Geride kalan son 5 sezonun 32. Haftaları sonrası klasmana şöyle bir bakıyoruz…
Kayseri-Osmanlı…
Adana-Alanya…
Sivas-Malatya…
Rize-Ankaragücü…
Ve geçen sezon:
Gençlerbirliğ-Denizli…
TFF 1. Lig’e beyaz mendil sallayıp, Süper Lig’e yelken açmışlar…
Dönüp aynı süreç kapsamında günümüze göz atıyoruz; düğüm ötesine geçmiş kördüğüme dönüşmüş flu bir fotoğraf çıkıyor karşımıza.
Sadece Bursaspor değil, tam 7 kulübün taraftarları, başkanları, yöneticileri, hocaları ve de futbolcular yani 7’den 70’e tüm camialar elde kâğıt-kalem olasılık hesapları üzerine bir mali müşavir titizliğiyle ilk iki ya da play-off hesapları yapıyor…
Konuya doğal olarak Bursaspor gözlüğüyle bakarsak; gönül gözümüz ikincilik koltuğunu kestiriyor ama mantığımız bu işin öyle kolay olmayacağın söylüyor bize…
Çünkü ipler bizim değil, rakiplerin elinde!
Oysa Süper Lig postacısı müjdeli haber için Bursaspor’un kapısını defalarca çaldı ama açan olmadı!
Olmuş ile ölmüşe yok çare yok ama Timsah Arena’daki Eskişehir ve Giresun yenilgilerini, İstanbul-Altay-Bolu beraberliklerini unutup verilen onca puan zayiatına yanmamak mümkün mü?
Ne yazık ki beyinlerde küllenmeyip hâlâ dumanı tüten, Yeşil Beyaz sevdası ile çarpan yüreklerin kanayan yarası başkentteki Keçiörengücü yenilgisi sonrası kontrolü kaybettik.
Artık bizim ne yapacağımız değil, Erzurum ile Adanademir’in ya da diğerlerin ne yapacağı önemli…
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım; her ne kadar netleşmese de Hatayspor bu ligin gizli şampiyonu…
Efendim; Hatay’ın Süper Ligi garantilemesi evinde son maçını oynayacağı Bursaspor’un işine gelirmiş…
Yok ya!
Hatay’ın anahtar teslim maçı Yeşil Beyazlı konuk ekibe vereceğinin garantisi mi var?
Lig ikinciliğinde gözü olan elin oğlu diğer rakipler armut mu toplayacak?
Herkes gibi bizim de yılların getirisiyle tanık olduğumuz düğümden düğün çıkarılan nice maçlar var!
Bu işin içinde hatır-gönül-dostluk-komşuluk-bölgecilik gibi faktörlerin yanı sıra siyaset-bürokrasi ve de sözü dinlenen hatırı sayılan kişilerin yani lobilerin devreye girmeyeceğini kim söyleyebilir?
Şimdi soruyorum; Bursaspor’un bu saydığım vasıflara/niteliklere sahip böyle bir lobisi var mı?
Bu kulüp hep sonlara bakarak ‘cek-cak’lara dayanarak, o iş ‘oldu-bitti’ gibisinden safsatalara sarılarak düşmedi mi?
Ne güzel söylemiş Mevlana C. Rumi:
"Dün dünde kaldı cancağızım. Bugün yeni şeyler söylemek lazım!"
Dilerim ve de umarım o güzel şeyleri son iki haftada Yeşil Beyaz formalı bizim çocuklar söyler.
