Araya sıkışan İnegöl galibiyetini saymazsak, 5 maçlık kayıp serisinin ardından, Menemen’den 3 puanla dönen Bursaspor’un bu galibiyeti puan cetveli için de yeni bir anons mu?
Öyle ya 13 haftalık süreçte istikrar ve istatistiki verilerini alt-üst eden bir takımın bundan sonra ligde nasıl bir seyir izleyeceğini kestirmek güç...
Bununun ötesinde tabela sevindirici ama camiada sergilenen oyun düşündürücü görüşü ağır basıyor...
Mesela 86’daki Ozan İsmail’in golü öncesi özellikle Ertuğrul’un çok tehlikeli olmak üzere Bursaspor’un kalesine 3 geri pası var. Üstüne üslük kaleci Canberk’in olağanüstü reflekslerle kurtardığı iki net gol pozisyonu da işin çabası!
Bu arada İsmail Ertekin’in oyun akarken zaman zaman 4’lü savunmadan vazgeçip üçlüye dönüp ortayı sayısal olarak bir arttırması, en uçtaki Enver Cenk Şahin’in arkasına Mustafa Genç’i göndermesi ve de en önemlisi Kubilay Sönmez’e özgürlük tanıyarak sağda-solda serbest oynatması hem oyunda hem de skorda etkili oldu.
Hep söylüyorum, maçları dizilişler değil, oyuncular kazanıyor.
Sevgili hocamızın bu oyun kurgusu ‘az zorlayan, yakın oynamayan’ bir stil.
Yani deplasmana özgü tipik bir ‘vur-kaç’ şablonu!
Bir başka ayrıntıda taraftarın büyük bir bölümü Bursaspor’un zor günlerden çıkmak adına giriştiği kurtuluş mücadelede futbolcularda olması gereken ‘hırs, heyecan, ataklık ve şevk yok’ diye düşünüyor.
Futbolcuların iyi niyetli olup olmadıklarına bir şey söylemek çok mümkün değil ellerinden geleni yapıyorlar kendilerini oyuna veriyorlar. Ancak futbol kaliteleri bu iyi niyetin üstüne koyarak bundan sonraki süreçte nasıl bir performans sergileyeceklerini kestirmek mümkün değil...
Çünkü ekstraları yok!
Sonuçta Timsah’ın Ege seferinden ayrılması sevenlerine "Merak etmeyin hayattayım hastayım ama yaşıyorum ayaktayım mesajı vermesi, kalan haftaların heyecanı için iyi bir ipucu. Kazanmak güveni getirir, takımın iddiasını sıcak tutar.
Ne var ki; "Yeniden" demek adına yine bir seri yakalamaları gerekiyor.
