahudi soykırımı programı yayınlıyor. Bezdim, seyretmez oldum.
Şu anda tıkladım; Yine “Germany, Naziler, levensgrop, İskandinavlar ve Fransızlar, eşcinseller ve kadınlarla önde gelen siyasilerin tutulduğu kamplardan söz ediliyor… “
Tarihçiler kanalda bilmem kaç bininci kez Polonya’nın işgalini ve Fransa savunma hattının 5 günde aşılmasından” söz ediliyor…
Yani… Her gün tarih adı altında Yahudilere yapılan soykırım, işkence ve eziyetler anlatılarak izleyenlerin beyni yıkanmaktan öte çitileniyor…
Ancak…
Ne acıdır ki, Yahudilerin kurduğu İsrail devleti yıllardır Filistinlilere zulmediyor… Ve o belgesellerde İsrail’in Filistinlilere yaptığı eziyetti anlatan yok…
HİTLER, NAZİLER, REİCHSTAG YANGINI
O programlarda Reichstag Yangını’na hiç değinilmiyor. Alman Parlamentosu’nun toplandığı Meclis binası 27 Şubat 1933 akşamı yakıldı… Suçlu Yahudiler, sosyalistler ve komünistler, dış düşmanların işbirlikçisi iç düşmanlardı…
Naziler Rechstag’ı kendileri yakmışlardı; Hitler bu yangını gerekçe gösterip 24 Mart 1933’te çıkarttırdığı yetki yasası ile diktatörlüğünü ilan etmişti.
Geçici alınan yetkiler kalıcılaşmıştı.
4 ay içerisinde Nazi olmayan partiler yasaklanmıştı. Hitler Yetki yasasındaki hakları önce ülkesindeki muhalefeti, Yahudileri, Çingeneleri, engellileri, eşcinselleri, Alman olmayanları, daha sonra da dünyayı tepeleyip kana boğmak için kullandı…
Rechstag Yangını, emperyal güçlerin varlıklarını sürdürmek adına birilerini düşmanlaştırmak ve tepelemek için; kendi ülke insanlarına zarar verme pahasına yaptıkları provokasyonları betimleyen bir deyime dönüşmüştür…
Misal… 11 Eylül 2001’deki ABD’de El Kaide saldırıları… Bizzat Amerikan kamuoyunda çok tartışılan, pek çok kanalda belgeselleri yayınlanan bir husustur. ABD derin devletinin / Neoconlar’ın, Afganistan’ı tepelemek ve Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmek yani BOB projesini hayata geçirmek adına yaptıkları operasyon olduğuna yönelik yaygın iddialar vardı…
Örnekleri o kadar çok ki…
Bugüne gelecek olursak…
İSRAİL'İN HABERİ YOKMUŞ!
Hamas militanları İsrail’e sızdılar… Rivayetler muhtelif…
Açık kaynaklarda birkaç yüz kişilik Hamas militanlarının birkaç grup halinde karadan, denizden ve havadan İsrail’e sızdıkları ve İsrail topraklarındaki Filistinlilerden araç lojistik desteği aldıkları yer alıyor…
Geliyorlar, karakolların yanı sıra sivillerin olduğu köyleri ve binlerce kişinin katıldığı bir festivali basıp sivil halktan yüzlerce kişiyi öldürüp, çok sayıda İsrailliyi de rehin alıp Gazze’ye dönebiliyorlar…
Ayrıca Hamas İsrail kentlerine 5 bin roketle saldırıyor. Ve meşhur demir kubbe savunma sistemi de bombaları durduramıyor…
Ve… Netanyahu hükümeti hemen Hamas’a savaş açıyor, İsrail ordusu Gazze’yi bombalamaya başlıyor. Yüzlerce sivil ölüyor…
Şimdi… Çok sayıda yorumcu Hamas’ın ne kadar zekice, akıllıca bir harekât yaptığına, uzun süredir bu saldırıya hazırlandığına değiniyor...
Bir de 8 ay önce Netenyahu hükümetinin yapmak istediği yargı reformuna karşı hak ve özgürlüklerin kısıtlanacağını savunan İsraillilerin kitlesel gösteri yaptıklarını anımsatılıyor!
Ve…Tepkilerin polis teşkilatına, orduya hatta İsrail’in iç istihbaratı Şabak ve dış istihbaratı Mossad’a yansıdığını ve güvenlik zafiyetinin yaşandığına vurgu yapılıyor…
Yerseniz…
EN İLERİ TEKNOLOJİYE SAHİPLER
Şimdi… En ileri dijital casusluk yazılımlarının, en ileri yapay zeka casuslu erişimlerinin kaynağı olan, havadan, karadan, denizden, yerin altından ve üstünden her türlü saldırı ve savunma, istihbarat ileri teknolojisine ve insan kaynağına sahip olan bir İsrail’den söz ediyoruz…
Saldırıdan hiç haberleri yok!... Demir kubbenin yüzde 100 güvenli olmadığından da haberdar değiller. Bu boyutta bir saldırıyı görmemişler…
Hamas; İsrail ile Fas, BAE, Katar ve Suudi Arabistan’ın ve Mısır’In arasını açmak istiyormuş, bu harekatı da o yüzden yapmış! Olabilir mi, olabilir…
Ancak… İsrail’in bu saldırıdan haberdar olmaması inandırıcı değil…
PROTESTOLAR BİTTİ!
Netanyahu hükümeti yolsuzluk iddiaları ve aylardır süren ve katılımın git gide arttığı protesto gösterileriyle boğuşuyordu. Netanyahu’nun kamuoyu desteği tükeniyordu…
İsrail’de aşırı sağcı, faşist Netanyahu hükümetinin toplumda uzlaşma için bir gerekçeye ihtiyacı vardı.
Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi’nde ikinci sırada Güvenlik yer alır… Terörize edilmiş kitlelerde güvenlik ihtiyacı öne çıkar. İnsan hakları, demokrasi talepleri ötelenir.
Hele de ülkeniz savaşa girmişse… Halk olarak canınızın, ailenizin, malınızın güvenliği derdine düşer, insan hakkı, yolsuzluk diye sokaklara çıkmazsınız…
Hamas’ın saldırısından itibaren Netanyahu ve hükümetinin protestolarla uğraşmak gibi bir sorunu kalmamıştır…
Gazze’de yaşayan Filistinlilere yönelik katliamına meşruiyet kazandırılmıştır… Netanyahu, Hamas saldırısı ile aşırı sağcı iktidarını perçinlerken…
Hamas saldırısı, Irak, Suriye, Afganistan ve Libya’dan sonra İran’ı ve Lübnan’I tepelemek isteyen ABD ve BOB uygulayıcısı diğer emperyal ülkelerin eline arayıp da bulamadıkları fırsatı da sunuyor…
