USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Bursa Tabip Odası “Kabul etmiyoruz!”

23-10-2022

Bursa Tabip Odası’nın yapmış olduğu açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın yapmış olduğu açıklamayı kabul etmiyoruz ve yaratmış olduğu sonuçları eleştiriyoruz.

Hekimlerin ve sağlık ortamının yaşadığı çok derin sorunların olduğu bir gündemde meslek örgütüne sahip çıkıyoruz…”

TTB Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı yurt dışında bir etkinlikteyken PKK terör örgütüne yakın bir TV kanalına bağlanarak kendisine sorulan sorular üzerine TSK’nın bölgedeki operasyonlarda kimyasal silah kullandığı iddiasının araştırılması gerektiğine yönelik çeşitli beyanlar vermişti. Daha sonra yaptığı açıklamalarda da sözlerinin arkasında durmuştu.

Bursa Tabip Odası bu açıklamalara nasıl bir refleks verecekti?

Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının sorunları ve çözümü üzerine özellikle son bir yıldır duraksız bir mücadele içerisindeydiler.

Ve sağlık sendikaları, çeşitli sivil toplum kuruluşları ile koordine olmuşlardı.

Ayrıca tüm bu süreçte bilimden yana farklı işler yapıyor, çeşitli branşlarda çok sayıda akademisyenin makale verdiği, çoklu disiplinli akademik kitapları birer birer yayınlıyor, online olarak tüm üniversitelerin, ilgilenen herkesin yararlanmasına açıyorlardı.

Ve Bursa Tabip Odası kendisine yakışan açıklamayı yaptı:

Bursa Tabip Odası Başkanı Tufan Kumaş ile konuştum; kendisine Şebnem Korur Fincancı’nın açıklamaları ve oda olarak kamuoyuna yaptıkları duyuruyu sordum…

Şunları söyledi:

“Şöyle söyleyeyim. Bizim doğru bulmadığımız birkaç nokta var. Türk Tabipler Birliği 1953’te kanunla kurulmuş geçmişi, kültürü geleneği olan kamu kurumu niteliğinde bir meslek örgütü.

Gerçekten de toplum nezdinde saygınlığı olan bir kurum. Bu saygınlığı da zaman içinde aldığı tutumlardan analizlerden; bunların bilimsel temele dayanmasından kaynaklanıyor.”

TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın yaptığı açıklamanın bağlayıcılığına dikkat çekti:

“Bizi üzen şey şudur; evet Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı açıklama yapabilir. Kişi olarak TTB Konseyi Başkanı’nın “Bunu ben TTB Merkez Konseyi Başkanlığı adına yapmadım’ ya da ‘Başkanlık gömleğimi çıkarttım’ demesi gerçekçi değil. TTB Merkez Konseyi Başkanı olarak bir açıklama yaparken, bunun dayanağı, kanıtları, yöntemi, hepsi çok önemli.”

Başkan Tufan Kumaş, Fincancı’nın açıklamalarında kabul etmedikleri hususları gündeme getirdi:

“Burada biz pek çok konuda eksik ve hata olduğunu görüyoruz. Bir şey iddia ediliyorsa bu olgu üzerinden hareket ediliyorsa somut ortaya konmuş temellendirilmiş bir gerçekse ve tabii ki toplum sağlığını ilgilendiren bir konuysa; bu noktada yöntem olarak, kullandığınız medya kanalları da dahil, kurumsal ciddiyete uygun bir açıklama yapmaya dikkat edersiniz. Yönteme ilişkin, öze ilişkin birtakım hatalar var. Açıklamamızın birinci tarafı budur. Bu nedenle de kamuoyuna yaptığımız duyuruda kabul etmediğimizi belirttik.

İkincisi ise, ‘Bunun sonuçlarını eleştiriyoruz’ dedik. Biz göreve geldiğimizden bu yana altı ay geçti. Komisyonlarımız var, kurullarımız var. Arkadaşlarımız yoğun olarak çalışıyor. Göreve geldiğimiz andan itibaren çok zorlu bir gündemle karşılaştık.”

'NEDEN GEREKSİZ BİR GÜNDEMLE UĞRAŞALIM"

Bursa Tabip Odası olarak sağlık çalışanlarının gündemini şöyle özetledi:

“Hekimlerin çalışma koşulları, özlük hakları, sağlıkta şiddet, toplumun sağlık hakkı ile ilgili pek çok sorunla mücadele ettik. Zaten bir eylemlilik süreci içerisinde görevi devraldık. Bizden öncekilere haksızlık olmasın, onlar da benzeri bir mücadele içerisindeydiler.

Bu bir sürekliliktir… Bir bayrak yarışıdır, bayrağı biz aldık ve devam ettirdik. Bu mücadele süreci içerisinde bizim belirlemediğimiz, öngöremediğimiz sorunlar sürekli gündeme geldi. Bir meslektaşımızı sağlıkta şiddet nedeniyle kaybettik.

Şiddetin en uç noktası, daha ötesi yok! Aile hekimlerine yönelik özlük haklarını düzenlediği iddia edilen, ama içinde pek çok sorun barındıran, adaletsiz, ayrıştıran, güvencesiz bir yönetmelik çıktı. Şimdi ise muayenehane hekimlerine siz işinizi yapamazsınız, deniyor.

Kişi cerrah, ameliyat yapamayacak! Hekimlerin meslek haklarını elinden alan bir süreç var. Ardından insan yaşamının basit tedbirlerle önlenebileceği maden kazasını gördük. İşçi sağlığı ve güvenliği de bizim konularımızdan biridir. Şimdi ülkede böyle gündemler var… Hekim hakkını savunmak toplumun sağlık hakkını savunmak anlamına geliyor…

Biz hekimlerin ve sağlık çalışanlarının birliğini oluşturmak için çok çaba gösterdik. Bursa Tabipler Odası olarak bizim çalışmalarımız da değerli ve önemli ama bir araya gelmeden sesimizi duyurmamız mümkün değil. Bursa’da sendikalarla, derneklerle sıcak bir bağ kurmayı başardık.

Onlar bize güvenle bakmaya başladılar. Biz bunları hep tırnaklarımızla kazıyarak hayata geçirdik. Şimdi olanlar toparlanır ya da toparlanmaz ama şimdi niye gereksiz bir gündemle uğraşalım… Bizim bakış açımızla bu sorumsuzluktur. Bu olayın yıkıcı etkileri çok fazla!”

Bursa Tabip Odası Başkanı Tufan Kumaş “Türk Tabipler Birliği kurumsal bir yapıdır” diyerek kişilerden bağımsız olduğunu ve her zaman sahip çıkacaklarını söyledi…

Ve net bir şekilde şu mesajı da verdi:

“Amasız, fakatsız şiddete, teröre karşıyız…”

MUAYENEHANE HEKİMLERİNİN ÇALIŞMA HAKLARI ELLERİNDEN ALINIYOR!

Bursa Tabip Odası Başkanı Tufan Kumaş’a muayenehane hekimleriyle ilgili yönetmelikle ilgili sorular da sordum; yönetmenliğin ne getirip ne götürdüğünü tam olarak anlayamamıştım.

Sağlık sistemindeki özelleştirme sürecinde ilk adımda kamu hekimlerine yüksek döner sermaye ve performans ücreti verilmiş, kamu hekimlerinin bir kısmı muayenehanesini kapatmıştı, sonraki süreçte çıkartılan yönetmeliklerle kamu hekimlerinin muayenehane açması engellenmişti. Art arda özel hastaneler açılmıştı; SGK’lılardan başta düşük farklar alınıyordu. Günümüzde ise özel hastanelerde SGK farkları cüzi miktarlara düştü.

Geçmişin varsılı olan hekimlerin gelirleri düşürülmeye başlandı. Zira özel hastanelerde daha ucuza çalışacak uzman hekimlere ihtiyaç vardı. Yüksek muayenehane geliri olan hekimler özele geçmiyordu.

Süreç kademe kademe gelişti. Kamu hastanelerinde düşük ücret, şiddet gibi çeşitli nedenlerden dolayı kamudan kaçış hızlandı; hekimler özele geçti; yurt dışına gitti; cerrahi branştakiler başta olmak üzere bazı uzman hekimler de muayenehane açtı.

Bu arada süreç ters tepti; kamu hastanelerinde uzman hekim ( özellikle de yan dallarda) çok azaldı; randevu alınamaz oldu.

Öte yandan muayenehanesi olan cerrahlar ameliyatlarını özel sağlık kuruluşlarında yapıyorlardı. Şimdi muayenehanesi olan hekimlerin özel sağlık kuruluşlarıyla anlaşma yapabilmesine ciddi engeller koyan bir yönetmelik çıkartılmış…

Özetle; muayenehanesi olan hekimlere “Sen bu kadar para kazanma; muayenehaneni kapat; ya özele geç ya da kamuya dön” deniliyor!

BTO Başkanı Tufan Kumaş diyor ki:

“Hekim hakkı toplumun sağlık hakkından bağımsız bir şey değil. Doğum uzmanı gebe takip ediyor, kendisi ne yapacak? Hastası ne yapacak? Yönetmelik değişikliği yaptılar. Muayene hekimi olarak hastayı takip ediyorsunuz, hastanın ameliyatını da herhangi bir sağlık kuruluşunda yapıyorsunuz.

Yeni çıkan yönetmeliğe göre, özel muayenesi olan hekimin özel hastane için sözleşme yapması lazım.  

Özel hastaneler; uzman hekim branşlarındaki toplam kadro sayısının yüzde 15 ‘i kadar uzman hekimle sözleşme yapılabilecek. 100 uzman hekim varsa, 15 hekimle sözleşme imzalayabilecek.

Ayın branşta birden fazla hekimle sözleşme yapılabilmesi için o branşım toplam kadro sayısının üçte birinden fazla uzman hekimle sözleşme imzalanamayacak…

Küçük hastanelerin ameliyathanelerini sözleşmeli doktorlara açması mümkün değil. Onlar da gelir kaybı yaşayacak. Bu yönetmelik büyük zincir hastanelere yarıyor.”

Tufan Kumaş yönetmeliği şöyle özetliyor:

“Kamu hastaneleri boşaldı. Uzman doktorları kamu hastanelerine döndürmeyi hedefleyen; bir de büyük zincir hastanelerinin çıkarları doğrultusunda hekimleri ucuz işgücü haline getiren bir yönetmeliktir! “

 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?