AK Parti İl Başkanı Ömer Özmen, jeotermal üretimin zararları konusunda ortada bilimsel bir veri bulunmamasına rağmen, jeotermalin zararlarından bahsetmenin Aydın ekonomisine ve üreticisine zarar verdiğini belirtti.
Ömer Özmen, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Son günlerde yerel iktidarın temsilcileri ve muhalefet milletvekilleri görevlerini yerine getiremedikleri için, işin kolayına kaçıp jeotermali ve partimizin milletvekillerini dillerine dolamışlardır. İktidarımız ve milletvekillerimiz dün olduğu gibi bugün de Aydına her türlü hizmetin ve yatırımın gelmesi için çalışmaktadırlar.2002 yılından bu yana şehrimize 24 milyarlık yatırım yapmışız. Çevreyolu, okullar, hastaneler, barajlar gibi birçok yatırım Aydın’a kazandırılmış iken Aydın’da muhalefet tarafından yapılan basın açıklamalarında nezaketsizliğin ve saygısızlığın had safhaya ulaştığını görüyoruz. Sadece muhalefet yapmak için 18 yıldır yapılanları görmezden gelen, salt eleştirmek için konuşan bir zihniyet ile karşı karşıyayız. Jeotermal ilimizin en önemli doğal kaynaklarından birisidir. Jeotermal üretimin zararları konusunda bağımsız kuruluşlarca ortaya konulmuş objektif ve bilimsel veriler henüz ortada yok iken, Aydınımızın havasını, suyunu, toprağını zehirlediğini söylemek ilimize yapılabilecek en büyük haksızlık ve kötülüktür. Bu açıklamaları yapanlar maalesef; incir, zeytin, pamuk, mısır ve çeşitli tarımsal ürünlerimize, ilimiz ekonomisine ve üreticisine de zarar vermektedir. Aydınımızın marka değerlerine verdikleri zararın farkında bile değiller. Bu açıklamalarınız bu ürünlerin pazarına da zarar vermektedir. Üreticimize olumsuz etkileri olmaktadır. Kaldı ki, muhalefetin Aydın milletvekillerinden birisi jeotermal ile ilgili TBMM’ye soru önergesi vermiş,Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum gerekli açıklamayı yapmıştır. Bu açıklamada Aydın’da; Germencik, Efeler, Buharkent ve Pamukören olmak üzere dört ayrı bölgede birer aylık periyotlarla 2 ay süresince ölçümler gerçekleştirildiği, bu denetimlerde partikül madde, kükürt dioksit, azot dioksit, ozon, karbonmonoksit miktarlarının ölçümlendiği, bu ölçümlerin değerlendirme sürecinin devam ettiği ifade edilmiştir. Ayrıca Aydın Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü gözetiminde ölçümler ve denetimler de devam etmektedir. Geçtiğimiz hafta Aydın Valiliğince 2016 ve 2019 tarihleri arasında gerek şikayet ve gerekse çevresel izleme amaçlı yaptırılan Hidrojen Sülfür (H2S) ölçüm değerleri maksimum 4,42 ikrog/m3, minimum 0,018 ikrog/m3 (Yönetmelikte limit değer 20 g/m3) olarak ölçüldüğü, ölçüm sonuçlarının yönetmelikte yer alan sınır değerleri aşmadığı açıklaması yapılmış olup ve halen ilimizde faaliyet gösteren tüm JES’lerden kaynaklanan hava ve koku emisyonları, çevresel gürültü ve atık su kimyasal analiz ölçümlerinin ilgili kurum gözetiminde yapıldığı açıklanmasına rağmen sürekli olarak ortalığı bulandırma amaçlı bilimsel dayanaktan yoksun açıklamalar ile Aydın Kamuoyunun meşgul edilmesinin iyi niyetli bir davranış olmadığını düşünmekteyiz. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi Jeotermal enerjide akıl ve bilim eşliğinde bir çözüm bulmamız ve varsa yapılan yanlış uygulamalar, suistimal, ihmal ve ihlallerin tespit edilip bunların kamu erki eliyle düzeltilmesi gerekmektedir. Bu noktada da denetim görevi olanların kamuoyunu düzenli aralıklarla bilgilendirilmesi de önemlidir. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından desteklenen 250 bin Euro bütçeli teknik iş birliği çerçevesinde, Jeotermal Enerji Santrallerinden kaynaklı çevresel etkilerin tespiti ve çözüm önerileri, jeotermal projelerinin kümülatif etkilerinin değerlendirilmesine yönelik uygulama, projesi yürütülmekte olup, proje kapsamında da söz konusu etkilerin araştırıldığı belirtilmektedir. Bu araştırmalar sonucunda objektif, bilimsel bir çalışma ile kamuoyu sağlıklı bir şekilde bilgilendirilecektir. Eğer eksiklikler tespit edilir ise halkımızın menfaati gereği eksikliklerin giderilmesi konusunda gereken işlem ve eylemler yapılacaktır. Aydın’ı bizde en az sizler kadar önemsemekteyiz, halkımızın ve çevremizin sağlığı bizim için de vazgeçilmezdir. Buna rağmen elinde veri olduğunu söyleyip de bu verileri de açıklamayan bir anlayış ile karşı karşıyayız. Varsa elinizde bir ölçüm niye 60 gün bekliyorsunuz, çıkın kamuoyu ile paylaşın, herkes cezasını çeksin. Polemikler ile şehrin gündemini meşgul etmeyin, hizmet üretin” dedi.
Ömer Özmen, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Son günlerde yerel iktidarın temsilcileri ve muhalefet milletvekilleri görevlerini yerine getiremedikleri için, işin kolayına kaçıp jeotermali ve partimizin milletvekillerini dillerine dolamışlardır. İktidarımız ve milletvekillerimiz dün olduğu gibi bugün de Aydına her türlü hizmetin ve yatırımın gelmesi için çalışmaktadırlar.2002 yılından bu yana şehrimize 24 milyarlık yatırım yapmışız. Çevreyolu, okullar, hastaneler, barajlar gibi birçok yatırım Aydın’a kazandırılmış iken Aydın’da muhalefet tarafından yapılan basın açıklamalarında nezaketsizliğin ve saygısızlığın had safhaya ulaştığını görüyoruz. Sadece muhalefet yapmak için 18 yıldır yapılanları görmezden gelen, salt eleştirmek için konuşan bir zihniyet ile karşı karşıyayız. Jeotermal ilimizin en önemli doğal kaynaklarından birisidir. Jeotermal üretimin zararları konusunda bağımsız kuruluşlarca ortaya konulmuş objektif ve bilimsel veriler henüz ortada yok iken, Aydınımızın havasını, suyunu, toprağını zehirlediğini söylemek ilimize yapılabilecek en büyük haksızlık ve kötülüktür. Bu açıklamaları yapanlar maalesef; incir, zeytin, pamuk, mısır ve çeşitli tarımsal ürünlerimize, ilimiz ekonomisine ve üreticisine de zarar vermektedir. Aydınımızın marka değerlerine verdikleri zararın farkında bile değiller. Bu açıklamalarınız bu ürünlerin pazarına da zarar vermektedir. Üreticimize olumsuz etkileri olmaktadır. Kaldı ki, muhalefetin Aydın milletvekillerinden birisi jeotermal ile ilgili TBMM’ye soru önergesi vermiş,Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum gerekli açıklamayı yapmıştır. Bu açıklamada Aydın’da; Germencik, Efeler, Buharkent ve Pamukören olmak üzere dört ayrı bölgede birer aylık periyotlarla 2 ay süresince ölçümler gerçekleştirildiği, bu denetimlerde partikül madde, kükürt dioksit, azot dioksit, ozon, karbonmonoksit miktarlarının ölçümlendiği, bu ölçümlerin değerlendirme sürecinin devam ettiği ifade edilmiştir. Ayrıca Aydın Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü gözetiminde ölçümler ve denetimler de devam etmektedir. Geçtiğimiz hafta Aydın Valiliğince 2016 ve 2019 tarihleri arasında gerek şikayet ve gerekse çevresel izleme amaçlı yaptırılan Hidrojen Sülfür (H2S) ölçüm değerleri maksimum 4,42 ikrog/m3, minimum 0,018 ikrog/m3 (Yönetmelikte limit değer 20 g/m3) olarak ölçüldüğü, ölçüm sonuçlarının yönetmelikte yer alan sınır değerleri aşmadığı açıklaması yapılmış olup ve halen ilimizde faaliyet gösteren tüm JES’lerden kaynaklanan hava ve koku emisyonları, çevresel gürültü ve atık su kimyasal analiz ölçümlerinin ilgili kurum gözetiminde yapıldığı açıklanmasına rağmen sürekli olarak ortalığı bulandırma amaçlı bilimsel dayanaktan yoksun açıklamalar ile Aydın Kamuoyunun meşgul edilmesinin iyi niyetli bir davranış olmadığını düşünmekteyiz. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi Jeotermal enerjide akıl ve bilim eşliğinde bir çözüm bulmamız ve varsa yapılan yanlış uygulamalar, suistimal, ihmal ve ihlallerin tespit edilip bunların kamu erki eliyle düzeltilmesi gerekmektedir. Bu noktada da denetim görevi olanların kamuoyunu düzenli aralıklarla bilgilendirilmesi de önemlidir. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından desteklenen 250 bin Euro bütçeli teknik iş birliği çerçevesinde, Jeotermal Enerji Santrallerinden kaynaklı çevresel etkilerin tespiti ve çözüm önerileri, jeotermal projelerinin kümülatif etkilerinin değerlendirilmesine yönelik uygulama, projesi yürütülmekte olup, proje kapsamında da söz konusu etkilerin araştırıldığı belirtilmektedir. Bu araştırmalar sonucunda objektif, bilimsel bir çalışma ile kamuoyu sağlıklı bir şekilde bilgilendirilecektir. Eğer eksiklikler tespit edilir ise halkımızın menfaati gereği eksikliklerin giderilmesi konusunda gereken işlem ve eylemler yapılacaktır. Aydın’ı bizde en az sizler kadar önemsemekteyiz, halkımızın ve çevremizin sağlığı bizim için de vazgeçilmezdir. Buna rağmen elinde veri olduğunu söyleyip de bu verileri de açıklamayan bir anlayış ile karşı karşıyayız. Varsa elinizde bir ölçüm niye 60 gün bekliyorsunuz, çıkın kamuoyu ile paylaşın, herkes cezasını çeksin. Polemikler ile şehrin gündemini meşgul etmeyin, hizmet üretin” dedi.