USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ!

KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ!
31-01-2024

Yeni yönetimi ve de teknik ekibi ile geçmişe sünger çekip yarınlar adına umutları yeşertmek için her şeye sil baştan yapan Bursaspor için ‘YA DİRİLİŞ YA TÜKENİŞ’ dünkü Nazilli Belediye karşılaşması. Bir başka deyişle 22 haftası geride kalan koca bir sezonun Timsah açısında yalan olduğu bir 90 dakikaydı 100 Yıl Atatürk Stadı’ndaki oyun..                                                                                                                                     

Bursaspor gibi 3 puanı silinmesine rağmen klasmanda durduğu yer ev sahibine göre hiç de endişe edilecek bir konum olmayan Siyah Beyazlı Ege temsilcisi 1.45 Milyon Euro’ya oluşturulmuş bir rakipti.

Buna karşın sıfır maliyete kurulmuş,  üst üste 11 maçını kazanamamış, üstüne üstlük Çağatay Yılmaz, Berat Altındiş, Mustafa Genç gibi skor yükünü çeken oyuncuları ya sakat ya da cezalıydı. Karşılaşma kimin dominant takım olduğu konusunda açık hüküm getiremeyecek kadar ortada başladı ve ilk yarı başlangıç skoruyla noktalandı. 

Kanımca bunda Yeşil Beyazlı futbolcuların beyinlerini doğal olarak kemiren ‘Ya yine kaybedersem’ psikolojisi etkiliydi.

İkinci devrede konuk Nazilli ilk düdükle birlikte atak üstüne ataklarla ev sahibinin üzerine adeta çöktü. Siyah Beyazlı oyuncu kalabalığı karşısında rakibini önlemeye çalışan Bursasporlu futbolcular hücum fikirleri üretmeye zaman bulamayacak kadar çaresiz ve kendi kalelerini koruma adına uğraş veren özürlü taraftı yarışmada... Baran Işık-Recep Koçak’ın orta sahadan hücum organizasyonları ile başlatıp ve en uçtaki 1.90’lık kule santrfor Ahmet Gökbayrak ile değişik bölgelerden yaptığı gol saldırıları ise hayli korku salıyordu Bursaspor kalesinde...                                                     

Özellikle ilk devrede soldan Abdullah Tazgel ile Emre Tepegöz’in getirip rakip ceza alanına indirdikleri toplara sahip çıkacak bir çift gol ayağı olmayışı aranan gole yönelik bir sonuç getirmiyordu.                                                                                                     

Son çeyrekte Ümit Şengül ‘öleceksek adam gibi ölelim’ diye düşünmüş olmalı ki; hücum hattını Barış Dalkıran ve Enes Solakoğlulları ile üçleyince roller değişir gibi oldu. Sağlı-sollu bindirmelerle Nazilli’nin katı savunmasını kanatlarda sarsar gibi oldular ancak sürekli havadan oynamayı tercih eden Ümit Hoca’nın öğrencileri, topu bir türlü yere indiremeyince dolu gittikleri ataklardan boş döndüler.

Her halinden belli oluyor, kafası karışık Bursaspor’un...

Özlüce’de artık taraftar ve camianın tam anlamıyla desteğini almış çok farklı bir anlayış ve bir yönetim var ama yetmiyor.

Sahadaki durum daha da karışık!

Temel savunma prensiplerine sadık kalan tüm takımlar karşısında bocalıyor futbolcular. Bireysel marifet organizasyon yoksulluğu takımın gerçek gücü olan ‘’oyuncular arasındaki görünmez bağlar’’da kopuveriyor. ‘

Peki bundan sonra ne mi olur?

Onu yazmaya-söylemeye dilim varmıyor!

 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?