„Mülteci“ akını mı, açığa çıkan yolsuzluklar mı, eski bakanların itirafları mı, diyanetin protokoldeki sırası mı, işsizlik mi, cep yakan pahalılık mı, eğitim mi, salgınla mücadele mi, döviz kurları mı, Türkiye Cumhuriyet Merkez bankası rezervleri mi, Kanal İstanbul ihalesi mi?
Gündem çok yoğun, ülkemde, geleceğimizi, yarınlarımızı doğrudan etkileyen çok ciddi konular var.
Bu konular Türk Halkının menfaati dikkate alınarak, en kısa sürede, çözüme ulaştırılmalı.
Oysa ki , 104 canımızı kaybettiğimiz Karadeniz’deki sel felaketini, hektarlarca ormanın yandığı yangın felaketini ne çabuk unuttuk.
Şimdi bu felaketleri, gündemin son sıralarına, hatta dışına attık.
Peki, sizce Türkiye, bir doğal afete daha hazır mı?
Depreme ne kadar hazırız?
Benim gündemim deprem!..
Depremi uzun uzadıya tanımlamak istemiyorum ancak temel olarak bilinmesi gereken bazı şeyleri aktarmak isterim.
Üzerine bastığımız kara parçasını, ufuğa baktığımızda, sonsuz büyüklükte ve çok sağlam hissediyoruz değil mi?
Oysa ki değil.
Yerküre için en güzel betimleme, dünyamız bir elma ise yerküre bu elmanın kabuğu“ betimlemesidir.
Üstelik bu elmanın kabuğu, yani 7 temel plakadan oluşan yerküre, dünynın var oluşundan bugüne kadar sürekli hareket halindeydi ve hala hareket halinde…
Bu hareket yer kürenin hemen altında manto tabakasının konveksiyon akım ile oluşturduğuhareketlerden kaynaklanıyor.
Nasıl mı?
Manto tabakası, eriyik kayaçlardan ve magmadan oluşuyor.
Yerküreye yakın yerlerde daha soğuk, çekirdeğe yakın yer ise sıcaktır.
O kadar sıcaktır ki, üzerine bastığımız kayalar eriyik haldedir.
Manto tabakasındaki sıcaklık farkı, eriyik malzemeyi çekirdeğe doğru çekerken, ısınan eriğide, konveksiyon akım ile yerküreye doğru geri iter.
Yani bu döngüsel hareket, ayaklarımızın altında 70km derinlikten itibaren başlayan manto tabakasındaki magmayı bir yükseltiyor bir alçaltıyor.
Işte bu döngü nedeniyle yeryüzündeki plakaları yavaş yavaş hareket ediyor.
Bu hareket sırasında, yerküre levhalarının sınırları „faylar“ birbiri ile sürtünürse „deprem” oluşuyor.
Peki Türkiye hangi levhalar üzerinde, bu levhaların sınırları „faylar“ nerede?
Türkiye, güneyde Arabistan plakasının, kuzeyde Kuzey Anadolu fayının tam üzerinde.
Arabistan plakası, her sene 1-2cm kuzeye hareket ederek, Kuzey Anadolu fayını sıkıştırıyor.
Bu sıkışma nedeniyle fayda biriken enerji çok şiddetli bir kuvvet ile depremlere neden oluyor.
Son seksen yılda, bu enerji, Erzincan‘dan başlamak üzere, doğudan batıya doğru, Kuzey Anadolu fayı üzerinde taşındı taşındı ve…
1939 Erzincan depremi büyüklük 7,9
1942 Niksar depremi büyüklük 7,0
1943 Tosya-Ladik depremi büyüklük 7,2
1944 Bolu Gerede depremi büyüklük 7,2
1957 Bolu Abant depremi büyüklük 7,1
1967 Adapazarı depremi büyüklük 7,2
1999 İzmit depremi büyüklük 7,4
Sıradaki durak İstanbul.
Sadece İstanbul da etkilenmeyecek.
Kuzey Marmara, güney Marmara, kısmen Ege, Balkanlar’daki komşular…
Hem jeolojik olarak hemde, istatistiki olarak riskin farkında mısınız?
Çocuklarımızın, eşimiz, ailemiz, dostlarımızın, yakınlarımızın canı risk altında…
Pozitif bilim ışığında, deprem uzmanlarının desteği ile, toplumsal olarak hazırılıklı olmalıyız, hazır olmalıyız.
Bina dayanımı, haberleşme, altyapı, şehirleşme, toplanma alanları ve gerekli tüm denetimlerin, yenilemelerin, hazırlıkların yapılması lazım.
Buna ilave olarak, bireysel olarak da depremde nasıl davranılması gerektiği konusunda eğitimli ve bilinçli olmalıyız.
Lütfen depreme hazır olun, hazırlıklı olun…
