USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Koşukavak yok ama Akman var!

20-12-2019

Yalçın Koşukavak’tan boşalan koltuğu 1 maçlığına devralan emanetçi hoca Musa Öztürk ilk on birini Latovlevici-Selçuk Şahin-Seleznyov gibi takımın 3 baba oyuncusunu kulübede ya da tribünde bekleyen genci/deneyimlisi olmak üzere 8 isimle harmanlayarak oluşturmuştu.

Dadaşların teknik patronu Erkan Sözeri’de ilk maçtaki 4-2’lik skorun getirisiyle ‘turu çantada keklik’ görmüş olmalı ki takımın başrol oyuncularını istirahata çekmiş; elde avuçta ne kadar kulübe bekleyeni sahaya göndermişti.

En zor işlerden biridir; ilk maçı iki farklı kaybettikten sonra kupada kazanmak üzerine kurgulanmış bir iç saha maçını oynamak… Kalende göreceğin bir gol umutları alır götürür, tur için tribünde haykıran sevenlerinin ışığını söndürür…

Nitekim de korkulan başa geldi; devre bitimine saniyeler kala Hamroun’un golüyle Yeşil Beyazlı ayaklar soyunma odasına boynu bükük gitti: 0-1…

İlk 45’te pozisyona girmeye ne mecali ne de niyeti olmayan bir görüntü veren Bursasporlu futbolcuların kulağına ‘ Yeni Hocanız İbrahim Üzülmez sizleri izliyor’ diye üflenmiş olmalı ki müthiş bir gol iştahı ile fişek gibi çıktılar sahaya…

17’lik Ayhan Akman önce skoru dengeledi ardından Timsah’ı öne geçirdi: 2-1… 

Yaşı küçük ama bizlerde yarınlarda yapacağı işler büyük olacak izlenimi bırakan minik Ali’nin attığı iki golde de estetik/teknik üst seviyedeydi ve de ikisi de inanılmaz biçimde usta işiydi.

Timsah’ın öne geçmesi ‘Atı alıp Üsküdar’ı geçtik’ havasına giren Dadaşları panikletti! Skorun 2-1’e gelmesinden sonra hem sahada hem de tribünlerde hayalleri besleyen ümitlerde filizlendi.

Ne var ki; bir an önce 3. golü bulmaya yönelik hareketli oyun panik futboluna dönüşünce oluşan şuursuz bir baskı sonuç getirmedi, sonuçta Timsah kupada ‘Tamam’, Erzurum ise ‘Devam’ dedi…

Dün gece bir kez daha gördük ve yaşadık ki…

Bursaspor’un kazandığı/ kaybettiği maçlara baktığınızda, takım olarak sergilenen oyun parça parça da olsa her dem tazelenen heyecan dozu yüksek bir polisiye televizyon dizisi gibi…

Seyrederken heyecanlanıyorsunuz ama genellikle kötüler baskın çıktıkça dizinin sonunda ekran başından ya da tribünden mutsuz ayrılıyorsunuz!

Bunun sebebini rejisöre sormak lâzım.

Ama dün gece o yoktu! 

Ne yani; o olmayınca bir maçlığına dümene geçen Musa Hoca’nın haliyle ‘şapkadan tavşan çıkaracak’ hali de yoktu!

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?