USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Terör suçu mağduru zararının giderilmesi

14-07-2020

Uluslararası hukukta, Birleşmiş Milletler tarafından, “Ceza Hukukunda Mağdurun Zararının Giderilmesi Deklarasyonu” 29.11.1985 tarihinde kabul edilmiştir. “Mağdurun Magna Cartası” olarak kabul edilen BM Deklarasyonunda mağdur için tanınan dört temel haklardan biri de, uğranılan zararların suçun faili tarafından giderilmesi ve bu zararların resmi, özel devlete ait ve yerel fonlardan karşılanmasıdır. 

Birleşmiş Milletler Suç Ve Nüfuzun Kötüye Kullanılması Mağdurlarının Temel Adalet İlkeleri Bildirgesi’nde (1998) yapılan “Mağdur” kavramının tanıma göre; “Mağdurlar, üye ülkeler ceza kanunlarında suç olarak belirlenmiş ihmali veya icrai eylemler sonucunda bireysel ya da toplu olarak bedensel, zihinsel ya da duygusal olarak zarar görmüş, ekonomik kayıplara uğramış ya da temel hakları zarar görmüş kişilerdir. (… ) Mağdur terimi ayrıca doğrudan doğruya mağdur olan kişinin aile bireylerine veya mağdura yardım ederken ya da mağduriyete engel olmaya çalışırken zarara uğrayan kişileri de kapsar.” 

Terör suçlarının işlenmesine nakdi ve ayni yardımda bulunanlar da, bu fiillerinden dolayı mağdurların uğradığı zararları gidermekle yükümlüdürler.

Terör suçları mağdurlarının zararlarının tazmini konusunda medyada yer alan şu haber ilgi çekicidir; “Kızı HDP aracılığı ile Kandil’e kaçırılan baba ... HDP’ye 2 milyon liralık dava açmaya hazırlanıyor.” Oysa asıl dava açılması gereken hem bu kuruluş hem de özellikle PKK’ya yardımda bulunan ülkelerdir.

Bu sebeple, konu bir başka boyutu ile araştırılmaya ve incelemeye değer önemi haizdir.

Genelde, terör suçu mağdurlarının yoksul aile çocukları ve bunların ana - baba gibi yakınları olduğu açıktır. Bu durumda, söz konusu kişilerin haklarını aramaları ve mağduriyetlerinin giderilmesi için yasal yollara başvurmaları maddi bakımından zorluk göstermektedir. Ülkemizde özellikle, PKK terör örgütüne maddi ve ayni (silah ve diğer malzemeler) yardımda bulunan Amerika Birleşik Devletleri, Federal Almanya, Fransa gibi devletlere karşı tazminat davası açılmasının hukuki ve mali yönden zorlukları bulunmaktadır. 

Terör suçlarında, mağdurlara yapılacak olası ödenecek tazminat miktarlarının alt ve üst sınırları tespiti, izlenecek yasal yolların belirlenmesi usulü ayrı bir uzmanlık gerektirmektedir.

Terör suçu mağdurlarının en az giderle, güven verici bir şekilde ve her yönü ile ayrı bir mağduriyete uğramaksızın bu sorunun çözümlenmesi duraksama konusu olmasa gerekir. Dolayısıyla, konunun bireysel değil, toplumsal bir boyutta çözüme kavuşturulmasında adeta kamu yararı bulunmaktadır.

Önerimiz; Terör Suçlarından Zarar Gören Mağdurları koruma ve Yaşatma Vakfı’nın kurulmasıdır. Bu Vakıf aracılığı ile terör örgütüne yardım eden olası devletlere, diğer kurum ve kuruluşlar ile öteki kişilere karşı hukuk mücadelesi verilmesi her yönü ile başarılı olacağı inancındayız.

Esenlik ve mutluluk dileklerimizle, en içten saygılarımızı sunarız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?