USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Hekimler ‘ istiyor’ ama artık vermeyenin iki yüzü de piri pak!

12-11-2021

Basın açıklamasına Bursa Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ömer Levent Soydinç, Yönetim Kurulu üyeleri Dr. Ayşenur Aydoğan Yentürk, Dr. Yücel Bender, önceki dönem başkanı Dr. Güzide Elitez ile delegelerden Dr. Alper Akın katıldı.

Açıklama ise Dr. Ömer Levent Soydinç tarafından gerçekleştirildi.

İlk Kovid-19 vakasının açıklandığı 11 Mart 2020’den bugüne 19 ay geçtiğini anımsatan Dr. Soydinç, pandeminin yıkıcı etkisinin sürdüğüne ve en çok etkilenenlerin sağlık emekçileri olduğuna dikkat çekti…

Ve pandemi sürecinde hekimlerle sağlık çalışanlarının uygun olmayan koşullarda uzun süre çalışmak zorunda kaldıklarını söyledi.

SAĞLIKÇILAR BEDEL ÖDEMEYİ SÜRDÜRÜYOR
Sağlıkçıların hayatlarıyla bedel ödediklerini ve ödemeyi sürdürdüklerine değinen Dr. Soydinç, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Pandemi sürecinde öncelikli planlama birinci basamakta yapılması gerekirken; (test, temaslı takibi, yaşam alanlarının salgına göre düzenlenmesi vb.) bu yapılmadı ve salgın hastanelerde karşılandı. Bu plansızlığın sonucu olarak sağlık çalışanlarının iş yükü arttı, çok sayıda sağlık emekçisi hastalığa yakalandı.

Uzun saatler kesintisiz çalışma, sık nöbet tutma, her 5 dakikada bir muayene, yoğun iş yükü, şiddete maruz kalma çalışma alanımız olan sağlık kurumlarının olağanı haline geldi.”

YETERLİ ÖNLEM ALINMADI!

Ardından da yeterli önlemlerin alınmadığına dikkat çekti:

“Pandemi öncesinde de karşı karşıya kaldığımız bu sorunlar salgınla birlikte daha da derinleşti, çalışma koşullarımız daha kötü hale geldi.

Sağlık Bakanlığı çalışma alanlarımızda COVID-19’a ilişkin gerekli önlemleri almadı.  Örneğin; mühendislik ve idari önlemleri yani havalandırma, filtrasyon, nöbet değişimleri öncesi gerektiğinde dezenfeksiyon, fiziksel mesafe bariyerleri oluşturmak, işyerine güvenli ve mesafeli ulaşımı sağlamak gibi yükümlülükler yerine getirilmedi.

Temel insan hakları arasında yer alan güvenli ortamlarda çalışma hakkı; bu süreçte ihlal edildi. İş güvenliği, uygun çalışma ortamı, uygun çalışma süresi, izin ve dinlenme hakkı, uygun işte çalıştırılma, adil ücret ve örgütlenme hakları salgın döneminde göz ardı edildi.

Özellikle pandeminin ilk aylarında sağlık çalışanları maske, siperlik, gözlük, eldiven, dezenfektan gibi koruyucu materyallere ulaşmakta ciddi sorunlar yaşadı. Salgının ilerleyen dönemlerinde ise aile sağlığı merkezlerinde, iş sağlığı ve güvenliği gibi birinci basamakta görev yapan sağlık çalışanları ve işyeri hekimleri yeterli ve nitelikli kişisel koruyucu donanıma (KKD) ulaşım sıkıntısı yaşadı.”

‘ÇALIŞMA ALANLARINDA DÜZENLEME YAPILMALI!’

Dr. Soydinç BTO olarak taleplerini şöyle sıraladı:

“Sağlık Bakanlığı’nı bir an önce çalışma alanlarımızda düzenleme yapmaya çağırıyoruz!

Tüm sağlıkçılar için güvenli çalışma alanı, hastalarımız için güvenli tanı tedavi ortamlarının oluşturulmasını, önlemlerin gözden geçirilip yeniden düzenlenmesini istiyoruz!

Haftalık çalışma sürelerimizin yeniden düzenlenmesini ve istiyoruz!

Şiddete ve hastalıklara karşı güvenli, sağlıklı çalışma ortamı istiyoruz!

OHAL KHK’leriyle hukuksuzca ihraç edilen, güvenlik soruşturması gerekçe edilerek ataması yapılmayan tüm hekimlerin/kamu emekçilerinin derhal görevlerine başlatılmasını istiyoruz!

Birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesini ve sevk zinciri uygulamasına geçilmesini istiyoruz!

İşverenler, sağlık çalışanlarına 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanuna göre COVID-19’dan korunma, KKD kullanımı, hastalık yönetimi vb. konularda eğitim vermek ve bu eğitimleri her birim değişiminde yenilemek zorundadır.

Korunmayla ilgili havalandırmadan, iş örgütlenmesine, iş yükünün düzenlenmesine kadar geniş bir yelpazede işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili önlemler de sorumlulukları arasındadır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun etkin bir şekilde uygulanmasını istiyoruz!"

Düşündüm kaldım… Taleplerin gerçekleşmesi mümkün mü? Gün koşullarında hayır! Gündeme getirilmesi gerekiyor mu? Hekimler ve sağlık çalışanları açısından evet… Atalarımızın bir sözü var; ama günümüzde işlevini yitirdi. İsteyenin bir yüzü kara iken, artık vermeyenin iki yüzü de piri pak

PARAİNFLUENZA’YA DİKKAT…

Geçen sene grip vakaları neredeyse sıfırlanmıştı. Kapanmalar vardı; İnsanların birbiriyle teması kısıtlanmıştı. Şimdi ise sanki salgın yokmuş gibi yaşamaya başladık. İlk aylarda ambalajlı her şeyi sabunlu sularla siler, dezenfekte ederdik. Çarşı ya da market alışveriş torbaları balkonlara çıkartılırdı. Giysiler eve girer girmez çıkartılır çamaşır makinesine konulur ve yıkanırdı. Kapı tokmakları, lamba düğmeleri, yerler, lavabolar, tuvaletler günde bilmem kaç kez çamaşır suyu ile silinirdi. Herkes birer temizlik hastası olmuştu.
Yavaş yavaş eski normalimize döndük ve salgın yokmuş gibi yaşamaya başladık. Dolayısıyla da geçen sene görülmeyen grip vakaları hortladı. Yanına da parainfluenza virüsünü aldı. O da grip hatta Kovid-19 belirtileri göstererek seyrediyor. Kovid taklitçisi olarak da nitelendiriliyor. Bu nedenle de belirtilerde ilk akla gelen Kovid-19 oluyor.

PCR testi negatif çıksa bile emin olmak adına hekimler hastaya tomografi çektirip Kovid-19’dan ayrıştırabiliyor.

Bursa’da son 15, 16 gündür parainfluenza Bursa’da sıkça görülmeye başlandı… Genellikle bebeklerde ve küçük çocuklarda üst ve alt solunum yolu hastalıklarına neden oluyor ancak her yaşta görülebiliyor.

Hastalanmış kişilerin öksürme ve hapşırması ile hava yolu ile veya dokundukları nesnelere temas yolu ile insandan insana bulaşabiliyor.

Burun akıntısı, nezle, öksürükle üst solunum yollarını etkileyen Parainfluenza hastalığı, alt solunum yollarında bronşit, bronşiyolit, ve zatürreye de yol açabiliyor. Bulaştan sonra 2 ile 7 gün arasında belirtiler ortaya çıkıyor.

Nasıl bulaştığına gelince; Kovid-19 gibi. Ancak çeşitli kaynaklarda sert yüzeylerde 10 sat kadar yaşayabildiği yer alıyor. Önlemler de aynı Kovid-19’daki gibi. Hijyen., sosyal mesafe…

RNA virüsü olan parainfluenzanın antiviral tedavisi ya da aşısı yok. Bazı insanlar kendi kendine iyileşirken, özellikle de alt solunum yolları etkilendiğinde mutlaka hastaneye başvurulması gerekiyor.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?