Yıllardır dış piyasadan çıkmalarla çakmaları toplayan, sonra da onları geri postalamak için canı çıkan yönetimlerin geçmişteki seyir defteri camiada duyulan endişelerin başlıca nedeni...
Geçmişten günümüze ‘deneme-yanılma’ metodu yerine ‘denemeyip-yamulma’ yöntemiyle sürdürülen transfer işlemlerinin getirisiyle taraftarı haklı olarak ‘Yine karavana olur mu?’ sorusuna yönlendiriyor..
Şu bir gerçek artık; Bursaspor’da, Avrupa veya ülke çapında bir yıldızın Özlüce Tesisleri’ne düşmesini ummak hayal ötesi bir beklenti...
44 dolayında sorunlu dosyayı geçici de olsa şimdilik çözümleyen Emin Adanur liderliğindeki yönetimin son çare olarak sıcak ilişki içinde olmadığı bilinen Büyükşehir Belediye’nin kapısına dayanması eldeki mevcut barutun son gramına kadar kullanıldığı izlenimi veriyor bizlere...
İşte böylesine bir ortamda yönetimden bomba transfer beklemek geçtiğimiz aylarda takıldığım bir ‘izdivaç’ programını hatırlattı...
Bir kadın şöyle diyordu:
‘İşi olsun, evi-arabası-yazlığı olsun. Daha önce hiç evlenmemiş bir bey olsun. Beni çok sevsin, el üstünde tutsun. Yaşlı olmasın, eğlenceyi sevsin Be kardeşim..
Böyle biri olsa, niye TV'yi çöpçatan yapsın ki?
İsteniyor ki; alacağın oyuncu da ‘Gol atmalı, asist yapmalı, genç olmalı, forma sattırmalı, milli olmalı... En önemlisi şöhret olmalı...’
Be kardeşi...
Öyle bir futbolcu sana niye gelsin ki?
Bu tür evliliklerin maliyetinden daha pahalıdır boşanma işlemleri..
2.Başkan Adanur’un iş başı yapmasının ardından çözümlemek için anasından emdiği sütün burnundan getiren hani o 44 dosya var ya; çoğu ‘ille de şöhret olsun’ mantığıyla yapılan transferlerin eseridir.
Sow, Seleznyov, Sakho gibi onlarca ismi alt alta yazmaya kalksak sayfa yetmez.
Mesela Colin Kâzım...
İngiltere’de kariyer yapmış, Fenerbahçe ile Galatasaray gibi iki şampiyon takımda oynamış, milli formayı 35 kez sırtlamış.Bol sıfırlı paralar karşılığı alkışlarla geldiği Bursa’da istenmeyen adam olmuştu geçmişte!
Hatırlarım da o dönemde ‘git’ dediler, ‘money’ dedi... Kal dediler ‘no’ diye diklendi... İşine geldiğinde İngilizce yerine gazetecilere ‘Türkçe küfürler’ etti.
Ama en acısı arkadaşlarının Slovenya Kampı’nda canı çıkarken, o Vakıfköy’de yan gelip yattı!
Al sana golcü.. Al sana milli.. Al sana asistçi.. Al sana şöhret...
Bursaspor’a Kâzım gibileri değil, adam gibi adam lâzım...
Tabi kaldıysa ya da varsa?
Nereden ve nasıl mı bulunacak?
Bilemeyiz, son kongrede Bursaspor için ‘Süper Lig’ ve de ‘Şanına yakışacak kadro’ kurma sözü verenlerin işi...
