Mesela son Erzurum maçında Özer Hurmacı’nıniki sarı kart görüp oyun dışı kalması gibi…
Peki; Özer Hurmacı kimdir?
Bursaspor’un kaptanı!
35’in merdiven dayamış tecrübe abidesi.
Futbolunu mu beğenmiyoruz, koşmuyor mu, mücadele etmiyor mu, gayretsiz mi, sahada uyur-gezer mi, derbeder mi?
Hayır! Özer’de bunların hepsi 10 numara…
Üstelik Türk futbolunun ‘5 Büyük’ takımından üçünde forma giyen ender bir futbolcu.
Ne var ki; daha sezonun üçte ikilik sürecindesiciline 8 sarı bir de kırmızı kart yazıldı!
Hani ‘İlle de Süper Lig’ parolasının getirisiyle kaptan olarak omuzlarına yüklenen enerjinin negatife dönmesinin eseri mi ondaki bu aşırı stres?
Geri dönüp bakıyoruz Kasımpaşa, Fenerbahçe, Trabzon’daki yıllarına; sabıka dosyasının Bursaspor’da olduğu gibi gördüğü benzer sarı ve kırmızı kartlarla kapağı kapanmıyor!
Trabzonspor’un efsane futbolcusu Lemi Çelik’in yeğeni olması hesabıyla genlerden gelen hırslı bir futbol karakteri var ama anlıyoruz ki; hırçın/agresif/olay çıkarma üstadı…
Hani rakibe veya hakeme bulaşmazsa takım arkadaşı ya da hocasıyla dalaşan oyuncu profilleri vardır ya sanki onlardan biri.
Yakın geçmişten bir iki örnek verelim.
Sözgelimi; Volkan Şen ile Serdar Aziz… Saha içindeki azgınlıkları hırçınlıklarını dizginlenmek için ‘taç giyen baş uslanır’ diye genç yaşta kollarına kaptanlık pazubandı takıldı ama nafile…
İkisi de gemiyi terk etti!
Her neyse yine dönelim Özer Hurmacı’ya…
Bak kardeşim; ayakların futbolla barışık ama gördüğüm kadarıyla burnun biraz havada aklında biraz karışık.
Malum sosyal medya denen bir kavram var,hababam komplo teorileri üretiyorlar, hababam ona buna sallıyorlar.
Oldu da o ‘aklıevellerden’ biri çıkıp da senin için ‘Ziraat Kupası’ndaki iki Erzurum maçında da kadroda bile yoktu’ dese…
Sonra da ‘Yine eski takımı Erzurum maçı var onun için kendini attırdı, tesadüf mü’ diye bir komplo teorisi üretse…
Nasıl cevap vereceksin?
