Kamu hastanelerinde uzman doktorlar istifa edip özel sağlık kuruluşlarına geçiyor ya da yurt dışına gidiyor.
(Misal bir yakınım 15 gün önce Yüksek İhtisas’ta dizlerinden ameliyat oldu. Ama bundan sonraki kontrollerini özel bir sağlık kurumunda yaptıracak. Zira ameliyat yapan uzman doktor istifa edip özel hastaneye geçti. 10 gün önce de bir tanıdığın oğlu istifa etti; Kanada’ya gidiyor.)
Salgının ilk yılında insanlar Kovid-19 bulaşır, korkusuyla hastanelere gitmeyi erteledi. Zaten uzunca bir süre pek çok branşta hasta kabul edilmedi, ameliyatlar ertelendi.
Biriken sağlık sorunları insanları hasta etmeye başlayınca hastane acillerine ve polikliniklerine başvuran hasta sayısı arttı. Hasta sayısı arttı; hekim sayısı azaldı ve sıkıntı başladı!
PARASI OLAN ÖZEL HASTANEYE GİDİYOR! YA OLMAYAN!
Siz istediğiniz kadar şık, havalı, 5 yıldızlı otel statüsünde kamu hastanesi yapın, yeterli uzman hekiminiz yoksa sistem tıkanıyor.
Parası olan özel hastaneye gidiyor…
Her gün ağırlığı daha fazla hissedilen hayat pahalılığı ve işsizlikle boğuşan, asgari ücretle ya da emekli maaşıyla geçinmeye çalışan insanlar zaten karnını zor doyuruyor; hangi parayla özel hastanelere gidecekler?
Muayene, tahlil ve röntgen gibi tetkik ücretleri hastanesine ve uzmanlığa yani doçent ya da profesör olup olmamasına göre değişiyor.
Kamu hastanelerinde hasta ya da hasta yakınları Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nden (MHRS) randevu alamaz oldu.
20 gün sonrasına randevu alabilenler kendilerini şanslı saymaya başladı! Zira bazı branşlarda hiç randevu alınamıyor!
Hal böyle olunca; şikayetler artmaya başladı ve çözüm bulundu!
Bursa Tabip Odası’nın açıklamasına göre; sağlık sistemi eskinin SSK’sına dönüştürülmüş, hekim başına 100 hasta! Hasta başına 5 dakika muayene süresi!
BAOB’ta düzenlenen “Sağlık 5 dakikaya sığmaz” başlıklı basın açıklamasına BTO Genel Sekreteri Dr. Ömer Levent Soydinç Yönetim Kurulu üyeleri Dr. Ayşenur Aydoğan Yentürk, Dr. Abdullah Karadağ ile önceki dönem oda başkanlarından Dr. Güzide Elitez ve Dr. Bülent Aslanhan katıldı…
Basın açıklaması ise Ömer Levent Soydinç tarafından yapıldı…
5 DAKİKADA ŞİPŞAK MUAYENE OLUR MU?
Bursa Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ömer Levent Soydinç, birçok hastanede normalde 20 dakika olması gerek muayene süresinin 5 dakikaya düşürülerek hekimlere günlük yaklaşık 100 hasta randevusu dayatıldığını söyledi.
Ve ekledi:
"Bu dayatma, mesleki özerkliğimize müdahale olmasının yanı sıra halkın sağlığını da tehdit ediyor."
Soydinç yıllardır sağlıkta dönüşüm programı adı altında yürütülen politikaların hastaneleri ticarethaneye, hastaları ise müşteriye dönüştürdüğüne, sağlıkta niteliği değil niceliği önceleyen politikalarda ısrar edildiğine dikkat çekti.
Soydinçsözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu anlayışla yönetilen sağlık sistemi toplumun nitelikli sağlık hizmeti alma hakkını ve hekimlik değerlerini yok saymaktadır.
Hekimlik yapabilmek için bir hastaya ayrılması gereken muayene süresi en az 20 dakika olarak kabul edilmesine rağmen ülkemizde birçok hastanede bu süre 5 dakikaya düşürülerek hekimlere günlük yaklaşık 100 hasta randevusu dayatılmaktadır.
Bu randevular, hekimin isteği ve bilgisi dışında MHRS sistemi üzerinden açılmakta, hekimin hastasına yeterli zaman ayırmasına; halkın nitelikli sağlık hizmeti almasına engel olmaktadır.
Hekimlere performans baskısıyla daha çok muayene ve işlem dayatması yapılarak mesleki özerkliğimize müdahale edilmekte, halkın sağlığı tehdit edilmekte, sağlıkta şiddete zemin hazırlanmaktadır…”
TANI İÇİN AYRINTILI HASTA ÖYKÜSÜ ALINMALI!
5 dakikada hasta derdini doktora anlatabilir mi?
Doktor hastanın derdine 5 dakikada derman olabilir mi?Hekimlerin yapacağı tek şey şikâyete uygun tetkikleri istemek…
Sonrası yine büyük bir sıkıntı. Zira pek çok hekimin sekreteri hastalar tetkik göstermeye geldiklerinde yeniden randevu almasını istiyor ve doktor kapısı önünde hır çıkıyor.
Dr. Ömer Levent Soydinç tıp dilinde “Anemnez” denilen hasta öyküsünün alınmasının önemine dikkat çekti:
“Hastalıkların tanısını koyabilmek için ilk ve en önemli adım, ayrıntılı bir öykü almaktır. Dayatılan 5 dakikada ne kişinin yakınmasını anlayabilmek ne de yeterli muayenesini yapabilmek mümkün değildir.
Tıbbi sekreter olmadan çalışmak zorunda bırakılan hekimler tıbbi kayıtların tutulmasında zorluklar yaşayacak, sonraki süreçte yaşanacak en ufak olumsuz gelişmede hekimi zor duruma sokacaktır.
Sağlık Bakanlığı ve hastane idarecileri unutmamalıdır ki malpraktis bireysel değil sistemsel bir sorundur ve bu dayatma ile hastaların sağlığına yansıyacak olumsuzlukların sorumluluğu kendilerindedir.”
(Kişisel kanaatim; tıbbimalpraktisin yani doktor hatalarının kimi zaman bireysel bir sorun olduğu yönündedir…)
MUAYENE İÇİN YETERİ ZAMAN TANINMALI!
Basın açıklamasında kamu hastanelerinden istifalar da dahil pek çok sorunun yaşanabileceği yer aldı:
“Muayene için yeterli zaman tanımamak, hekim hasta ilişkisini birkaç dakikaya sığdırmak; hekimlik meslek etiği ilkelerimiz açısından kabul edilemez ve mesleki özerkliğimize yönelik bilinçli bir saldırıdır.
Bu uygulama daha çok istifa, daha çok hekim göçü, daha çok hastalık, daha çok sağlıksızlık, daha çok sağlıkta şiddet getirir. Halk sağlığını ve sağlık çalışanlarının sağlığını tehdit eden bu uygulamalardan hızla vazgeçilmelidir.
Topluma çağrımızdır; dün olduğu gibi bugün de nitelikli sağlık hizmeti taleplerimizde ısrarcıyız ve hekimlik yapmak istiyoruz. Hem hekimlerin hem de toplumun sağlık hakkı için bu uygulamalara itirazı birlikte yükseltelim. Hekimler köle, hastalar müşteri değildir. Sağlıklı yaşam hakkımızdan vazgeçmeyelim!”
