Sağlık

Yumurtayı saçınıza sürmeyin, yiyin!

Saçlarınız dökülüyor ve siz bunu önlemek için zeytinyağı, sarımsak ya da yumurta sürüyorsunuz. Oysa bunların hiçbir faydası yok!

Yumurtayı saçınıza sürmeyin, yiyin!
27-06-2015 14:01

Saç sağlığı uzmanları Burcu Çayözü ve Evrim Bayraktar bu besinleri sürmek yerine düzenli bir şekilde yemenizi öneriyor ve kan değerlerinizi sık sık ölçtürmeniz gerektiğine dikkat çekiyor.


Kim ne derse desin dış görünüş herkes için önemli. Yaşamın her alanında pek çok kişi karşısındaki insan hakkındaki ilk izlenimini görünümüne bakarak elde ediyor. İşte tam da bu noktada en önemli unsurlardan biri saçlarınız! Özellikle kadınlar için dolgun, sağlıklı ve ışıltılı saçlar özgüvenin anahtarı. Psikolojik durumumuzun da aynası olan saçlarda oluşan herhangi bir olumsuz değişim moral bozmaya yetiyor. Böyle durumlarda ise genellikle “Mevsim değişikliği”, “Bu şampuan bana yaramadı”, “Bodrum’un suyu beni mahveti” diye bahaneler üretir, kendimizce çözümler üretmeye başlarız. Oysa Akademi Saç Terapi merkezinin saç sağlığı uzmanları Burcu Çayözü de Evrim Bayraktar da aynı şeyi savunuyor: “Saç dökülmesinin nedeni kullandığınız su olsaydı herkes aynı sorunu yaşardı. Şampuanlar, bakım ürünleri ya da hava değişikliğini de saç kaybıyla ilişkilendirmek doğru değil.” Saç dökülmesinin toplam 46 nedeni olduğuna dikkat çeken ikili hormonal dengesizlikler, vitamin eksikliği ve genetik yatkınlığın çok önemli olduğunu söylüyor. Doğru tedavinin tek yolu ise saça analiz yapmak!

Proteinden zengin beslenin

Burcu Çayözü ve Evrim Bayraktar, 2009 yılından beri aktif olan Trikoloji merkezinin kurucuları. Trikoloji, 1900’lü yılların başında İngiltere’de çalışmaya başlanılan saç bilimi olarak tanımlanıyor. Dermotojinin saç üzerine yoğunlaşan bu dalı sayesinde saç ve saç derisi hastalıklarının neden ve çözümlerini araştırılabiliyor. Saç dökülmesine karşı şampuan ya da piyasada bulunan ürünleri kullanmanın çözüm olmadığını belirten Çayözü, asıl önemli olan şeyin kişinin problemini tespit edip, ona özel bir çözüm geliştirmek olduğunu anlatıyor: “Saçlarınızda ani bir değişim varsa peşin hükümlere varmadan önce kendi hikayenizi gözden geçirin. Son dört ayda hayatınızdaki değişimler, beslenme alışkanlıklarınız, uyku düzeniniz ve olabilecek diğer hastalıklarınız dökülmeyi doğrudan etkileyebilir.” Trikoloji uzmanı  Bayraktar ise bu durumu şöyle açıklıyor: “Beden kilo kaybı, vitamin eksikliği ya da benzer durumlarda alarm durumuna geçiyor ve tüm enerjisini hayati önem taşıyan organlara akıtıyor. Saç, vücudun barometresidir. Vücut tehlike olarak algıladığı durumlarda önce saçların daha sonra tırnaklar ve dişlerin enerjisini kesiyor. Saçların dökülmesi, incelmesi ve yıpranması doğal bir sonuç oluyor. Bunu önlemek için vücudunuzun B12, folik asit, demir seviyesini sık sık kontrol etmelisiniz. Protein bakımından da zengin beslenmelisiniz. Saç problemlerinin önüne geçmenin en etkili yolu düzenli yaşamak ve sağlıklı beslenmek.”

Yumurtalık kistiniz olabilir

Saç söz konusu olduğunda kadınları ve erkekleri ayrı ayrı ele almak gerekiyor. Erkeklerdeki saç sorunları genellikle genetik yatkınlıktan. Hormonal dengesizlikler de egzama ve kepeklenmeye neden oluyor. Kadınların yaşadığı saç sorunları ise fizyolojik nedenlere dayanıyor. Kansızlık, hormonal düzensizlik, troit problemleri de en çok saç kaybına neden olan durumlar arasında. Çayözü, yumurtalıkla ilgili sorunların kadınların saçlarını zayfılattığını anlatıyor: “Özellikle Polikistik Over gibi kist hastalıklarında saç derisinde yağlanma, sivilcelenme ve saç tellerinde incelme çok sık gözlemleniyor. Kişi yumurtalıklarındaki hastalıktan çoğu zaman habersiz oluyor ve sadece saç dökülmesine karşı kozmetik ya da dermatolojik şampuanlara yöneliyor. Halbuki problem çözülmeden saçı tedavi etmek mümkün değil. Bu gibi durumları öngördüğümüzde ilgili hekime yönlendiriyoruz. Ayrıca saçları şekillendirmek için yüksek derece ısı kullanmak, saç kremi ve bakım maskesi uygulamamak da kuruma, kırılma ve yıpranma hızını artırıyor.”

Motor yağı bile yumuşatır

Trikoloji uzmanları Burcu Çayözü ve Evrim Bayraktar saçla ilgili çoğu yöntemin yanlış olduğundan bahsediyor. Saçları yıkama aralığından kullanılan doğal ürünlere kadar uyguladığımız yöntemlerin hemen hepsi şehir efsanesinden ibaret. İşte bunlardan birkaçı:

- Kozmetik ya da dermatolojik ürünler saçlarınızı onarmaz yalnızca yıpranmasını önleyebilir.

- Doğal yağ karışımları ve ev tipi yöntemlerin hiçbiri saçınızın sağlığını geri getiremez. Yağ, ancak onu yediğinizde yani kendi içinde amino asitlere ayrıldığı zaman saça fayda getirir. İsterseniz motor yağını sürün saçınıza, o da kayganlaştırır ve yumuşatır, siz de saçınıza iyi geldi zannedersiniz.

- Sarımsak, soğan, kokular, yağlar... Bunların hiçbirinin bilimsel olarak kanıtlanmış bir faydası bulunmuyor.

- Bilinenin aksine saçın kendi yağı onu beslemez, saç köklerini inceltir. Saçı doğru sıklıkla yıkamamak saç problemlerine neden olur. Saç her gün yıkanmalı.

- Saçın uzamama nedeni yüksek oranda beslenmeyle ilgilidir. Uzaması için yumurta sürmeyin, yumurtayı yiyin!

- Şapka, başörtüsü takmak ya da şampuan değiştirmek saç dökülmesine neden olmaz.

KISA KISA SAĞLIK

Göz damlası doğru kullanılmalı

Göz damlalarının yanlış kullanımı hem körlüğe hem de tedavi süreçlerinin uzamasına neden olabiliyor. Avrupagöz Merkezi göz hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Kadircan Keskinbora, göz damlası kullanırken dikkatli olunması gerektiğine işaret ederek doğru tedavi için damlanın göz içerisine damlatılması ve bir süre gözün açık tutulması gerektiğini belirtiyor.

Bakım şart!

Yaşın ilerlemesiyle ortaya çıkan göz çevresindeki kırışıklıklar, zamanın yıpratıcı etkilerini ayna gibi yüzümüze yansıtıyor. Özellikle 30 yaşından sonra ortaya çıkan göz çevresi kırışıklıklarıyla bakım, beslenme ve Thalgo göz bakımıyla mücadele etmek mümkün. CityBeauty Güzellik Merkezleri uzmanları özellikle ince kırışıklıklardan kurtulmak için göz çevresinin her gün içten dışa doğru hafif daireler çizerek temizlenmesini, bol su tüketilmesini ve Thalgo spa gözlüğü uygulamasını öneriyor.

Vitamin deposu güneş

D vitaminini vücutta depolamak için yaz tatilini iyi değerlendirmek gerekiyor. Bu vitaminin güneş ışınlarının deriye temas etmesiyle elde edildiğini söyleyen Çocuk Sağlığı Hastalıkları, Çocuk Alerji ve İmmunoloji Uzmanı Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony şu önerilerde bulunuyor: “Güneş aracılıyla elde ettiğimiz D vitamini, ihtiyacımızın yüzde 90-95’ini karşılıyor. Fakat yaz aylarında insanların bolca kullandığı güneş koruyucular bunu engelliyor. Vücudunda D vitamini eksikliği olanlar yaz mevsiminden yararlanmalı ve havanın elverdiği günlerde diz ve dirsekten aşağı kısımlarını güneşle 20-25 dakika temas ettirmeli.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER