Projeyi hayata geçirmek yapılan çalışmaların altında her ne kadar Üniversiteden hocam Binali Yıldırım'ın imzası olsa da, proje'nin gerçek fikir babası Lucien Arkas'tır.
Eğer bu plan ivedilikle işlerse gerçek anlamda yeni bir denizcilik tarihi yazılmış olacak.
Aslında 2000’lerin ilk yarısından itibaren sümen altında bekletilen bir plan bu.
Ama bürokrasi denizini aşmak kolay olmadı.
Neyse ki somut adımlar hedefi buldu da; Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve TCDD arasında ittifak sağlandı.
Özellikle İç Anadolu'daki sanayi bölgelerini limanlara ulaştırmak amacıyla bir masada ortak payda da birleşildi. Eksiklerin tamamlanması adına yeni bir randevu takvimi belirlendi.
Dünya'da; iş ve çalışma bilincinin tavan yapmış olduğu ülkelerde sanayilerin limanlara tren hatlarıyla ulaştığı yadsınamaz bir gerçek.
1998 yılında işim gereği ziyaret ettiğim Rusya'nın Karadeniz kıyılarındaki en büyük limanı olan Noworossiyk Limanı'da bu özelliklerle çalışan demir perde rejiminden kalma bir liman.
Bu tür demir ağlı liman bağlantı örneklerini çoğaltmak mümkün.
Kendi bölgem Gemlik'i örneklendirecek olursam eğer, bu proje yıllık 40 milyon ton yükün karayolundan demiryoluna aktarılması demek.
Karayolundan demiryoluna olan bu geçiş, hem lojistik maliyetlerini hatırı sayılır bir şekilde aşağı çekeceği gibi, karayolu trafik akışını da hızlandıracak.
Kamyon, TIR enflasyonuna da bir ölçüde dizginleyecek.
Sektördeki bu olumlu hava ''Yeşil Liman - Green Port'' çevre dostu, iş ve işçi sağlığı güvenliğine önem veren sürdürülebilir tesisleşmenin de önünü açmış olacak.
2023 Dış Ticaret Hedefleri doğrultusunda bölgedeki yük hacminin daha da büyüyeceği ve daha hızlı adımlar atılması bekleniyordu.
Hatta Gemlik’teki Askeri Hârâ’yı da içine alan bir genişleme çalışması planlanırken projenin şimdilik rafa kalktığı haberi basında yer aldı.
Umarım bu durdurma kararı kısa sürelidir.
Çünkü bu tür nokta dokunuşlara sektörün çok ihtiyacı var.
Toplu taşıma mantığı ile düşünmek gerek.
