USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Uyan artık hocam?

19-03-2019

'Maça gelin' diye çağrıda bulunması gibi; kalabalık tribünler önünde oynamak iyi de...

Beklenti karşılanamayınca o tribünlere mahcup olmak, hatta oradan ıslık duymak da var!

Nitekim Bursaspor, Galatasaray maçının ikinci yarısında kalesinde sıkıntı yaşamaya başlayınca… Tribünler de daralmaya başladı ki en kötüsü budur.

Çünkü en ağır eleştiriden bile net ve keskindir taraftarın kızgınlığı.

Onarması için birilerinin kırılması gerekir.

Tamam; Bursaspor’un bu sezon hakem hatalarından VAR’dan çok canı yandı!

Eyyamcı hakemler hala utanmadan forma ayırıyor, futbolcu kayırıyorlar.

Hep sorduk; yine soruyoruz:

Eve giren hırsızla, emekleri çalan hakem arasındaki farkı anlatır mısınız?

Bavuldan çıkan insan cesediyle, cepten çıkan haksız kartlar arasındaki yakınlığı açıklar mısınız?

Ancak bu saatten sonra Bursaspor’un işi ne hakemlerle ne de adına VAR denen o garabetle… Gerçeklere gönül gözüyle görmektense, mantık çerçevesinde bakmak gerek.

Son Galatasaray maçında bir kez daha gördük ki…

Bu takıma korku gelmiş gitmiyor!

Ve biliyoruz ki; alışkanlıkları terk etmek zordur.

Bu takımın en hazin gerçeği; ruhsuzluk!

Sözlükteki karşılığı ise; toplu intihar!

Yeşil Beyazlı ayaklar sahaya kramponla değil rugan ayakkabı ile çıkıyorlar…

Ve Bursaspor'un katline yürüyorlar!

Ne hazindir ki; bu trajedik görüntüye müdahale etmesi gereken takım komutanı ise…

Sadece seyrediyor!

Hakemlere sallıyor, Özlüce’de futbolcularını gazetecilere şikayet ediyor!

Bırakın oyuna müdahaleyi, saha kenarından lokâl bir müdahale bile yok!

Haftalardır kulübeye girememiş Onur Atasayar’ı sahaya atıyor…

Milli takıma seçilmenin getirisiyle moralli kaleci Muhammed’i yanında oturtuyor!

Her maç takımın üstü başıyla oynuyor, ‘deneme yanılma’ metodunu uyguluyor…

Ama her denemenin sonunda takım yamuluyor!

Elbette Bursaspor’da yürekten/gönülden oynamaya çalışanlar var…

Ama Timsah’ın hayatıyla oynayanlar da var!

Diyorlar ki; ‘dere geçilirken at değiştirilmez…’

İyi güzel de; ‘bu gidişle ne dere kalacak, ne de at!’

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?