USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Bursa depreme hazır mı?

22-07-2022

Balıkesir'in Gönen ilçesinde 4.6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Birkaç gün önce de bir başka 4’ün üzerindeki büyüklükte deprem Düzce’de oldu.

Gönen’deki deprem Bursa'da da hissedildi. Paniğe neden olan depremde herhangi bir hasar meydana gelmedi.

Velhasıl deprem uyarıyor; mesele ‘Bir duyanın olup olmadığında!’

Bursa’da deprem ve diğer afetlerde başvurduğumuz kişi Jeoloji Mühendisleri Odas (JMO)  Güney Marmara Şubesi Başkanı Engin Er’dir.

Başkan Er, yıllardır bıkmadan, usanmadan kent kamuoyunu, yerel ve idari yöneticileri afetler konusunda uyarır durur…

Ve hep “Fay hatları, heyelan ve taşkın bölgeleri yani afet alanları şehrin planlarına işlensin” talebini dile getirir. Yıllar önce bu talepleri dile getirdiğinde yerel yöneticiler bunu “Saçma” bulur ve ona mahallenin ‘velisi’ muamelesi yaparlardı!

Ama bugün gelinen noktada Şehircilik ve Çevre Bakanlığı afet alanı ve riskli bölgelerin planlara işlenmesini öngören yönetmelikler çıkardı…
Başkan Engin Er ile görüştüm; son depremleri sordum, şunları anlattı:

“Kuzey Anadolu Fayı (KAF) hep hareketli. Yıllar geçtikçe bir taraftan başka noktaya taşınıyor, gerilme devam ediyor. Türkiye’de ortalama ayda bir kez 4 ya da üzerinde KAF’ta deprem olur. Bugünkü deprem de Balıkesir Sarıköy aktif fay hattı üzerinde olan bir depremdir. Bu fay MTA haritasında da tanımlıdır.”

BURSA FAYINI ETKİLER Mİ?

Herkesin hep merak ettiği konu; bu fay Bursa depremini tetikler miydi?

Başkan Er şöyle yanıtladı:

“Bursa faylarını etkilemesi düşünülmez. Ancak Balıkesir’deki deprem KAF’taki sistemin bir parçası. Aynı sistem içerisinde KAF’ın güney kolu üzerinde olan depremlerdir.”

Bursa’nın faylarının sessiz olduğu yönündeki yorumuma ise farklı bir açılım getirdi:

“Bursa’nın fayları sessiz değil. Son bir aylık depremlere bakın, Bursa’da da sürekli deprem oluyor. Küçük olduğundan çoğu fark edilmiyor. Bu doğal bir şey, sistemin bir parçası. Hepsinin sebebi Anadolu levhasının güney Batı’ya hareketidir. Ege levhası ile çarpıştığında, oradaki depremlerin sayısı daha fazla oluyor. “

BURSA’DA DEPREM TEDBİRLERİ YETERLİ Mİ?

“Peki o kadar yönetmelik yayımlandı, şehirde pek çok toplantı yapıldı, depreme karşı yeterli tedbir alındı mı?” sorusuna Başkan Engin Er’den ilginç bir yanıt geldi:

“Bursa’da ancak Besmeleyi çektik, duayı okuyamadık.”

Lahavle…

Ve sözlerine şöyle devam etti:

“İlçelerde uygulanan yönetmeliklerin farklı farklı olmasından kaynaklı Bursa farklı uygulamalara maruz kalıyor.

Büyükşehir Belediyesi yönetmeliğinin de ilçe yönetmeliklerinin bir kısmının da Bakanlık yönetmeliklerine uygun şekilde revize edilmesi lazım.
Zaman geçiyor. Amaç korkutmak değil, tedbir almak.”

Başkan Er uyarılarını sürdürdü:

“1890 yılından kalma bir fotoğraf var; 1. Murat Hüdavendigar Camisi’nden Bursa’yı gösteriyor. O fotoğraftan 35 yıl önce bin insan öldüğünü düşünün; bugünkü yapılaşmayı gözünüzün önüne getirin…  Olası bir Bursa depreminde ya da Marmara depreminde oluşabilecek can ve mal kaybını düşünün…”

‘DEPREM HAZIRLIK ÇALIŞMALARINDA AKADEMİK ODALAR DA OLMALI!’

Ve şunları söyledi:

“Hala elimizde fırsat var, bir an önce tedbirleri almamız lazım. Bugün, önceki gün olan depremlerin hepsini uyarı depremi olarak değerlendirmek lazım.
Deprem uyarıyor, bize düşen de tedbir almak. Bursa kendine münhasır bir yerdir. İçinden geçen aktif faylar vardır. Bursa İstanbul’a ya da İzmir’e benzemez.

Hasar açısından değerlendirildiğinde İstanbul’un çözümleriyle Bursa’ya çözüm getiremezsiniz.

Bunun için de akademik odaların, bilimin, bilim insanlarının da dahil edildiği, yerel ve idari yönetimlerle birlikte çalışma yapılması lazım.  Bursa’da mahalle bazlı kentsel dönüşüm yapılıyor. Siz önce bütüncül plan yapın, isterseniz mahalle bazını da uygulayın…”

HAVANIN ÇOK SICAK OLMASI DEPREM BELİRTİSİ MİDİR?

Başkan Engin Er, söyleşide JMO Genel Merkezi ile İstanbul Şubesi’nin ‘Derin Uğultu” adlı bir film çalışması yaptıklarını ve 16 Ağustos’ta Yalova’da gösterime gireceğini de söyledi.

Başkan Engin Er’e halk arasında çok konuşulan bir konuyu sordum; insanlarda hava sıcaklığının çok artmasının depremi tetiklediğine yönelik bir kaygı var.
“Alakası yok” diyen Başkan Er net bir şekilde yanıtladı:

Hava sıcaklığının depreme etkisi yok. Bu depremleri oluşturan ana sebep mantodaki ısı değişimi o da çok derinlerdedir. Kıtaların hareketini sağlayan mantodaki değişim şöyle; alttaki ısınınca üst  çıkıyor, soğuyunca alta gidiyor, bir döngü oluşuyor. Buna ısı transgresyonu deniyor. Dolayısıyla depremlerin mevsimsel ısı artışlarıyla hiçbir alakası yok.”

1855 DEPREMİNE DAİR BİR HATIRLATMA!

Bursa’nın tarihsel deprem periyotu 150 yıl. Sonuncu yıkıcı deprem 1855 yılında oldu.

1855’teki 40 gün arayla gerçekleşen yıkıcı depremlerin büyüklüğüne dair değişik görüşler var; 6,9 ile 7,5 arasında değişiyor!

Her halükarda JMO Güney Marmara Şubesi Başkanı Engin Er, yaptığı pek çok açıklamada Bursa faylarının 7 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeli olduğunu belirtiyor…

1855 depremine dönecek olursak; Bursa’nın nüfusunun o yıllarda  60 bin civarında olduğu varsayılıyor.

1855 yılındaki ilk deprem bazı kaynaklara göre 28 Şubat’ta bazılarına göre de 1 ya da 2 Mart’ta gerçekleşiyor… Şehirde, Mudanya’da, Kirmastı’da (Mustafakemalpaşa) ve köylerde can ve mal kaybı yaşanıyor. Pek çok caminin minaresi, kubbesi yıkılıyor, hanlar, çarşılar hasar görüyor. .

Kaynaklarda “Armut, Bilad-i Yunus, Çeltik veSoğanlı’da yıkım; Akçalar, Hasanağa, Dansarı18, Görükle, Tahtalı, Kayapa, Demirci, Fotra ve Doğancı” gibi köylerde can ve mal kaybının olduğu yer alıyor.

Yani 1855’teki ilk depremde şehir merkezinin yanı sıra şehrin batısındaki şimdinin mutena yerleşim bölgelerindeki köylerde ağır hasar oluşuyor…

40 gün sonra 11 Nisan’da ikinci büyük deprem gerçekleşiyor! Yabancı elçilerin raporlarında şehrin neredeyse tamamının yıkıldığı yer alıyor.

İlk depremden az hasarla çıkan hanların, camilerin, dükkanların, konutların çoğu yıkılıyor. İkinci depremde 4 yerde Büyük yangınlar çıkıyor. 

1000’in üzerinde işyeri yanıyor, bazı kaynaklara göre 1855 depremindeki can kaybı bazı kaynaklara göre binin, bazılarında ise 3 binin üzerinde.

Biz Bursa’nın tarihi depremlerinin varlığından 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi sonrasında haberdar olduk

Marmara Depremi’nin Türkiye’de bir milat olması gerekiyordu. Ne yazık ki olamadı. Biz hala doğal afetlere ne kadar hazırlıksız olduğumuzun sonuçlarını yaşıyoruz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?