USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

BABALAR DA AĞLAR: 41.466

BABALAR DA AĞLAR: 41.466
03-12-2023

Kırk bir bin dört yüz altmış altı.

Takipçi sayısı.

Tıklanma sayısı.

Evet, takipçi sayısı diyenler kaybetti. Tıklanma sayısı diyenler daha da kaybetti.

Milli Eğitim Bakanlığından Ulusal Eylem Planları Madde 13 kapsamına alınan projemin hazırlık aşamasında özel izin ile alabildiğim 31.10.2022 tarihli verilere göre Özel Rehabilitasyon toplam kursiyer sayısı.

Sadece Bursa’da. Evet sadece Bursa’da tam kırk bir bin dört yüz altmış altı çocuğumuz ya görmüyor ya duymuyor ya konuşamıyor ya yürüyemiyor. Binlercesi muhtemelen tek kelime anne dahi demedi.Diyemedi.Hepsinin özel çocuk olması yanında ortak olan başka bir yönü daha var.

Görmüyoruz.

Ve hepsi onları görmediğimizi anlıyor.

Evet, zeka geriliği en ağır olan çocuğumuz da anlıyor. O bakışları. Yüzünüzün ifadesini. Söylediklerinizi. Sadece O daha kısa sürede unutuyor.

Dikkatinizi önemle rica ediyorum, bu kırk bir bin dört yüz altmış altı özel çocuğumuz sadece rehabilitasyonda eğitim alan çocuklarımız. Bu çocuklarımız normal gelişim gösteren çocuklarımızın gittiği okullarda eğitim almıyor. Alamıyor.

Bedensel, zihinsel ya da sosyal olarak hazır olmadığı için alamıyor. Alabilecek düzeye geldiğinde zaten normal gelişim gösteren çocuklarımızın gittiği okullara gidebiliyor ve ismi kaynaştırma öğrencisi oluyor.

Yani çocuğumuz özel.Okula gelene kadar üzerinde maddi manevi çokça emek var. Göz yaşı var. Dua var. Adanan adaklar var. Var da var.

En önemlisi umut var.

20.405

Bursa’ da toplam kaynaştırma öğrencisi sayımız da yirmi bin dört yüz beş.Yani yirmi bin civarında özel çocuğumuz normal gelişim gösteren çocuklarımızı yakalamış.

Esasen projem sebebi ile yaptığım çalışmalar gösteriyor ki resmi raporu olmayan kaynaştırma çocuklarımızın sayısı da normal verilerin yaklaşık dört katı. Yani esasen resmi verilerde yirmi bin görünen kaynaştırma çocuklarımızı seksen bin düşünebiliriz.

Aileler çocuklarının özel olduğunu biliyor, özel eğitim ve terapi aldırıyor. Ama RAM raporu almamış. Çocuğumun üstüne etiket yapışmasın diye.

Yani o çirkin bakışlardan, o önyargılardan, o iğrenç yüz buruşturmanızdan yavrusunu korumak için.

Peki, kaynaştırma çocuklarımızın okulda diğer çocuklarımızdan farkı var mı?Hayır yok. Her çocuk hangi hakka sahip ise kaynaştırma çocuğumuz da o hakka sahip.

VE BİZ

Öncelikle kabul edelim bilmiyoruz. Ne özel çocuk ne demek ne kaynaştırma çocuk ne demek bilmiyoruz. İşte şöyle böyle gibi bir şeydi.

Hani anlayabildiklerimize de nasıl davranmamız gerektiğini bilmiyoruz.

Bakın en iyi niyetle en masum yapılanı anlatayım size. Teyzem yolda gördü, bir özel çocuğumuz. Ne yapıyor dersiniz.Elini açıyor başlıyor başını sallaya sallaya okumaya. Üzerine bir güzel çocuğumuzun yüzüne üflüyor.

Annesine de Allah şifalar versin yavrum vah vah diyor. Teyzem, gerçekten çocuğumuz hasta değil. Farklı. Sadece farklı. Ve seni anlıyor. Ve seni görüyor. En önemlisi de farklı olduğunu biliyor.

Sadece ifade etmiyor, edemiyor.

Okula gelemeyenleri hiç görmüyoruz. Hayat çok güzel. Vah vay tüh tüh tamam.  Çünkü zaten en iyi ihtimalle okula gelebildiyse özel eğitim sınıfında. Korkmasenin çocuğunun sınıfında değil.

Hani şu alt sınıf!dediğiniz sınıflar.

Merak edenler için kabaca okullarımızda ayrı sınıflar var. İsmi özel eğitim sınıfları. Dört kişilik. İşte kaynaştırma olamamış; ama bu sınıflar da eğitim öğretim görme hakkına sahipözel çocuklarımızın sınıfları.

Hani şu tekerlekli sandalyede görüp kendimizi geri çektiğimiz, davranışlarından bariz anlayabildiğimiz özel çocuklarımız. Onlar hiç yok.

Kaynaştırma çocuklarımız peki? Onları da öyle bir görüyoruz ki. Evet, yanlış okumadınız. Görüyoruz. Okulda bir sorun mu var. Kesin o yapmıştır. Kesin sorun ondadır. Neden o çocuk raporlu çünkü!

Geldi tam da sizin çocuğunuzun sınıfında oluverdi.

Ya da o kadar atanmak istediniz yılarca uğraştınız ve atandınız. Mesleğe bir başladınız ki sınıfta kaynaştırma öğrencisi.

Aman canım ben ne anlarım alt sınıfa! gitsin. İnanın anlıyorum. Bu cümleyi kurmak yıllarca çocuğumuza emek verip hayatını kurtarmaktan çok daha kolay.

Dikkatinizi rica ediyorum, Türkiye geneli meslekte fiilen çalışan 1000 öğretmenimiz ile anket taraması yaptım.

Proje için diyenler tebrikler. Bildiniz.

Soru çok basit. İki de seçenek vardı. Kaynaştırma öğrencinize özel eğitim öğretmeni kadar yeterli olabildiğinizi düşünüyor musunuz? Soru bu. Şıklar da evet/ hayır.

%97 rekor bir oranla öğretmenlerimiz hayır cevabını verdi ve kaynaştırma çocuklarımıza tek başlarına yeterli olamadıklarını onayladı.

Çözüm önerimiz neydi peki, okullarımızda nasıl rehber öğretmen var, özel eğitim öğretmeni olsun ve de kaynaştırma çocuklarımıza nasıl davranılması gerektiği konusunda öğretmenlerimize destek olsun.Ailelerimize özel çocuklarımıza nasıl davranılması gerektiğini anlatsın. Bilelim. Bilelim ki normal gelişim gösteren çocuklarımızın aileleri de bir rahatlasın. Artık, şu önyargılarından kurtulsunlar!

Okullarda özel eğitim servislerinin kurulmasını içeren, çözüm önerisi sahibiÖzel Eğitim Öğretmeni İsmail TÜRKOĞLU olan projem Ulusal Eylem Planları madde 13 kapsamına alındı, evet.

Az kaldı. 2024 yılında 12 ilde 36 bölgede pilot olarak uygulanmak üzere hazırlık aşamasında Bakanlığımıza teslim edildi.

BABALAR DA AĞLAR!

Kendimi bildim bileli çocukları çok severim.Ya bir gülümseme ya bir saçlarını sevme.Genel de kucağıma alıp bir gıdı almak şeklinde ama hep doyamadan.

Kendim bildim bileli de çokça proje yaptım. Ülkemizde. Avrupa’da.Çocuklarımızla ilgili. İşte yetim çocuklarımız, sevgi evlerinden konsere gibi hep çocuklarımızla olmaya çalıştım. Aşkla.

Ve ben 12.08.2022 tarihine kadar hayatımda hiç rehabilitasyon görmemiştim. Hayatımda hiç özel çocuk sevmemiştim. Ve bir kez olsun da özel çocuklarımızla ilgili proje yapayım hiç aklımdan dahi geçmemişti.

Bu tarih Merve ÖZDEMİRmiladı diyenler. Tebrikler. Az önce de tebrik aldıysanız yıldızlısından tebrikler.

Artık bambaşka bir dünyada bambaşka bir ben olarak yeni bir dünya ile tanışmış, projem canım projem için gece gündüz çalışıyordum. Özel çocuklarımız için.Evet, ilk kez.

Ve bir gün alış-veriş merkezinde yine bir çocuk gördüm. Küçücük dünya tatlısı. Nasıl sevdim. Yanında da babası var. Ve bir çocuk daha vardı.

Küçük çocuğumuzun ağabeyi. Ağabey ama o da küçücük. Tekerlekli sandalyesinde.41.466 çocuğumuzdan sadece biri.Gözleri tavanda. Kollarını çırpıyor. Ben de buradayım demek sanırım.Gördüm. Onunla konuşmaya çalıştım. Onu sevmeye çalıştım.

İlk kez.

Babası hemen telaş yaptı, şaşırdı. İlk kez sanırım, biri engelli çocuğunu sevmeye çalışıyordu. Diğer çocuğunu severken olağandı çünkü. Hemen aman işte kolunu çırpıyor korkmayın demeye çalışıyordu.

Hiç korkmadım.

Ben iletişim kurmaya çalıştıkça kollarını daha fazla çırpmaya başladı ve ses çıkarmaya çalıştı. Heyecanlandı.Onun için de ilk olsa gerek.

Babasını bir an gördüm, gözleri yaşlı. Hüzünlü ve mutluydu. Hızlıca uzaklaşmaya başladım. Arkamı döndüm ve kalabalıktan duymadığımı düşünmesini istedim.

Bana sesleniyordu. Gözü yaşlı bir şekilde. Mutluluktan.

Teşekkür ederim.

Bu teşekkür engelli çocuğunu da sevdiğim içindi. Sadece iki dakika engelli çocuğunu sevdiğim içindi.

Duydum; ama dönemedim.

Benim de gözlerim yaşlıydı. Görmenizi istemedim.

Bitti.

 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?