Bakın sevgili hocamız söze nasıl başlıyor: ‘Bizim A-B-C planlarımız var çok zor olacak ama biz bu zorluğa her anlamda hazırız...’
Nokta!
Gerisini değerlendirip yorumlamaya gerek var mı? Mustafa’nın girişteki ifadeleri her şeyi çok açık ve net ortaya koyuyor.
Tarihin -maddi/manevi- en zor sezonu var önümüzde…
Telefat çok olacak!
Delik büyük yama küçük…
Son 7-8 yılda içi oyulan, kasası soyulan, malı mülkü savrulan Bursaspor Kulübü göz göre göre batmış da kimsenin haberi olmamış!
Yıllardır duya geldiğimiz “biraz zamana ihtiyacımız var” gibi mazeretler bu sezon ortadan kalkmıştır daha şimdiden…
Camianın duymaktan-okumaktan bıkıp usandığı “Tahta açıldığında eksiklerimizi tamamlayacağız” lafı da çocuk avutmadır...
Görebildiğimiz kadarıyla şu an için mevcut manzaraya bakıyorum da, Bursaspor’da transfer bulutların arkasında bir köy!
Gelin şimdi; Mustafa Hoca’nın söylemlerini farklı açılardan okumaya çalışalım...
Bir takımın sezon öncesi A/B/C planları olmaz.
Ya A olur ya da B!
Öyle C/D/E gibisinden alternatifli planlar oluşturursanız işin içinden çıkamazsınız, her şey çorbaya döner...
Özellikle Bursaspor gibi tahtası kapalı kulüplerde sezon önü planlaması için futboldan sorumlu yönetici ile teknik kadro masaya oturup iki alternatifli taslak hazırlar:
- Tahtanın açılıp transfer yapılması durumunda hedef nasıl vurulur?
- Tahtanın açılmaması halinde hedefe ulaşmak için neler yapılmalıdır?
Şimdi bardağın boş tarafından konuya bakalım...
Teknik bazda en yetkili isim tarafından7-8 transferin şart olduğu açıklanan bir takımın; tahta açılmadığı takdirde -6 puanla lige başlamasının da getirisiyle eldeki mevcut kadroyla hedefine ulaşma ihtimali ne denli mümkündür...
Bir başka dikkat çeken noktada Mustafa Er’in bazı oyuncularına teklifler olduğunu ve de bunları oturup değerlendirecekleri yolundaki açıklamaları...
Anlıyoruz ki; geçen sezon yıldızı parlayan gençlerimizden bazıları bavulları ellerinde kısmet bekliyorlar.
Kime talip çıkarsa ederi bulunduğunda hemen paketlenecek!
Yani hem kadroya takviye yapamayacaksın, hem de eldekileri yollayacaksın!
Sözü uzatmanın âlemi yok, kestirmeden söyleyelim:
Tahta açılmazsa yandı gülüm keten helva!
