USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Gençlerimiz bu sıkışmışlığın neresinde?

05-07-2022

Hatta biz iki ayaklıların, hareketinden önce başlamış diyen kaynaklar da var. Kus, balık, ve diğer canlılar gibi.

Doğada görülen bu eylem neden insan için daha dramatik hale geliyor peki?

Her yolculuğun bir gideni, bir de kalanı var da ondan.

Yolculuk sırasında oluşan her türlü kayıp ise en çok acı veren kısmı sanırım.

Tarihte bilinen ilk göçler Milattan Öncesine dayansa bile, en akılda kalanları 4. YY ’da başlayan Kavimler Göçü.

Sanayi Devrimiyle, kırdan şehre göçler başlamış. Mübadeleler, soykırımlar, savaşlar…

1821-1924 yılları arasında, 55 milyon Avrupalı ülke değiştirmiş, bunların 34 milyonu ABD'yi seçmiş.

2021 yılı sonunda, Ukrayna’da iç ve dış göçlerin toplamı 14 milyonu bulmuştur.

Kısaca, dünya genelinde, 2020 sonunda, 281 milyon kişi, göçmen tanımıyla anılmaktadır.

Dünya genelinde, 2020 yılında, gurbetçilerin ülkelerine kazandırdığı para 702 milyar dolar artı diğer yatırımlar olarak kaydedilmiş.

Peki bu gençlerin gidisini bu sekile yatırıma çevirmek kültürel göçün kan parası mı?

Tatillerde gelip harcarlar diye beklediğimiz dövizlere dönüşmelerini beklemeliyiz.


Rekoru her ne kadar Meksika ve ABD arasındaki göç oranı elinde tutmaktadır.
Buna rağmen, Suriye ile aramızda gerçeklesen göç hacmi küçümsenmeyecek kadar çok.
Buna ilave olarak, Pakistan gibi ülkelerde kayıt dişi olmak üzere daha da fazlası gelmeye devam etmektedir.

Ülkemize kontrolsüzce gelen ve Avrupa kabul etmediği için kalmaya da devam edecek olan mülteciler ne olacak?

Peki bizim gençlerimiz bu sıkışmışlığın neresinde?

İyi eğitim almış, yabancı dil bilen, pratik zekası, çalışma temposu olan gençler.
Ülkeye, onları bağlayan, maddi ve manevi değerleri neredeyse yok edilmiş gençler
Gitme kararını korkmadan alabilecek ve hatta aileleri tarafından desteklenen büyük bir kitle halindeki gençler.

Bu sıkışmışlığın neresinde?

İzlediğim bir belgesel filmde Afrikalı kardeşimiz „yoksulluğun gözü kör olsun“ diyordu.

Bu gitmelerin sebebi daha iyi koşullarda yaşamak.

Belki de, göçler, ileride atalarımızın yaptığı gibi yine iklim koşulları, su ve gıdaya göre şekillenecek.

Ekmek neredeyse vatan orasıdır deyip bu sefer gerçek ekmeğin pesine koşmaya devam edeceğiz anlaşılan.

Göç hayatimizin gerçeği ve hayat olduğu sürece öyle de olmaya devam edecek.

Yeter ki devletler, gerçek bir göç politikası ile beyin göçüne son verebilirler.

Türkiye’den beyin göçüne son verilmesini temenni ederim.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?