USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İmar Barışında adalet arayışı

04-02-2020

'Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir. Başvuruya konu yapının ve arsasının mülkiyet durumu, yapı sınıf ve grubu ve diğer hususlar Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı Kayıt Sistemine yapı sahibinin beyanına göre kaydedilir.'
Anılan Bakanlık tarafından, İK'nun bu hükmüne dayalı olarak 6 Haziran 2018 tarih ve 30443 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Tebliğini (Kısaca 'Tebliğ') yayımlanmıştır. Tebliğ'in 4 (') madde hükmü aynen şöyledir; 'Yapı Kayıt Belgesi için yapı maliklerinden herhangi birisi veya vekili tarafından, e - Devlet üzerinden Yapı Kayıt Sistemindeki Yapı Kayıt Belgesi formunun doldurulması suretiyle müracaatta bulunulabileceği gibi kurum ve kuruluşlara başvurulmak suretiyle de müracaatta bulunulabilir.'
Yapı Kayıt Belgesi almak için müracaatta bulunanlara, Bakanlık ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlarca ilgili Yapı Kayıt Belgesi düzenlenerek verilmektedir.
Ancak, Tebliğ'in 8 (2) madde fıkrasına göre; 'Yapı Kayıt Belgesi düzenlenemeyecek yapılar için bu belgenin düzenlendiğinin tespit edilmesi durumunda, Yapı Kayıt Belgesi iptal edilir, bu belgenin sağlamış olduğu haklar geri alınır. Yapı Kayıt Belgesi bedeli olarak yatırılmış olan bedel iade edilmez ve belge düzenlenmesi safhasında yalan ve yanlış beyanda bulunan müracaat sahibi hakkında 10'uncu maddenin ikinci fıkrası uyarınca suç duyurusunda bulunulur.'
Yukarıdaki yasa hükümleri çerçevesinde, Bakanlık ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlarca, müracaat sahibine Yapı Kayıt Belgesi verilmekte ve sonra da yapının 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış olmadığının Google Earth Proğramı görüntüsünden tespiti üzerine, Yapı Kayıt Belgesinin iptaline ilişkin bir kısım uygulama gözlenmektedir. Bu uygulama sonucunda, Tebliğ'in 8 (2) madde fıkrası uyarınca Yapı Kayıt Belgesi iptal edilmekte, bu belgenin sağlamış olduğu haklar da geri alınıp, Yapı Kayıt Belgesi bedeli olarak yatırılmış olan bedel iade edilmemekte ve belge düzenlenmesi safhasında yalan ve yanlış beyanda bulunan müracaat sahibi hakkında da suç duyurusunda bulunulmaktadır.
Uygulamada sorun şudur; Yapı Kayıt Belgesi almak için müracaat tarihinde elinde Google Earth Proğramı görüntüsü bulunduğu halde,Bakanlık ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşların, anılan belge düzenlenmesi evresinde bu görüntü gözardı edilmekte - incelenmemekte - ve Yapı Kayıt Belgesi verilmesi ve Yapı Kayıt Belgesi bedeli alındıktan sonra anılan belgeden söz edilerek, Yapı Kayıt Belgesi iptal edilmekte, bu belgenin sağlamış olduğu haklar da geri alınmakta, Yapı Kayıt Belgesi bedeli olarak yatırılmış olan bedel iade edilmemekte ve belge düzenlenmesi safhasında yalan ve yanlış beyanda bulunan müracaat sahibi hakkında da suç duyurusunda bulunulmaktadır.
Böylesi bir uygulama, işlemi gerçekleştiren Devlet için tek taraflı koruyucu kural ve müracaat sahibi yönünden ise hem idari hem de cezai yaptırımları öne çıkarmaktadır. Müracaat sahibinin belge düzenlenmesi safhasında yalan ve yanlış beyanda bulunmasının hoşgörü ile karşılanmasından yana olunamaz. Ancak, böylesi fiilin işlenmesi için, Bakanlık ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşların Yapı Kayıt Belgesi düzenlemeden önce gerekli incelemeyi gerçekleştirmesi gerekmektedir. Zira, söz konusu inceleme önceden yapıldığı takdirde, söz konusu olumsuz olaylar yaşanmayacak ve milli hukukta kamu düzeni zedelenmemiş olacaktır. Bu olumsuz uygulama, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası hukukumuzda, toplumun temel yapısı ve temel çıkarlarını koruyan kurallara aykırılık teşkil etmektedir.
Devlet, önce kendisi hakkın temsilcisi olmalıdır. Vatandaşlar ise, dillerinin ucuyla değil, gönüllerinde; adalet, hak ve hukuka bağlı bir hukuk Devletinin varlığından emin yaşamalıdırlar.
Söz konusu Tebliğ hükmünün iptali için yargı yoluna başvurmak yerine, Devlet'e yakışan bu olumsuz uygulamanın sona erdirilmesini sağlayan adil düzenleme ve uygulamanın hayata geçireceği umudumuzu koruduğumuzu iletmeği yeğlemekteyiz.
Yürekten esenlik, mutluluk ve başarı
dileklerimizi iletiriz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?