USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ÇEK’in rüya gibi “Anaokulu”

31-01-2022

ÇEK 3 Mart Beşevler Anaokulu’nu Güzin Abraş, Elif Görgün Kaplan ile birlikte ziyaret ettik. Ev sahipliğini ise Prof. Dr. E. Rüyam Küçüksüleymanoğlu, Anaokulu Müdürü Rengin Güngör ve Teoman Alper üstlendi.

ÇEK 3 Mart Beşevler Anaokulu’nun 6 yıldır müdürlüğünü üstlenen Rengin Güngör, uyguladıkları eğitim sistemi hakkında şu bilgileri verdi:

“Finlandiya’daki, Avusturya’daki, dünyadaki sistemi inceledik. Oradaki yapıyı, bizdeki yapıyı karşılaştırdık. Bizim çocuklarımızın neye ihtiyacı var_? Onu sorguladık. Çevresel donanıma ihtiyaçları var. Montessori de var; diğer sistemler de! Tek bir sistemden söz edemeyiz, eklektik bir sistemimiz var.
Sınıfları dolaştık. Her sınıf birer masal evi gibi! Her sınıfta ahşaptan ağaç oyun evleri; raflarda oyuncak kutuları ve elbette masalar var.

Oyun alanlarının sınırları var. Diyelim ki iki kişilik, başka çocuk o sınırı ihlal edip üçüncü kişi olarak alana dahil olmuyor.  Çocuklar birbirinin sınırlarına saygı gösteriyor.

ÖDÜL YA DA CEZA YOK! İLETİŞİM VAR

Rengin Güngör okulda ödül ya da ceza sisteminin asla olmadığını sadece iletişimin olduğunu söyledi:
“6 yaş öncesi çocuklar somut işlem dönemindedir. Soyut kavramları algılamakta zorluk var… Biz eğitimi oyunla veriyoruz. Çocuk herhangi bir şeye zorlanmıyor. Nerede, nasıl oynayacağına kendi karar veriyor. Oyun alanına arkadaşından izin alarak dahil oluyor…”
Okuldaki tüm eğitmenlerin Montessorri eğitimi aldıklarını, sürekli hizmet içi eğitimin olduğunu anlattı. Kaç öğretmenle hizmet verdiklerini sorduk, şöyle yanıtladı:
“22 öğretmen ve 3 hemşiremiz mevcut. Mezun olan ÇEK Kır Çiçeklerimizden 2 öğretmenimiz 1 hemşiremiz var.”

ÇOCUKLAR YEMEKLERİNİ SINIFTA YİYOR, TABAKLARINI KENDİLERİ TOPLUYOR!

Okulun yemekhanesi yok! Rengin Güngör dedi ki:

“Yemekler sınıfta yeniyor. Porselen tabakta. Tencereler masaya konuyor. Çocuğa hangi yemeği yiyeceği soruluyor. Tabağına tüketebileceği kadar yemek alıyor.  Çocuk kendi tabaklarını, Amerikan servisi topluyor. Mavi kap yiyecek atıkları, yeşil kap plastik atıklar için.

Çocuk atıkları oraya kendi atıyor. Temizlik personeli sınıfa girip temizliği yapıyor. Çocuklar elini ağzını yıkayıp oyun alanlarına geçiyor. Yeme davranışı olmayan çocuklarla doğrudan doğruya sınıf öğretmeni ilgileniyor. Zaten çocuklar kısa sürede kendi başına yemek yiyebilir hale geliyor.”

Tuvalete gitmek ya da yemekten sonra ellerini ağızlarını yıkamak için yerde oluşturulmuş mavi ya da kırmızı alanlarda sessizce bekliyorlar. Şaşırtıcı.

KORİDORLAR OYUN SOKAKLARINA DÖNÜŞMÜŞ!

Koridorlardaki ahşap oyun olanlarını sorduğumuzda ise şunları anlattı:

“Bu tamamen bize özgü bir şey. Koridordaki ahşap materyalleri biz çizdik, tasarladık. Deneyimleyerek ihtiyaç gördüğümüz şeyleri oluşturuyoruz. Her koridor bizim sokağımız. Çocuklar çok sevdiler.”

Bu okulda çocuklar kendi başına giyinmeyi, düğmelerini iliklemeyi, ayakkabılarını bağlamayı öğreniyor. Bahçede tarım yapıyor, tohumu tanıyor, lahana, marul yetiştiriyor! Sınıflarda güneş sistemini oluşturuyor, gezegenleri tanıyor. Tiyatroyla, sanatın çeşitli dallarıyla tanışıyor, kültür gezilerine katılıyor, çevreyi tanıyorlar.

6 YAŞ ÖNCESİ ÇOCUKLAR SOMUTTAN ANLAR, SOYUTU ANLAMAZ!

Rengin Güngör, son dönemin en tartışmalı kavramlarından biri olan değerler eğitimine de açılım getirdi:

“Değerler eğitimini sevgi, saygı, adalet, dürüstlük, paylaşma, hoşgörü olarak tanımlıyoruz. Nasıl öğretiliyor? Okul öncesi eğitim müfredatında kazanım ve göstergeler var. Mesela farklılıklara saygı gösterir, deniyor. İşte bu okul öncesi veriliyor. Oyun alanlarında 6 yaşın 3 yaşa göre farklılığının öğretilmesi gibi.

Biz çocuklara tutum ve davranışları öğretiyoruz. Bu yaştaki çocuklar sevgiyi sözel anlatmaktan yani soyuttan anlamaz. Bunu çocuğa ancak çevresel alanlarda, oyunlarla, ellerini kullanacağı, gözleriyle göreceği materyallerle verebilirsiniz…”

VELİ İLETİŞİMİ ÇOK ÖNEMLİ

Güngör, okul öncesi eğitimde sınıflarda öğrenci başına 1,5 metrekarelik alan standardının olduğunu, görsel alanların, spor alanlarının, uyku alanlarının okulun inisiyatifine kaldığını söyledi:

“3 yaşındaki çocuğun uyku ihtiyacı var, ama uyku odası zorunlu değil. Bizim okulumuzda uyku odası var. Spor ve sanat alanlarımız var. Branş derslerimiz İngilizce; Sanat-Seramik; Drama-Müzik; Beden Eğitimi, Satranç… İngilizce 3-4 yaş grubunda haftada 3 saat; 5 yaş grubunda 5 saat, 6yaş grubunda ise 10 saate çıkıyor.

Psikolog desteğimiz de var, Psikolog sınıf ortamında çocuğu gözlemler. Değerlendirme yapılır ve gerekirse aile ile görüşülür. 192 öğrencimizi tek tek takip ediyoruz.

Veli iletişimi çok önemli. Biz her konuda evin içini destekliyoruz. Güven ve bağlanma sorunu olan çocukları hemen fark ediyoruz. Asıl eğitim oyun köşelerinde başlıyor. Çocuk çok mu pasif, güvensiz mi, orada ortaya çıkıyor.”

SINIFLAR ÖZENLE OLUŞTURULUYOR

Peki sınıflar kayıt sırasına göre mi oluşturuluyordu, yoksa başkaca kriterler de var mıydı? Müdür Rengin Güngör şunları anlattı:

“Kayıt sırasında çocuğu gözlemliyoruz. Pasif mi, lider mi? Aile ile görüşüyoruz. Kız erkek çocuk dengesini korumamız gerekiyor. Liderlerin bir araya gelmemesi, yaş gruplarının dengeli dağılımı lazım. Sınıflar çok dikkatli, özenli oluşturuluyor.  

Öğretmenin her bir çocuğun dilinden anlaması lazım. Sınıflar 3-6 yaş karışık, 19 öğrenciden oluşuyor. Öğrenciler farklı kimliklerle iletişim kuruyor.

3 yaş grubu yukarı doğru koşuyor; 6 yaş grubu 3 yaşa sabretmeyi, sevgi ve saygı göstermeyi öğreniyor. 3 yaş grubu oyuncağını vermek istemiyor; 6 yaş grubu buna sabretmeyi öğreniyor.”

ÇEK EĞİTİM MODELİNİN YAYGINLAŞTIRILMASI GEREKİYOR

ÇEK yöneticilerinden Prof. Dr. Rüyam Küçüksüleymanoğlu ise şunları söyledi:

“ÇEK olarak özgür düşünen, , kendisini, ülkesini, dünyayı, çevreyi, insanları seven bireyler olmasına yönelik, Cumhuriyetçi, laik, çağdaş eğitim veriyoruz. ÇEK eğitim kurumları olarak deneyimlerimizi yaygınlaştırmalıyız.

Tüm Çocuklarımızı bu fırsat eşitliğinden yararlandırmalıyız. 6 yaş öncesi çocuklar somut işlem döneminde değiller. Değerler eğitimi sözle olmaz. Çevresel ortamında kazanılır… Din eğitimi için bu yaş grubunun bilişsel dönemi uygun değil.

Çocuklarda somut işlem ve soyut işlem dönemi vardır. 6 yaş ve öncesi çocuk öğretmen “kulaklarından tavana asarım” dediğinde gerçekten de kulaklarından tavana asacağını sanır. Eğitim günlük politikaya bu kadar bulaşmamalıdır. Ülkemiz çok zengin. ÇEK 3 Mart Beşevler Anaokulu gibi okullar açılıp yaygınlaştırılabilir.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?