USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Müteselsil sorumluluk

26-06-2018

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun (Kısaca 'TBK') 'Müteselsil sorumluluk' başlığı altında, konu ile ilgili hükümleri şöyledir:
'a. Dış ilişkide
Madde 61 - Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları taktirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.
b. İç ilişkide
Madde 62 - Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur.
Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.'
Müteselsil sorumluluk konusunun incelenmesinde, aşağıda belirtilen hukuki sorumluluğun türlerinin bilinmesi önemlidir:
a)Haksız fiil sorumluluğu,
b) Kusursuz sorumluluk
i. Hakkaniyet sorumluluğu
ii. Özen sorumluluğu
iii. Tehlike sorumluluğu
Birden çok kişi aynı veya değişik sebeplerle, aynı zarardan sorumlu olmayabilir.
Aynı zararı birden çok kişinin tazmin borcunun doğumu için iki sorunun çözümü öne çıkar;
a) Zarar verenle zarar gören arasındaki ilişki.
b) Zarar görene tazminat ödendikten sonra zarar verenler arasındaki ilişki.
Üstteki (a) daki ilişki 'dış ilişki' ve (b) deki ilişki 'iç ilişki' olarak tanımlanır.
İç ilişkide zararın tazmininden sonra zarar verenlerin birbiriyle olan ilişkileri, bilhassa rücu ilişkisi öne çıkar.
Müteselsil sorumlulukta zarara uğrayan, tazminatın tümünü zarar verenlerin tamamından, bir kısmından veya sadece birinden isteyebilir.
Birden çok zarar verenden birinin, diğer zarar verenlere oranla hafif olması halinde, zarara uğrayana daha az tazminat ödemesi mümkün müdür?
Konu hem öğreti hem de uygulamada tartışmaya açık bulunmaktadır.
Özellikle, kusurun hafif oluşu, derece olarak kusursuzluğa yakın bulunması kadar olmasa da korunmaya hak kazanmalıdır. Zira, zarar verenlerden birisi kusursuz ise, tamamen sorumsuz sayıldığında, hafif kusur söz konusu ise tam sorumlu sayıp, dış ilişkide tazminatın tamamını ona ödettikten sonra, ondan, bu sorunu iç ilişkide çözmesini ummak, hem adalet hem de dürüstlük ilkesine aykırılık oluşturur. Bu anlayış, modern müteselsil borç görüşüne de uygundur. Modern borç görüşüne göre, müteselsil bir borçta ne kadar borç varsa, o kadar da bağımsız borç vardır. Ancak, bunun borç tutarı daima aynı miktar kadardır.
Sonuç olarak, modern görüş anlayışında, müteselsil sorumlulardan birinin hafif kusurunun tazminattan indirim nedeni olarak kabulü, sadece kusur sorumluluğu türünde söz konusu olur. Buna karşılık, sebep sorumluluğunda 'kusur' durumu, sorumluluğun kurucu unsuru niteliğinde sayılmadığı için, kusurun hafif olması, tazminattan indirim sebebi olarak sayılamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 10/07/ 2013 tarih, 3013/4 - 57 Esas ve 2013/1053 Karar sayı4lı içtihadında da aynı görüş benimsenmiştir.
Yürekten esenlikler ve en içten
saygılarımızı sunarız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?