Gelen vurdu gitti, ‘dur’ diyen olmadı, giden vurdu gitti, ‘yapma’ diyen çıkmadı.
Bir üst akla sahip olamamanın cezasını neredeyse yok olmaya yüz tutmak ile çekiyoruz şimdi...
Her gelen yönetim bir öncekinin enkazına katkı koydu.
Boş vaatler ile rüzgâr yapıp, bildiğini okudu hepsi...
'En büyük Bursasporlu biziz' naraları ile ne var ne yok havuduyla götürüp, sıyıra sıyıra dip bırakmadılar kulüpte…
Gerçekten yatacak yeriniz yok, Allah'a havale ediyorum hepinizi.
Gelelim bıraktıkları bu enkaz ile baş başa kaldığımız günümüze...
Doktorların 'çıkmadık candan ümit kesilmez' dedikleri hasta için hâlâ yapılacak bir şeyler var.
Burası Bursa...
Türkiye'nin dördüncü büyük şehri…
İhracatta ülkenin ilk 2/3 şehrinden biri…
Kelimenin tam anlamıyla sanayi devi...
Üzerinde sürekli dumanı tüten, durmadan üreten kocaman bir şehir…
Bu şehrin, yakın geçmişte şampiyonluk yaşamış, Şampiyonlar Ligi'nde boy göstermiş, Avrupa arenasında defalarca yer almış, sportif alanda dünyaya açılan tek penceresi olmuş takımı bugün içler acısı vaziyette.
Böyle güçlü bir şehrin, futbol arenasında esamisi okunmuyor, ne yazık!..
İlimiz sınırları içinde 17 adet Organize Sanayi Bölgesi var.
Tahayyül edebiliyor musunuz gücü?
Sayamayacağım kadar da çok SİAD var.
Şimdi diyeceksiniz ki düşün iş insanlarının yakasından.
Ama ben çok iş insanı gördüm, şampiyonluk senesinde ve sonrasında kulübe ziyarete gelmek için randevu kovalayan.
Basına poz vermek için merdivenlerde birbirini ezen.
Çok iş insanı gördüm, protokolde boy gösteren.
Ama çok iş insanı da gördüm, gerçekten gönülden destekleyen, maneviyatın yanı sıra maddi olarak da elini taşın altına her defasında çekinmedenkoyan…
Çok iş insanı da biliyorum, “Ben yapacağımı yaptım, artık bana gelmeyin, yeter” diye telefonları ya da kapıları kapatan.
Haklı yanları var elbette, saygı da duyuyorum.
Ancak şehrin gözbebeği bu, el değil ki…
Ben de evde oğlana sürekli "bıktım şu dağınık odandan" diye söyleniyorum ama onun gözünü kırpmadan dağıttığını yine oturup onunla beraber ben topluyorum.
Kıyılmıyor çünkü evlada...
Böyle düşünün biraz.
Allah aşkına bu kez gerçekten geride bırakınbıktımları, sıkıldımları...
Lütfen daha sonra bıkın, çünküo sene bu sene değil!
Bu şehirde Bursaspor’u temsil edecek vizyona sahip, donanımlı, güvenle arkasında durulacak, gücü etkisinde saklı o kadar çok değeri var ki…
Çok değerli,
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın İBRAHİM BURKAY
Bursa Ticaret Borsası Başkanı Sayın ÖZER MATLI
UİB Başkanı Sayın BARAN ÇELİK
NİLSİAD Başkanı Sayın YALÇIN ARAS
ÇASİAD Başkanı Sayın SEMİH BAŞARAN
KSİAD Başkanı Sayın ALİ GÜLER
HOSABSİAD Başkanı Sayın SEZAİ SEZER
DOSABSİAD Başkanı Sayın NİLÜFER ÇEVİKEL
BALKANTÜRKSİAD Başkanı Sayın FATİH ŞAKİR
RUMELİSİAD Başkanı Sayın ZARİF ALP
TÜGİAD BURSA ŞUBESİ Başkanı Sayın AHMET PARSEKER
ASKON BURSA ŞUBESİ Başkanı Sayın EMRE YILDIZ
GESİAD Başkanı Sayın MURAT KAYA
İMSİAD Başkanı Sayın MUSTAFA ANDIÇ
BUSİAD Başkanı Sayın BUĞRA KÜÇÜKKAYALAR
BOSİAD Başkanı Sayın RASİM ÇAĞAN
MÜSİAD BURSA ŞUBESİ Başkanı Sayın NİHAT ALPAY ve ismini buraya sığdıramadığım çok değerli dernek başkanları ile yöneticileri…
Hiç mi yüreğiniz sızlamıyor?
İçinizde, ekibinizde çok iyi Bursasporlular olduğunu biliyorum.
Babadan, dededen Bursasporlu iş insanları olduğunu da...
Vizyon sahibi değerlerimizsiniz hepiniz.
Bakın;
Göz göre göre Bursaspor ölüyor...
Bu şehrin havasını birlikte soluyor, suyunu içiyoruz. Her güne aynı gökyüzünün altında başlıyor, kocaman bir şehrin her nimetini birlikte paylaşıyoruz.
Bursaspor'un bu şehre neler kattığını göz ardı edebilir miyiz?
Asla...
Fabrikalarınızdaki personelinizin Bursaspor'un kazandığı haftalarda nasıl verimle ve keyifle çalıştığını kendi ağızlarınızdan duydum vaktiyle.
Bursaspor başarılı oldukça şehrin havasının değiştiğini, esnafın yüzünün güldüğünü, bereketinin arttığını çeşitli platformlarda söylerdiniz hep, yanlış mı hatırlıyorum?
Bu şehirde Süper Lig maçı olduğunda kafesi, restoranı, kebapçısı, taksicisi, büfecisi, tekel bayii, tostçusu, çaycısı, oteli ve daha birçok katmanının yüzünde güller açmıyor mu?
Hiç mi özlemiyorsunuz o günleri?
Şimdi;
Sapla samanı birbirine karıştırmadan, ama, çünkü, fakat, iyi de, gibi ifadelerle başlayan cümleler kurmadan, kimin ne yaptığını bu defa sorgulamadan, Bursaspor'u yaşatmak için güç birliği yapmanız gerek.
Bursaspor’un kurtulmak için paraya ihtiyacı var evet… Ama aynı zamanda vizyon sahibi bir başkana, doğru yönetecek, geleceğe taşıyacak ve yeniden başarılı günlerine döndürecek doğru bir ekibe de ihtiyacı var.
Bursa size ihtiyacınız olan her şeyi sunarken, siz de doğduğunuz ya da doyduğunuzbu şehrin en önemli değerine can olun...
Lütfen...
Bu şehre bir iyilik yapın, Bursaspor'u yaşatın...
Bursaspor'u yaşatın ki yaşasın Bursa!..
Öte yandan;
Şu anki vaziyetimiz her ne olursa olsun,
Biz kültürüyle, tarihiyle çok müstesna, çatısı futbol olanbir SPOR KULÜBÜYÜZ.
Yani SK!
Filhakika;
FK söylemlerini dil sürçmesi olarak algılıyor,
F’yle değil S ile diyerek düzeltmek istiyor, bizde bu armanın tarihini yok saydıracak, geçmişini toprağa gömdürecek göz yok, haberiniz olsun(!) diyerek sözlerime son noktayı koyuyorum.
