USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Artık tek tesellimiz mucizeler...

Artık tek tesellimiz mucizeler...
09-02-2023

 Yazmanın en zor olduğu zamanlardan biri…

Hani kimi zaman insanın sözcükler boğazında düğümlenir ya… Yazmak… Öyle bir şey işte…

Alışverişe çıkıyorsun, hava soğuk; üşüyorsun, Üşümek istemiyorsun, ama soğuğu hissediyorsun…

Ateş basıyor, üşüdüğünü hissetmekten utanıyorsun…

Sıcak çorba içerken utanıyorsun… Her an, her adımda utanıyorsun… Konuştuğum tüm arkadaşlarım, görüştüğüm tüm tanıdıklarım aynı durumda... 

Felaketin boyutları çok büyük! 

1999 Marmara Depremi’ni aşan büyük bir felaket söz konusu… Bir de şimdi iletişim teknolojisi var; insanları enkaz altından canlı yayında izliyorsunuz.. 

Felakete tanıklık daha yoğun... Bir de mızrak çuvala sığmıyor. İnsanlar cep telefonlarıyla kayda aldıkları tanıklıklarını milyonlara ulaştırıyor anında.

Felaketin boyutları, yardımların. arama kurtarma ekiplerinin yetemediği, yetişemediğii, depremzedelerin çaresizliik içindeki haykırışları sansürlenemiyor, ört bas edilemiyor... 

Depremin büyüklüğünü AFAD başta 7,4 olarak açıkladı. Oysa 6 Şubat 04,20’de Google tıkladığınızda çıkan haritada 7,8 büyüklüğünde olduğu yer alıyordu…

Sonradan AFAD 7,7 olarak revize etti…
Gün ışıdığında yıkımın boyutları da görünürleşti…

Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Adıyaman, Adana, Kilis, Urfa, Osmaniye, Diyarbakır’da yıkılan binalar vardı. Bilim insanları 400 kilometrelik fay kırılmasından söz ediyor….

Nihayet AFAD depremin büyüklüğünü revize ederek 7,7 olarak açıkladı.

Yer bilimciler, deprem uzmanları bu büyüklükte bir depremi beklemediklerin açıklarken, bilim insanlarının hiç tahmin etmedikleri 7,6 büyüklüğündeki ikinci devasa deprem ise ilkinden  sonra ayakta kalan binaları da yerle bir etti...

An itibariyle 72 saat dolmak üzere... 

Aradan geçen üç günde öğreniyoruz ki, çok sayıda insan ilk depremde yıkılmayan evlerine yeniden girdiklerinde ikinci depremde yıkılan binanın altında kalarak yaşamlarını kaybetmişlerdi…

Marmara Depremi’nde ağır yıkım Yalova, İzmit ve Sakarya ve ilçelerinde olmuştu. Deniz ve karayolundan ulaşılabilirdi. Bursa ve İstanbul hastaneleri yaralıları göğüslemişti.

İstanbul’dan kurtarma ekipleri bulabildikleri her türlü tekne ile deprem bölgelerine ulaşabilmişlerdi.

Marmara Depremi’nden etkilenen illere Bursa üzerinden de ulaşım mümkün olmuştu. Hatırladığım kadarıyla Yalova yolu kapanınca, Orhangazi, Üreyli üzerinden Karamürsel’e giden köy yolları kullanılmıştı.

Şu anda depremden etkilenen, evleri yıkılan, evlerine giremeyen, yakınları enkaz altında olan ya da yakınları yaşamını yitiren milyonlarca insan var…

Depremden etkilenen nüfusun 13,5 milyon kişi olduğu söyleniyor. Buna deprem illerindeki Suriyeli sığınmacılar dahil midir bilemiyorum.  

Deprem olmasaydı, biz bugün kar yağışı nedeniyle okulların tatil edilmesini falan yazacaktık.

Kar yağsın, barajlarımız dolsun, kuraklık bitsin, demiştik… Kar da yağmaya başlamıştı… Meteoroloji, Valilikler sarı ve turuncu alarm uyarısında bulunuyordu…

Ne yazık ki, kar ve soğuk hava depremzedeler için beyaz ölüme dönüştü. Tabip Odaları enkaz altındaki vatandaşların bir kısmı hipotermiden yani soğuktan yaşamlarını yitirmeye başladığı yönünde açıklamalarda bulundu…

Yazıyı yazdığım an itibariyle depremin üzerinden 70 saat geçti. Hala tek tük de olsa enkaz altından yaralı kurtarılan vatandaşlar da var…

İçler acısı bir durum… Sorulacak çok soru var… Belediyelerin, kamu kurumlarının, büyük fabrikaların bünyelerinde arama kurtarma ekipleri var…

Helikopterle ya da uçakla en acil şekilde, teçhizatlarıyla birlikte deprem bölgelerine nakledilebilir miydi?

Daha hazırlıklı olunabilir miydi?

Deprem uzmanları dünya üzerinde 6 bin küsur binanın yıkıldığı bir depremde hiçbir ülkenin arama kurtarma ekiplerinin yeterli olamayacağını söylüyor. 

Asıl mesele önceden tedbir almakta... 

Marmara Depremi'nde İzmit Dilovası'na bağlı Tavşancıl Beldesi'nde tek bir ev bile yıkılmamıştı...

Srrı ise 987 yılında belediye Başkanı seçilen Salih Gün'ün beldeyi üniversite hocalarıyla çalışarak depreme hazırlaması, riski bölgeleri yerleşime kapaması, 3 kattan fazla vermemesiydi...

Kendi babasına bile ruhsat vermemişti. Sırrı buydu, beldesini bilimin uyarılarını dikkate alarak planlamıştı... 

6 bin bina enkazında çalışacak arama-kurtarma ekibinin en az 120-150 bin kişi olmasından, ayrıca her enkazda aydınlatma, yani jeneratör, bir o kadar da vinç, kepçe gerektiğinden söz ediliyor…  

An itibariyle ulaşılmamış enkaz sayısı binlerle ifade ediliyor. Köylerde neler olup bittiği, oralara giden gazeteci olmadığından bilinmiyor…  

Sağlıkçılar, deprem uzmanları, enkaz altında canlı kurtarmada ilk 24 saat çok önemli olduğunu söylüyor... 

Zaten canlı yayında izliyorsunuz durumu…  Saatler birbirinin üzerine yığıldıkça, canlı kurtarım sayıları azalıyor, can kayıpları artıyor…

Bundan sonra artık enkazların başında mucizeler bekleniyor…
İşin en vahimi yanı şu;

Deprem illerinde yeni yapılan binalar da yıkıldı…

TMMOB’a bağlı oda yetkililerinden yaptığımız söyleşilerde ya da yaptıkları açıklamalarda kaçak yapılaşmadan söz ederken 1999 depremi öncesi yapılan apartmanlar için bile “Hiç olmazsa mühendislik hizmeti alınmış” derlerdi... 

Şimdi ise mühendislik hizmeti alan, hatta yeni yapılmış çok katlı  binalar da yerle bir…

Bu da herkesin sorguladığı bir husus…

Yerel yönetimleri, kamu kurumları, büyük işletmeleri, hemşeri derneğinden SİAD’lara aklınıza gelebilecek her türlü STK’lar, muhtarlıklar, spor kulüpleri, OSB’ler herkes ama herkes, küçücük çocuklar bile yardım kampanyasına katılıyor…

Bir de iyilik Ordusu Ahbap ve neferi Haluk Levent var… 

Tüm vatandaşların katıldığı muazzam bir kampanya var... 

Her partiden, her görüşten vatandaş yardım için çırpınıyor; insanımız muhteşem bir dayanışma gösteriyor. 

Yurt dışından arama kurtarma ekipleri de geliyor. Onlar çoğunlukla enkaz altından ceset çıkartacaklar, ne yazık ki böyle...
Aslında herkes biliyor can kaybının on binleri katlayacağını... 

Yine de “Mucizelerin gerçekleşmesini umut ediyoruz…”

An itibariyle tek tesellimiz, umudumuz mucize kurtuluşlar…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?