USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Çocuk Onkolojisi’ne uzman bulunmalı, tedaviler sürmeli!

03-06-2022

Çocukları hastanede tedavi gören ebeveynler kapatılma iddiaları nedeniyle panik içerisinde. Öte yandan UÜ Rektörü Prof. Dr. Saim Kılavuz yaptığı açıklamada hastanenin kapatılmayacağı mesajını verdi.Ancak özellikle de klinikte tedavi gören çocuk hastaların yakınlarının tedirginliği sürüyor…

Bursa.com’a ulaşan hasta bir hasta yakını şunları söyledi

“Burası çok güzel bir hastane; bu sıkıntılar ortaya çıkıncaya kadar hastanede verilen sağlık hizmetinden çok memnunduk.

Hocalarımızdan hemşirelerimize, yardımcı personele dek herkes çok iyi, donanımlı. Hayırsever Sabahattin Gazioğlu, hastaneyi yapıp bağışlarken her şeyi dört dörtlük, özel hastane statüsünde oluşturmuş…”

Hasta yakınının açık adını yazamıyorum; haklı olarak kendisini değil çocuğunu düşünüyor. Haklı… O yüzden diyelim ki, Ahmet Bey, şunları anlattı:
Çocuğumun yanında eşim kalıyordu. O aradı, hastane kapanıyormuş, dedi. İnanmadım, sonra buraya gelince doğru olduğunu gördüm.  Prof. Dr. Betül Berrin Sevinir kalp ameliyatı geçirdi. Duyduğumuza göre ailesi artık emekli olmasını istiyormuş.

Hocamıza şifa diliyoruz. Kendisi fevkaladenin fevkinde bir doktordu. Hem insanlığına hem de uzmanlığına diyecek sözümüz yok. Çok da iyi bir insan. 23 Nisan’da tüm hasta çocuklara hediyeler dağıttı. Betül Hocamız hastalandı, onun altında çalışan Uzman Dr.'da istifa etmiş. Özel hastaneye geçtiği söyleniyor. Dolayısıyla klinikte uzman kalmadığından bölümün kapatılma ihtimali doğdu…”

Uzman olmayınca kemoterapi tedavileri de yapılamıyor… Ahmet Bey hasta yakınları olarak panik halde bir yol bulmaya çalıştıklarını ama işin içinden çıkamadıklarını anlattı…

UZMAN VAR, CİHAZ YOK; UZMAN YOK, CİHAZ VAR!


İşin trajik yanı şu; Bursa Şehir Hastanesi’nde bu çocukların onkolojik kemoterapisini yapabilecek vasıfta bir doktor var. Ancak, Şehir Hastanesi’nde gerekli cihazlar yok…

Öte yandan Tıp Fakültesi Sabahattin Gazioğlu Hematoloji ve Onkoloji Hastanesi’nde her türlü cihaz var. Daha birkaç ay önce 5 ya da 6 milyonluk bir cihaz bağışı yapmış. Yani Gazioğlu, hastanenin üzerinden elini çekmemiş…
Yazık ki ne yazık…

Aslında çare göz önünde. Uzmanı alıp uzmansız cihazlı hastanede görevlendirmek…

‘ÖYLE ZOR DURUMDAYIZ Kİ, ANLATAMAM!”

Ahmet Bey sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizim bu tedaviyi, tetkikleri dışarıda yaptırma şansımız yok. Çocuğu Kıbrıs’ta tedavi olan bir arkadaşımız bunun için 256 bin Euro harcadığını söylüyor. Kendisi Kıbrıslı, bizim bütçemiz yok. İlaçlar çok pahalı, bizim çocuklarımız ilaç aldıklarından dolayı bağışıklık sistemi yeni doğan çocuktan daha düşük…

Öyle bir zor durumdayız ki anlatamam…  Bize başka illerdeki hastanelere gidebilirsiniz deniliyor, Bursa Şehir hastanesine gidebilirsiniz diyor… Şehir Hastanesi’nde bu çocukların tedavi olabileceği cihazların olduğu bir merkez yok ki!

Bursa’nın bir ilçesinden buraya geliyorum; ama bir İzmir, Eskişehir’e gidersek, sıkıntı. Zaten buradan sevk etmiyorlar, ‘istediğiniz hastaneye gidebilirsiniz’ deniyor. İzmir 9 Eylül Tıp Fakültesi’ne giden bir arkadaşımızın çocuğu kabul edilmedi. Özel hastanelerle de görüştük; onlar da ‘Biz yarım tedaviyi kabul etmiyoruz, biz hastayı baştan itibaren ele alıyoruz’ dediler. Nasıl olacaktı? ‘Bu ilaca baştan başlayacaksınız’ dediler. ‘Bu ilaç oğlumun başka bir yerine zarar verirse’ dedim. Kabul etmiyorlar…”

Yani hasta çocuk sevk edilmiyor. Sevk edilse de gittiği üniversite hastanesi de özel hastane de ya “Yarıdaki tedaviyi” kabul etmiyor…

‘MR ÇEKİLDİ, DEĞERLENDİRECEK UZMAN YOK!’

“Çok zordayız” diyen Ahmet Bey sözlerini şöyle sürdürdü:

“Zaten üniversite hastanelerine kabul için birkaç ay beklemek zorunda kalıyorsunuz. Bizim çocuklarımızın zamanı yok. Bırakın günleri, ayları saatler bile bizim için çok önemli. Bakın MR çektirdik, okuyacak uzman doktor yok deniliyordu. 

Şimdi asistanlar ne yapacağını bilmiyor, birbirlerine bakıyorlar.  Biz 21 günde bir kemoterapi alıyoruz. 21 günü geçerse başka bir yere sıçrama olasılığı var. Tedavi kesintiye uğrarsa, bugüne dek yapılanlar da boşa gidecek…

‘YARIDAKİ TEDAVİYİ HİÇBİR HASTANE KABUL ETMİYOR!’

Bir diğer hasta yakını ona da Mehmet Bey diyelim; şunları söyledi:;

“Bakın burada Güney Marmara Bölgesi’ne hizmet veriliyor. Tedavinin sürekliliği için uzman şart. Bazı hastaların tedavisi uzman olmadan yapılamaz. Bize sevk de verilmiyor, hastane listesi veriliyor, ama üniversitelerin tamamı yarım tedavi kabul etmiyor.

Sevk etse de, etmese de sorun. Sadece randevu için 3 uğraşıyoruz. Biz çocuğumla buraya 3 ay uğraşarak girdik. Bizim kucağımıza adeta çocuklarımızın hayatını tehdit eden bir bomba bırakıldı.

Çocuklarımızın üç ay dayanması mümkün değil. Biz yetkililerin yaptığı açıklamaları da izledik. Yeni kadro açılması, tayin gibi işlemler bir ay sürer… Bir hocanın getirileceği ama kalıcı olmayacağı söyleniyor. Bizim çocuklarımız zamanla yarışıyor. Ne yapacağımızı şaşırdık: “

REKTÖR PROF. DR. SAİM KILAVUZ’DAN AÇIKLAMA

Gün içerisinde haberlere ve sosyal medyaya yansıyan iddialara ve yaşanan sorunlara yönelik Uludağ Üniversitesi (UÜ) Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz yaptığı açıklamada “Hastalarımız müsterih olsunlar” diyerek Sabahattin Gazioğlu Hematoloji ve Onkoloji Hastanesi’nin kapatılmayacağı mesajını verdi…

Ancak hasta yakınlarının yüreklerine su serpilmiş değil. Çocuklarının tedavilerinin sürdürülebileceğine yönelik kaygıları sürüyor…

Zaten de, hasta yakınlarına sevksiz şekilde, başka hastanelere götürebilecekleri söylenmiş bile!  O da pek mümkün değil, zira hastaneler ‘Yarım tedavi( kabul etmiyor… Sorun Rektör Prof. Dr. Kılavuz’a yansıyıncaya kadar hasta yakınlarına gösterilen çözüm bu!

Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz yaptığı açıklama şöyle:

“Topyekûn sağlıkçı hocalarımızla görüştük. Sabah bu konuda bir toplantı yaptık. Çözüm yolu ürettik. Hematoloji bilim dalından bir arkadaşımızı aynı zamanda onkolog olması sebebiyle çocuk onkolojisinde görevlendirdik.

Problemi inşallah çözeceğiz. Hasta yakınları müsterih olsunlar. Çünkü netice itibariyle burada yönetici olanlar, onun dışında sağlık hizmeti verenler vicdan sahibi insanlar. İşin sadece bilimsel yönünü değil vicdani yönüyle de ilgilenmek durumundalar. Bilim ve vicdanı bir araya getirerek bir orta yol bulundu.”

Sorunun çıkış nedeni hakkında açıklamalarda bulundu:

"Bizde Çocuk Hastalıkları Ana Bilim Dalı'nın altında bilim dalları var. Bu bilim dallarından Çocuk Hematolojisi ayrı bir bilim dalı, Çocuk Onkolojisi ayrı bir bilim dalı.

Halbuki diplomalarda onkoloji ve hematoloji ortak. Çocuk hematolojisi ve onkolojisi ortak yazıyor. Fakat büyük ölçüde araştırma hastaneleri ve devlet hastanelerindeki bu unvana sahip insanlar daha çok hematolojiye yönlenmiş durumda.

Bu arkadaşlar uzun gayretler sonrasında bu noktaya geliyorlar. Şöyle söyleyeyim tıp fakültesini bitiriyor 6 yıl bir mecburi hizmet. Üzerinden çocuk hastalığı uzmanlığını yapıyorlar.

Ardından bir başka mecburi hizmet. Üzerinden yan dal yapıyorlar. Ardından bir başka mecburi hizmet. Yani en erken göreve başlayan 34-35 yaşlarında göreve başlıyor.

Tabii uzun ince bir yol, meşakkatli bir yol. Onun içinde bu yan dal uzmanlığı yapanlarda zor insan bulunuyor.

Kaldı ki zaten bir hocamız geçtiğimiz hafta içerisinde açık kalp ameliyatı geçirdi. Çok ağır bir ameliyat geçirdi. Belki uzun süreli bir tedavi dönemi, rapor dönemi olacak.

Geride bir tane uzmanımız kaldı. Bir uzmanın 15-20 hastaya yetişmesi çok mümkün olmadığı için bir teklif de almış. Bir vakıf üniversitesinden doktor öğretim üyeliğine atanma sözü de almış. İstifa noktasına geldi. Biz son anda bundan haberdar olduk. Önceden haber alsaydık muhakkak tedbirimizi önceden alırdık. Şu anda kendi içimizde çözüyoruz…”

Prof. Dr. Kılavuz üniversite hastanelerinde yetişen doktorların özel hastanelere transferinin diğer mesai arkadaşlarıyla hastaları zor durumda bıraktığına dikkat çekti:

"Bu konuda yetkililere de bir sözümüz var. Üniversite hastaneleri ve Üniversite Tıp Fakülteleri elemanı yetiştiriyor maalesef vakıf üniversiteleri ve ona bağlı hastaneler bu elemanları transfer ediyorlar. Bu üniversitelerimiz için çok büyük bir problem. Bu tıpkı neye benziyor, genç futbolcuyu yetiştiriyorsunuz, yıldızlaşıyor ama yıldızlaştığı takıma bir katkısı olmuyor.

Devletin bu konuda en azından yetiştiği kuruma 5 yıl 6 yıl belki 10 yıl hizmet etmeksizin bir başka kuruma geçmesi noktasında bariyerler koymasının faydalı olacağı kanaatindeyim…”

Rektör Prof. Dr. Kılavuz sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tekrar ediyorum hastalarımız müsterih olsunlar. Onlara duyarlı bir yönetim onlara duyarlı bir hoca kadromuz var. Devletin bu kadar fırsat ve imkan sağladığı bir kesime duyarsız kalamazdık.

Kalmadık da. İnşallah aynı hastanedeki bir başka arkadaşımızı görevlendirip takviye edeceğiz ileri takviye için de kadro ilanlarımız olacak o konuda da yöneticilerimizden destek bekliyoruz…”

HEMEN, ACİLEN ÇÖZÜM ŞART!

Kadro ilanları uzun vadeli çözüm. Bu klinikte yatan çocukların hemen ve kalıcı çözüme ihtiyacı var. Başka bölümden getirilen hocanın Ocak ayına kadar orada çalışabileceği söyleniyor. Üstelik altında tedaviyi sürdürebilecek donanımda uzman olmadığından hasta yükünde boğulacak. Sonuçta o da kaçıp özel hastaneye geçebilir. Yüklendiği sorumluluk ve tedavi etmekle yükümlü olduğu hastanın çokluğuna Betül Hoca’nın kalbi dayanamadı…

Şimdi… Edinilen bilgiye göre; Sabahattin Gazioğlu Hematoloji ve Onkoloji Hastanesi’ndeki çocukların tedavisini sürdürebilecek yeterlilikte Bursa Şehir Hastanesi’nde Onkolog Uzman Dr. Gökalp Rüstem Aksoy var.

Bursa Şehir Hastanesi Sağlık Bakanlığı’na bağlı; ataması Sağlık Bakanlığı’nın onayı ile YÖK tarafından yapılabilir, bu da zaman gerektirir. Acilen geçici görevlendirme yapılabilir.
Bu tedavileri yapabilecek bir diğer uzman ise Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde muhtemelen zorunlu hizmetini yapmakta olan Uz. Dr. Aytül Temuroğlu. Eşi ve çocukları Bursa’da. Ancak o da Erzurum’daki tek çocuk hematoloğu ve onkologu. Onun da Bursa’ya gelmesi Erzurum’daki onlarca onkoloji hastası çocuğun tedavisini etkileyeceğinden Erzurum İl Sağlık Müdürlüğü kabul etmeyecektir. .

(Bu isimleri nereden aldığıma gelince; can havliyle her kapıyı çalan, sorup soruşturan, araştıran hasta yakınlarından… Elbette sorup soruşturup teyit ettim…)

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?