USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Babacan: ‘Montrö Türkiye için çok önemli!”

26-02-2022

DEVA Partisi Nilüfer İlçe Başkanı Mine Rana Kahramanoğlu konuşmasında Genel Başkan Ali Babacan’ın “Siyaset sadece erkeklere bırakılmayacak ciddi bir iştir” sözüne atıfta bulunarak başladı ve bir anne, bir hukukçu ve bir kadın olarak siyasette kat ettiği yolu daha da uzatmak adına göreve talip olduğunu söyledi…

DEVA Partisi Bursa İl Başkanı Serkan Özgöz ise Bursalıların Osmangazi’den, Yıldırım’dan Nilüfer’e taşındıklarına vurgu yaparak “Kendi çocuklarımız için istediklerimizi bu memleketin çocukları için de istiyoruz. Borçsuz, iyi ekonomili, hayırlı bir ömür geçirsinler istiyoruz” mesajını verdi…
Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan 2,5 ay önce partisinin İl Kongresi için Bursa’daydı. Nilüfer ilçe Kongresi’ne de katılan Babacan, Yıldırım İlçe Kongresi için de bir ay sonra Bursa’da olacağını söyledi…  

Babacan konuşmasında Parti olarak seçimden sonra ilk 90 günde ve ilk 360 günde ne yapacaklarını eylem planlarıyla ortaya koyarak bir ilk’e imza attıklarına değindi.  

“Şu anda bizim yaptığımız çalışmaya benzer bir çalışma devlet tarafında hükümette yok. Bizim kaybedecek vaktimiz yok. Boş tartışmalarla oyalanacak zamanımız yok. Biz siyaseti halkımıza milletimize hizmet için yapan bir partiyiz.”

BABACAN UKRAYNA’NIN İŞGALİNİ KINADI
Dış İşleri Bakanlığı yapan Ali Babacan’ın konuşmasında Rusya’nın Ukrayna’yı işgali geniş bir şekilde yer aldı:

“Hemen yanı başımızda bir ülkenin başka bir ülkeyi işgal etmeye başladığına tanık oluyoruz…

Geçtiğimiz gece Rusya tam da BM Güvenlik Konseyi’nin tam da bu konuda toplantı yaptığı saatlerde Ukrayna’yı işgale başladı.

Rusya sadece uluslararası hukuk kurallarını ihlal etmekle kalmadı. Kurallara dayalı dünya öngörülebilir bir dünya düzenine karşı olduğunu belli etti.

Biz Deva Partisi olarak bombalar ve sirenler ve postal sesleriyle güne uyanan Ukrayna halkının amasız ve fakatsız yanındayız.”

Hükümetin Ukrayna politikasını eleştirdi:

Biz ilkeler ve değerler partisiyiz. Karadeniz, Avrupa ve dünya sonunu göremediğimiz bir yola giriyor. Hükümet Ukrayna için net bir tavır koyamadı.

Ukrayna'dan vatandaşlarımızın sağ salim tahliyesini sağlamak için niye savaşın çıkmasını beklediniz? Başka ülkeler günler önce tedbir aldılar…”

KIYMETLENEN MONTRÖ ANLAŞMASI’NA VURGU

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasıyla birlikte; bir ara önemsizleştirilen Montrö anlaşması birden herkes için kıymetlendi…
Ali Babacan, birkaç ay önce yaptığı konuşmalarda Ukrayna’daki riske ve Montrö anlaşmasının önemine dikkat çektiklerini söyledi:

“Montrö çok önemli. Türkiye 2. dünya savaşında bir zarar görmediyse, bir bataklığın içine girmediyse o dönemde bu anlaşmanın tavizsiz uygulamasının çok büyük katkısı olmuştur. 

Karadeniz’in kendi iç dengelerinin, Karadeniz’e kıyıdaş olan ülkelerin istikrarı açısından Montrö anlaşmasının harfiyen tavizsiz uygulanması lazım.  

Hükümete sesleniyorum, sakın yalpa yapmayın. Uluslararası hukuku defalarca deldiniz, ama bu Montrö konusundaki hata ülkemizin ve Karadeniz’in etrafındaki ülkelerin istikrarına zarar verir.”

UKRAYNA’DAKİ TÜRK VATANDAŞLARININ TAHLİYESİ

Babacan, Türk vatandaşlarının Ukrayna’dan tahliyesi konusunda geç kalındığını savundu:

“Ticari hatlar açıkken, ulaşım çok kolayken, bütün ülkeler kendi vatandaşlarını tahliye ederken niye etkin bir şekilde vatandaşlarınızı Ukrayna’dan ayrılmaya teşvik etmediniz.

Daha düne kadar uçuşlar vardı. Orada öğrencilerimiz vatandaşlarımız var; bir hafta önce burada risk var. Vatandaşlarımıza güvenil bölgelere gelmeleri için uyarmadınız. Gencecik öğrencilerimiz var; nereye sığınacaklarını, nasıl döneceklerini bilemiyorlar.”

ALİ BABACAN’IN DIŞ İŞLERİ BAKANLIĞI DÖNEMİ

Babacan kendisinin Dışişleri Bakanı olduğu döneme atıfta bulundu:

“Ben bu ülkeye hem Dışişleri Bakanı hem de yıl hem ilk AB baş müzakerecisi olarak hizmet ettim.

O dönemde 2 yılda 132 kere yurt dışı program yaptım. Benim Dışişleri Bakanlığım döneminde 202 dış işleri bakanı ziyaretine ev sahipliği yaptım.

Böylesine yoğun bir diplomasiyle geçiyordu, İtibarımız, ekonomik gücümüz yerindeydi.

O itibarın, o sözün gücüyle dünyanın her yerinde olumlu rüzgarlar estiriyorduk. 2008 yılında BM Güvenlik Konseyi’ne 192 ülkenin 151’inin oyu ile seçildik. Gizli seçimle!  

Gönülleri kazanmadan bunu başaramazsınız. Yüzde 79 oy ile seçildik; tarihte ilk ve son.  Daha sonra bir kez daha denediler, hezimet, 30 küsur oy çıktı. Sandılar ki, biz isteyince yine olur. Olmadı. Mümkün değil artık.

O dönemde Uluslararası alanda olmadığımız bir masa yoktu. Stratejik konuları ülkemizin çıkarlarına uygun olarak yürütüyorduk.

Rusya ile Gürcistan arasında sorun olduğunda etkin bir arabuluculuk yaptık. Rus birlikleri Tiflis’e 30 kilometre kala bir Rusya’daydık, ertesi gün de Tiflis’teydik. Şu an Gürcistan gibi bir ülke hala komşumuz.”

LİYAKAT, EHLİYET, NEZAKET VE DİPLOMASİ!
Dışişleri Bakanlığı’mda liyakatin gereğini vurguladı:

“Dış ilişkilerde kabadayılığa, fevriliğe ve hamasete son verip, ehliyet, liyakat, nezaket ve diplomasi gibi olmazsa olmaz ilkeleri işleteceğiz.  

Silahlı kuvvetlerimizin caydırıcı güç olarak artıracak, itibarın ve sözün gücünün en az askeri güç kadar kıymetli olduğunu bilerek hareket edeceğiz.”

Ali Babacan Türkiye’de gençlerin yurt dışına gitmek istediğine dikkat çekerken ağırlıklı olarak Avrupa’da okumak, orada çalışmak istediklerini, doğuya değil Batı’ya gitmek istediklerine dikkat çekti.

Babacan konuşmasında tarımsal üretime ve sanayiye ve eğitime vurgu yaptı. 8 ay önce Tarım ile ilgili 56 maddelik bir eylem planı oluşturduklarını, yarısı üniversite olmak üzere 100 maddelik eğitim planının yakında kamuoyu ile paylaşılacağını, doğa hakları ve çevre için eylem planının hazırlandığını söyledi. Babacan, Bursa’nın yerel ve çevre eylem planının hazırlandığını yakında açıklayacaklarını söyledi.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?