Bursa Büyükşehir Belediyesi, “Uludağ’ın Kadim Tarihi” ve “Bursa Kitabeleri” adlı 2 yeni eseri daha kent belgeliğine kazandırdı.
Kent kültür ve tarihine yönelik araştırma ve incelemelerin, kitap haline getirilerek kent belleğine kazandırılması, yazarlarının tek başına üstlenmelerinin maddi olarak zor olduğu bir süreç…
İşte bu noktada Bursa Büyükşehir Belediyesi kent tarihi ve kültürü için önemli çok sayıda eseri kent belgeliğine ya da Bursa kitaplığına kazandırıyor….
Ömer Kaptan’ın yazmış olduğu “Uludağ’ın Kadim Tarihi” ve “Bursa Kitabeleri” adlı 2 yeni eserin tanıtımı, Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Müzeler Galeri Alanı’nda yapıldı.
Tanıtıma, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ile kitabın yazarı Ömer Kaptan da katıldı…
Başkan Alinur Aktaş kitap tanıtım töreninde yaptığı konuşmada belediye olarak vazifelerinden birinin de Bursa’nın tarihine sahip çıkmak ve onu koruyup geleceğe aktarmak olduğunu söyledi.
Türk kültürünün bütün renklerini Bursa’da bulmanın mümkün olduğunu hatırlatan Başkan Aktaş oldukça çarpıcı bir konuşma yaptı:
“Şehirler vardır köklerinden gelen özsuyla beslenirler, şehirler vardır doğan günün umudunu taşırlar. Kimi şehirler de vardır ki doğasının eşsizliği tarihinin derinliğiyle kaynaşır.
İşte Bursa böyle bir şehirdir. Bursa’nın Uludağ tepelerinden yansıyan yeşil rengi, tarihinin taş sarısı ile bir renk cümbüşü çıkartır ortaya.
Bu fotoğrafa Gemlik ile Mudanya’nın mavisi ve Cumalıkızık’ın kiremit kızıllığı eklendiğinde Bursa gözlere ve gönüllere şölen olur. Şehrin sokaklarına karıştığınızda Emir Sultan olanca vakurluğu ile selamlar sizi, Ulu Camii insan ötesi bir evrenin ilahi sesleriyle ruhunuza dokunur Bursa’da. Hükümet Konağı ve belediye binası ise genç Cumhuriyet’in umududur…”
Aktaş sözlerini şöyle sürdürdü:
“Fatiha okuduğumuz bir türbenin, ezan sesiyle yöneldiğimiz bir caminin, suyundan içtiğimiz bir çeşmenin kitabesinde ne yazıyor, diye merak ediyoruz. ‘Bursa Kitabeleri’ adlı kitap sayesinde bu merakımız bir nebze de olsa gitmiş olacak.
Yine Uludağ, sadece Bursa’nın değil, Türkiye’nin en önemli sembollerinden biri. Florası, faunası, buzul gölleri gibi kendine has özellikleriyle öne çıkan bir değerimiz.
Ormanları, yaylaları, şelaleleri, yaz ve kış turizmine yönelik imkânları ile Uludağ, Bursa’dan ayrı düşünülmemesi gereken bir değer.
‘Uludağ’ın Kadim Tarihi’ adlı kitapla ile Bursa’nın simgesini yakından tanıyacağız.
Bursalı olan ve Bursa için üreten Ömer Kaptan, iki eser ile şehrimizin güzelliklerini bizlere göstermiş oldu. Ömer kardeşimize bu hassasiyeti, üretkenliği ve Bursa’mıza katkıları için teşekkür ediyorum…”
BURSA KİTABELERİ
Kitabın yazarı Ömer Kaptan’a gelince… İlahiyat kökenli ve aslında turist rehberi olduğunu anlattı… Özellikle de şehre gelen yabancı ve yerli turistleri gezdirirken en çok karşılaştığı sorular arasında kitabelerde ne yazdığı olduğuna dikkat çekti… Kitabeleri okuyabilmek için çeşitli eğitimler ve uzmanlardan destek aldığını anlatan Ömer Kaptan Bursa Kitabeleri adlı eserde kitabelerde metinsel ve sanatsal olarak anlatılmak istenenleri aktardığına dikkat çekti….
Ömer Kaptan Bursa Kitabeleri ile ilgili şunları anlattı:
“Bambaşka kitap projeleriyle uğraşırken ilk göz ağrım “Bursa kitabeleri” oluverdi.
Yıllardır biriktirdiğim, parçaları harfleri bir araya getirebilmek için boş zamanlarımda telefondaki görselleriyle cebelleştiğim, bazılarını bulmaca çözer gibi günlerce kafa yorarak çözümlediğim kitabeleri nihayet farklı kategorilerde bir araya getirdim.
Daha önce hiçbir yayında yer almamış kitabeleri de ihtiva eden “Bursa Kitabeleri” çalışması Bursa’da ayakta duran yapılarda bulunan tüm inşa ve onarım kitabelerini de kapsıyor.
Arapça olanları tercüme etmeye çalıştığım, Osmanlıca olanları ise latinize ederek ve günümüz Türkçesine aktararak ele aldığım bu çalışma kitabelerin içeriklerini ve şeklî özelliklerini incelediği gibi, üzerinde bulunduğu yapılarla ilgili de tanıtıcı bilgiler içeriyor… ”
ULUDAĞ’IN KADİM TARİHİ
Uludağ’ın Kadim Tarihi’ne gelince; Ömer Kaptan şu bilgileri paylaştı:
“Uludağ’ın Kadim Tarihi” çalışması, Uludağ üzerine şimdiye dek yapılmış en kapsamlı çalışma olmayı hedeflemiştir.
Faklı dillerde yapılmış kapsamlı bir literatür çalışmasının ve saha araştırmasının mahsulü olan eser, yüksek lisans tezimin genişletilmiş halidir.
Bu çalışma Uludağ’ın Antik dönemine, Hıristiyanlık dönemine ve İslamiyet dönemine ışık tutmaya çalışarak birbirinden değerli şahıs ve mekanları konu edinmiştir.
Tapınaklardan Manastırlara, Keşişlerden dervişlere geniş bir yelpazede Uludağ kronolojisi oluşturmayı amaçlayan çalışma;
Antik dönem tanrı kültlerinden Hıristiyan ikonoklazmına ve son olarak dervişlerin ruhî tekâmül için Uludağ’ı nasıl mesken tuttuklarına tarihi kayıtlar vesilesiyle mercek tutuyor…”
