USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Akşam üzeri çığlıklara fırladık!

Akşam üzeri çığlıklara fırladık!
03-01-2023

Bir gün önce, 2023, 2022’yi aratmasın demiştim… Yaşadığım apartmanda arattı!.

Bugün bir kadın cinayetini daha doğrusu evlendiği ya da birlikte yaşadığı kadınları öldüren bir seri katili yazacaktım… Henüz  yazmaya başlamamışken... 
Hava yeni kararmıştı ki, lyaşadığım apartmandan çığlıklar, oferyatlar yükseldi...

18.30 sıraları filan… 16 daireyiz, bütün apartman kapılara döküldük. Ne oluyordu?  Önce aile içi şiddet sandım. Ama erkek sesi yoktu, bir kadın feryat ediyordu…
Sonrasında konu anlaşıldı…
İki üst katımda karnı burnunda derler ya, öyle 7 aylık hamile genç bir kadın vardı… 7; 8 yaşlarındaki kızını her gün kızını okula götürüp getiriyordu. Sık sık karşılaşıyorduk…

Hamileliğin son ayları olduğundan 60 küsur yaşlarındaki kapı karşı komşusuna anahtar bırakmışlar… Eşi İ. S. okuldan kızını almaya gitmediği için komşuyu arayıp eşine bir bakmasını rica ediyor.

Komşumuz Birsen hanım da küçük torunu ile birlikte gidip kapıyı açıyor; çocuk sağa doğru gidiyor, komşu da salona giriyor ve genç kadını asılı bir şekilde buluyor… Allah’tan torunu görmüyor, çocuk kendine gelemezdi. Kadını o halde bulan komşuyu da hastaneye götürdüler zaten.  

Sonrası polis, savcı, aile bireyleri, eşi… Feryat, figan… Herkes, hepimiz şok olduk. Elimiz ayağımız boşaldı… Öleli 2 saat kadar olmuş... Son görüp konuşan ise bir başka komşu, saat 11,30 civarında kızını okula bırakıp eve geldiğinde kapıda rastlaşıp konuşmuşlar. 

Kadıncağız dövünüyor; "Bir şey hissetteydim, onu yalnız bırakmaz, alır bizim eve getirir, başında nöbet tutardım" diye... 

İlk bulgulara göre intihar gibi gözüküyor…

Ancak sonuç polisin yaptığı soruşturmadan sonra ortaya çıkacak…

Ben de birkaç gün önce konuşmuştum… Yorgun görünüyordu; Annesinin, babasının olmadığını söylemişti; “Bu çocuğu nasıl büyüteceğim, nasıl bakacağım abla” demişti…

Ben de “Ablacım, doğum yapınca gelir yanında kalırım, evde iyileşinceye kadar da geliriz. Bu apartmanda iyi insanlar oturuyor, seni yalnız bırakmayız. Eşin çalışıyor; olur bir şeye ihtiyacın olur, gece gündüz hangi saatte olursa olsun önemli değil, ne sıkıntın olursa olsun kapıyı çalabilirsin.” demiştim…

Sonuçta… Karnında 7 aylık çocuğuyla birlikte bir genç kadın ölüme yürüdü… Çok üzüldüm, çok üzüldük… Nedenini tam olarak bilemiyoruz… Gerçek polis soruşturması sonucu netleşir…

Tanıyanlar, görüşenler, yakınları psikolojik sorunlarına dikkat çekiyor ve kaygı eşiğinin yüksek olduğundan söz ediyorlardı. 

Her halükarda 8 yaşındaki bir kız çocuğu annesiz kaldı; üstelik babaannesi, anneannesi, dedesi hayatta değil. Babasına da akrabaları göz kulak olmuş. babaannesi yerine geçen dayısının eşi dövünüp duruyordu, "Ben o kız evladına bunu nasıl anlatacağım" diye... 

Her intihar olayı geride çok sorgulama bırakır… Tüm yakınları kendini sorgular “Neye yetemedik, neyi göremedik, nerede yetişemedik” diye… Bir dizi pişmanlık döngüsü oluşur. İnsanlar önce kendilerini sonra başkalarını suçlar… Ölümden daha öte bir yıkım. Biz komşuların bile eli ayağı tutmaz oldu; Allah geride kalanların yardımcısı olsun.

SERİ EŞ KATİLİ!..

Bugün yazmayı düşündüğüm konu da iç açıcı değildi… Adam 1984’te eşini öldürmüş, Muhtemelen 15, 16 yıl cezaevinde yatmış; çıkmış, yeniden evlenmiş ve 2003 yılında eşini bu defa da ütü ile yakıp işkence ederek öldürmüş… Yine cezaevinde 7 yıl yattıktan sonra Koronavirüs tedbirleri kapsamında şartlı tahliye koşullarıyla serbest kalmış… Bu defa da evlendiği 60 yaşındaki bir kadını öldürüyor…
Caninin kızı, kadının öldürüldüğünü biliyor, hatta gömmek üzere metruk eve taşımasına da yardım ediyor, muhtemelen babasından çok korktuğundan… Vicdan azabına dayanamayıp polise ihbar edince olay ortaya çıkıyor…

Resmen seri katil… Ayrıca internette çeşitli haber sitelerinde adamın kendini zengin biri olarak tanıtıp  ağına düşürdüğü kadınları tehdit ettiği yönünde çok sayıda ihbar olduğu da yer aldı…
Eğer kızı ihbar etmeseydi, adam birkaç kadının daha canını alırdı…
Hep sorduğumuz soru; neden bu katillere gereken ceza verilmiyor? Bu adamın öldürdüğü ilk kadın da değil, mükerrer işlediği suç söz konusu… Neden serbest bırakılır ki!

MÜGE ANLI’NIN PROGRAMINDAKİ TORUN SAHİBİ KADINLARI TACİZ EDEN SERİ CİNSİ SAPIK!

Yine yazmayı düşündüğüm bir başka olay da Müge Anlı’nın Tatlı Sert Programında günlerdir işlenen bir konu…

Hakkında onlarca şikayet dosyası olan annesi yaşındaki kadınları önce mesajla, sonra takip ederek, ardından saldırarak, kapılarına dayanarak, taşla kafalarını yararak, cinsel organını göstererek taciz eden cinsi sapık… Tokat’ın Almus köyünden Sinan Sardoğan….
İnsanın aklı almıyor. Adam o kadar sapık ki, köyün tüm yaşlı kadınlarının telefonlarını annesinin telefonundan almış. Köyün yaşlı kadınlarını aile boyu taciz ediyor; kadını, gelinini, torununu… İnsanlar onun yüzünden çoluğunu, çocuğunu toparlayıp köyden kaçmış… Bir iki de değil, köyü bu sapık yüzünden terk eden birkaç aile var…
En son yine aile boyu taktığı, mesajlarla rahatsız ettiği Arife Gökçe kayıp. Adamın evinin önünde dolandığı, telefonla eşini aradığı biliniyor…
Adam 20 yıldır köyün kadınlarını taciz ediyor; serseri mayın gibi! O adamın bugüne kadar elini kolunu sallaya sallaya dolaşması akıl alacak gibi değil… Onlarca kadını taciz etmiş; 19 gün cezaevinde yatmış, o da kadına saldırıdan değil, kendi tabiriyle odundan! Yani kaçak odun kesiminden…
Bu seri sapıklar, seri katiller ortalıkta nasıl dolaşıyor? Nasıl serbest kalabiliyor? Seri cinsi sapık dışında Müge Anlı ve tüm yorumcularla programa katılan konuklar, bence kamera arkasındakiler ve kameramanlar ve TV ekranlarında izleyen milyonlarca insan dahil herkes zıvanadan çıktı…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?