USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

MAZİYE KALBİMDE YARADIR

27-12-2022

Futbolda üç büyüklerin saltanatına başkaldıran ilk iki takım Eskişehirspor ile Bursaspor’dur. 1960'lı yılların sonlarına doğru bu iki kulübün görkemli çıkışı, seneler sonra 2009-10 sezonunda Bursaspor’un Süper Lig şampiyonluğuyla taçlanarak ‘Anadolu İhtilali’ olarak futbolun tarihine geçti.

Kırmızı Siyahlı komşu kulübün sevenleri genelde demiryolunu kullanarak trenlerle İstanbul’a çıkartma yaparken, o yıllarda Yalova-Karaköy arası çalışan Paşabahçe-Fenerbahçe vapurlarını ağzına kadar dolduran Bursaspor sevdalısı yeri göğü inleterek İstanbul’a ayak basardı.

Deniz yerine kara yolculuğunu tercih eden onlarca Timsah aşığının otobüslere asılı Yeşil Beyaz bayraklar ile adeta düğün alayını anımsatan gruplar halinde Dolmabahçe/Mecidiyeköy-Kadıköy çevrelerinde sergiledikleri görsel şölenleri unutmak mümkün mü?

Paltolu takım elbiseli adamlar!

Kimsenin adamı olmayan takımına sevdalı gerçek taraftarlar. Ne üstlerinde kesici alet vardı ne dillerinde küfür.

En fazla Amigo Yaşar’ın kaptan köşküne çıkarak 3 İstanbullu’ya yönelik üzerinde ‘SENİ YENMEYE GELİYORUZ’ yazılı pankartı astığını hatırlıyorum. Sonrasında da boğaz köprüsüne asılan şampiyon renklerin bayrağı gözlerimin önüne geliyor.

Kazanılan ya da kaybedilen maçtan sonra maçtan sonra en ufak bir olaya mahal vermeden zarif bir geri dönüş. O taraftarlarla birlikte onurlu bir hayatın gözünün içine bakarak yaşlanan eski zaman futbolcuları ve yöneticileri geliyor gözlerimin önüne...

Sonraki yıllarda sadece Bursa değil, ülkemizde meşin yuvarlağın döndüğü her kentteki tribünlerin yaşı küçüldükçe saygısızlık ve nefret büyüdü.

İşin içine para girdi, kalitesiz yöneticilik ve insanları birbirine düşüren medya girdi. Gençliğimizin rüya şövalyelerinin yerini sosyal medya mezbahalarında örgütlenen çeteler aldı. Bursaspor’da olduğu gibi birçok kulüp başkanı bazı tribün liderlerinin emrindeki o çeteleri himayelerine aldı. Ceplerine para koydu, beleş bilet koydu, deplasmanlara gitsinler diye otobüsleri emirlerine sundu...Onlarda otobüslere döner bıçağı beyzbol sopası koydu!

Nefret denen canavarın salyaları, yönetici denen adamların ceplerindeki balyalarıyla kardeş kardeş geçinirken, aynı ülkenin çocukları birbirine düşman oldu.

Mesela henüz dumanı tüten Göztepe-Altay maçındaki utanç gecesine ne diyeceğiz? Aynı kentin iki kulüp taraftarlarının tribünlerdeki kanlı meydan savaşının aktörlerinin futbolla ve insanlıkla ne ilgisi olabilir ki! 

Ve de ne yazık ki; bütün bu değişimlerden en fazla etkilenen iki kulüp vardır:

Eskişehirspor ve Bursaspor!

İkisinin de o eski hallerinden eser yok şimdi...

Nitekim bakıldığında düştükleri girdabın getirisiyle bugün için bulundukları konum ve durdukları yerler bunun en büyük göstergesidir.

Bazen "Mazide yaşadığımız Yeşil Beyaz o güzellikler için keşke maziye kesilse biletler" diyorum.

Oysa hangi yaralı kuş dönmüş geriye, o güzellikler geri dönsün!

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?