USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Kentsel dönüşüme yeşil dokunuş…

17-01-2017

Burada öncelikli hedef vatandaşların, depreme dayanıklı yapılar içinde yaşamlarını güven altına almanın paralelinde çarpık kentleşmenin doğurduğu çirkin kent dokularından kentleri kurtarmak oluyor. Projelerin uygulanmasında gerekli olan yatırım büyüklükleri, yerel yönetimlerin ekonomik gücünü aşması nedeniyle, kendi içinde finans kaynağı yaratma gereği de kaçınılmaz oluyor. Bu nedenle kentsel dönüşüm içinde yer alan binalar yüksek katlı planlanıyor. Her ne kadar uygulama planlarında yeşil alanlar da yer alıyorsa da, birim alana düşen nüfus büyüklükleri karşısında, genişlikleri kısıtlı kalıyor.
Yüksek binalar denince aklımıza hep New York gelir, nüfus yoğunluğunun çok yüksek olduğu Manhattan adasında 3,5 milyon m2 büyüklüğündeki Central Park dünyanın en gözde yeşil alanlarından biridir. Yılda 45 milyon insan bu parkı gezer, çeşitli etkinlikler içinde yer alır. Bu parkın oluşumu taa 1865›lere dayanır ama, bugün de gökdelenler kenti New York’ta halk ve yönetimler yeşillikleri adanın tümüne yayma yolunda iri adımlar atıyor. Hemen boş alan var mı dediğinizi duyuyorum, yok tabii, ama binalar var, binaların çatıları var. New York’un eski belediye başkanı Bloomberg kentin yapısını değiştiren kişi olarak kent tarihine geçecek herhalde. Kentin en işlek meydanları olan Times ve Herald meydanlarını yayalaştırmasının yanında, çok geniş yürüyüş ve bisiklet yolu ağını da adada oluşturarak, kent içine yerleştirilen kiralama istasyonlarından 10 bin bisikleti New Yorkluların kullanımına sunarak, ada içindeki araç kullanımını azalttı, CO2 salınımı da…
Tüm bunların yanında dünyaya örnek olacak bir başka çevreci adım attı, o gökdelenlerin tepesine yerleştirilen yeşil bahçelerde dikey tarım kavramını oluşturdu. Şimdi havadan New York’a baktığınızda beton yığınları yerine, adeta ağaçlarıyla, yeşillikleriyle, yer yer yüzme havuzlarıyla, Central Park’la bütünleşmiş bir dünya parkı içinde hissediyorsunuz kendinizi…
Tüm bunları okurken, bizim kentsel dönüşüm projelerimizi doğayla bütünleştirme, o binalara yerleşecek insanlarımızı doğanın güzellikleri içine yaşatma fikri beynime yerleşti. Hani bir yeniliğe adım atmaya niyetlendiğimizde deriz ya, Amerika’yı yeniden keşfetmeğe gerek yok; yok ama bizim aklımıza gelmeyenleri öğrenerek kent yaşamımızı güzelleştirme fırsatını görmezden gelmeye de hakkımız yok.
Aslında bu yönteme uluslararası düzeyde örnek olabilecek bir uygulamayı, daha önce çalıştığım Bademli’deki OLEA 43 Projesinde ben yaptım. Evlerin önünde yer alan geniş bir spor ve sosyal tesisinin, yol seviyesindeki çatısında, zeytin ağaçları da dikerek, rengarenk çalılarla, çiçeklerle donanmış çim kaplı bir park oluşturduk. Yoldan geçenler sanki zeytinliğin içinde düzenlenmiş bir park zannederler, oysa parkın altında sitenin sosyal tesisi var.
İşte bu bilgiler ışığında, kentsel dönüşüm uygulamalarına giren tüm belediyelere, tüm inşaat sahiplerine ve yapımcı firmalara, ilgili tüm meslek odalarına önerim, gelin bu örnekleri iyi inceleyin, yapım maliyetinin klasik çatılardan çok daha düşük olacağına inandığım bu düzene geçelim. Böylece insanlarımızı betonun soğukluğundan, sertliğinden biraz olsun uzaklaştıralım, doğanın sıcaklığıyla, güzellikleriyle bütünleştirelim, kentteki yaşamı yumuşatalım ve renklendirelim…
Bu vesile ile çok önemli bir önerim daha var, Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımıza ve BTSO Sayın Başkanı ve Yönetimine;
Haydi gelin değerli tarım arazileri üzerine kurmayı planladığınız KARACABEY YÜKSEK TEKNOLOJİ SANAYİ BÖLGESİ içine yerleşecek tüm fabrika çatılarını yatay projelendirin ve hepsinin üzerinde, ayni OLEA43 Projesinde düzenlendiği şekliyle, yeşil bahçeler, meyvelikler, zeytinlikler, tarım alanları oluşturun ve de DÜNYANIN BİR NUMARALI ÇEVRECİ SANAYİ BÖLGESİ olun…
Size VAR MISINIZ? diye sormuyorum, tüm meslek yaşamını, üzerine sanayi bölgesi kuracağınız, geleceğimizin gıda pınarı o nadide toprakların, verimini artırma yolunda emek harcamış biri olarak rica ediyorum, eğer bu önerimi iyi inceler ve uygulamaya sokarsanız, inanın kuracağınız o özel sanayi bölgesi kadar önemli bir oluşuma imza atmış olacaksınız ve de dünya insanının önüne, değeri ölçülere sığmayacak, bir oluşum koymanın gururunu yaşayacaksınız ve de örnek olacaksınız…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?