USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Hayata dair çeşitleme / Sokak köpekleri saldırıları

05-04-2022

Türkiye’deki sokak köpeklerinin 8 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor! Milyonlarca köpeği artık nasıl katledeceklerse!

Hani bizim çocukluğumuzda, zabıtalar gelirdi, sağa sola zehirli et atarlardı (ucuzluğundan çoğunlukla ciğer!) Onu yiyen kedi köpek kıvrana kıvrana gözümüzün önünde ölürdü. Korkunçtu.

Telef olanları alıp götürmezlerdi bile! Haftada bir gelen çöpçünün alıp götürmesi beklenirdi; hele mevsim yaz ise tüm aralığı kötü bir koku kaplardı!

Köpek saldırıları sonucu ağır yaralanan hatta yüzünün bir kısmı parçalanan çocuklar da var; kaçarken araba altında kalıp hayatını yitirenler de.

Sokak köpekleri saldırıları bundan onlarca yıl önce de vardı; sadece bugünkü kadar görünür değildi, sokak köpeklerinin sayıları da çoğaldı. Zaten de sorun burada; Öldürmek çözüm değil! Çözüm kısırlaştırmaktan geçiyor. Zaten, kısırlaşan hayvanların saldırganlıkları da azalıyor!

Hayatım boyunca defalarca köpek saldırısına uğradım; birkaç kez ısırıldım, yerlerde sürüklendim, derelere düştüm, kaçarken arabanın üstüne çıktım.

İlk ısırılışımda 7, 8 yaşlarındaydım; Kayhan Camisi’nin yan sokağında okul dönüşü bir köpek beri dört döndürmüştü; resmen bacaklarımı yemişti…

1980’li yıllarda bir kış günü İsmetiye köyünden kent merkezine gelmek üzere yola çıkmıştım. Aniden arkadan saldıran bir sarı köpek beni yerlerde sürüklemişti, boğuşmuş ve bayırdan kanalizasyon akan dereye yuvarlanmıştım. O gün “Isıracak köpek havlamaz”ın bir deyimden ibaret olmadığını öğrenmiştim.  

1998 yılında Emniyet Müdürlüğü’ne yakın bir sokağında yürüyordum. Çığlıklarla irkildim; ağzından salyalar akan bir köpek oradan oraya koşuşturuyor ve önüne çıkan herkese saldırıp ısırıyordu. Can havliyle bir otomobilin üstüne tırmanıp ısırılmaktan kurtulmuştum. Çığlıkları duyup koşan polisler köpeği silahla vurarak durdurmuştu. Sonrasında ise kuduz olduğu anlaşılmış ve ısırdığı herkes kuduz aşısı olmuştu.

Son sokak köpeği saldırısı ise 15, 20 gün önce, Setbaşı’ndan aşağıya Gökdere boyunca yürürken başıma geldi. 2 sokak köpeği önce bir baba oğula saldırdılar; adam elindeki torbayı savurunca, bu defa da bana doğru koşmaya başladılar. Cebimde anahtarlık vardı; yere çöktüm, taş alır gibi yaptım, anahtarları fırlattım, ikisi de kaçtı. Oğlumun yıllar önce verdiği bir akıldı, işe yaradı…

Bunlar ilk aklıma gelenler! Aaa, yazmasam olmaz, yanılmıyorsam yıl 1984; lodos esiyordu, saçlarım kıvırcık ve bugüne göre çok daha gürdü! Bir karga bana doğru pike yaptı; başımda bir şey tak etti; kafamın delindiğini yüzüme akan kandan anladım! Ya yuva malzemesi alacaktı kafamdan ya da saçımın hali karganın asabını bozmuştu! Sonradan çok güldük bu olaya!

KÖPEK SALDIRISINDA YAPABİLİYORSANIZ YAPABİLECEKLERİNİZ!

Her şeye rağmen başta köpekleri olmak üzere sokak hayvanlarının öldürülmesine karşıyım…

Uzmanlar köpek saldırısında köpekle mücadeleye girmek kaçınılmaz olduysa, çığlık atmanın, bağırıp kaçmanın kişiyi av olarak görmesini ve saldırıyı tetikleyeceği uyarısında bulunuyor.

Yine uzmanlara göre yabancı köpeğin gözüne bakıldığına bunu tehdit ve meydan okuma olarak algılıyor, elinizi sırtına koymaya kalktığınızda ise sizden gelen baskınlık olarak algılayıp saldırganlaşabiliyor!

Köpek saldırısıyla karşılaşılması durumunda uzmanların önerisine gelince:

“Saldırı durumunda da kaçmamak, sabit durmak, köpekleri yok saymak, onları tehdit etmiyormuş gibi yavaşça yürümek aslında saldırılardan korunmanın temeli. Ama köpek saldırıyorsa çanta, şemsiye, poşet elde ne varsa bariyer yapılmalı. Köpeğe vurmak daha da saldırganlaştırabilir. Sakin beden dili kullanarak yavaş yavaş ilerlemeli”

Yapabiliyorsanız yapın! Yapabileceğimi hiç sanmıyorum. Hele de üstüme koşan köpekler varsa! Yüzbinlerce yıllık kadim komut “Kaç, canını kurtar” mekanizması güdüsel olarak devreye giriyor

Ayrıca bunları bilmek saldırı anını savuşturuyor, asla çözüm değil!

‘TOPLA, AŞILA, KISIRLAŞTIR, ALDIĞIN YERE BIRAK”

Bu sorun nasıl çözülecek? Kesinlikle “Onların da üreme hakkı var” romantizmi ile değil!

Suç sahipli hayvanlara saldırganlığı öğreten, tedbirsiz sokağa çıkartan ya da onları sokağa terk eden insanlarda! Ayrıca sokak köpeklerini ıslah etmeyen yerel yönetimlerde!

Öncelikle sokak hayvanlarının üremesinin durdurulması şart! Bunun da tek yolu kısırlaştırmadır. Yapacak olan kurumlar da belediyelerdir. Maliyetli bir iş, ama yapılması da gerekiyor!

Yoksa önümüzdeki yıllarda çok daha fazla sokak köpeği saldırısını yazıp çiziyor, konuşuyor, tartışıyor olacağız…

Ak Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, "Eğer kısırlaştırılma yapılmazsa; 10 yıl içerisinde köpeklerle ilgili nüfusun 60 milyona ulaşması bekleniyor" demişti.

Barınaklar da çözüm değil. Milyonlarca sokak hayvanını barınaklara sığdırmak imkansız.

Bilim insanlarına göre sokak hayvanlarıyla başa çıkmanın yolu “topla, aşıla, kısırlaştır, aldığın yere bırak” uygulamasından geçiyor.

Ayrıca tüm sokak hayvanları kısırlaştırılsa bile, insanlar evcil hayvanlarını sokağa terk ettikleri sürece sorun çözülmez. Önlem, yaptırım ve caydırıcı ceza şart!

Öte yandan Hürriyet Yazarı Nedim Şener’in köşesinde yazdığı İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan “Sokak Hayvanlarına Bakış ve Toplumsal Algıdaki yerleri” adlı anket çalışmasına göre Türk halkının büyük çoğunluğu hayvan sever.

Ankette “Hayvanları severim” diyenlerin oranı yüzde 82,3! “Hayvanları sevmiyorum” diyenler ise yüzde 9,2; kararsız kalanların oranı yüzde 8,5!

Aralarında Bursa’nın da olduğu 12 ilde yapılan araştırma sonuçlarına göre; toplumun yüzde 34,3’ü sokak hayvanlarını tehlikeli buluyor. Tehlikeli bulmayanların oranı yüzde 45,1; kararsızlar ise yüzde 20,6…

“Siz ya da bir yakınınız bir sokak hayvanının saldırısına uğradı mı?” sorusuna “Ben uğradım” diyenler yüzde 13,6, “Evet, bir yakınım uğradı” yanıtını verenler yüzde 26,9, “Hayır” diyenlerin oranı ise yüzde 61,8… Şahit olanların oranı ise yüzde 27,5!..
Ben yüzde 13,6’lık dilimdeyim…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?