Enerji-1

Enerji-1

Mürsel Öztürk

5 yıl önce

Bu haftaki yazımda tüm dünya ülkelerini ama özellikle ülkemizi çok yakından ve derinden ilgilendiren ENERJİ konusuna değinmek istiyorum.Günlük hayatımızın tamamını etkileyen, bütçemizden önemli bir pay alan enerji olgusunu biraz açalım.Enerji deyince aklımıza gelenler: 1-Petrol, 2-Kömür, 3-a)Doğalgaz, b)Kaya gazı, 4-Hidrolik (Su), 5-Rüzgar, 6-Jeotermal, 7-Güneş, 8-Biyoenerji.Bu geniş yelpazenin ilk iki sırasındakiler ve en çok para harcadıklarımız maalesef ülkemizde yok gibi. Bunları ithal ediyoruz ve çok büyük miktarlarda döviz ödüyoruz. Bunların kullanım yerleri de çeşitli. Önemli bir bölümünü elektrik enerjisi üretiminde, taşıt araçlarında, ısınmada kullanıyoruz.Enerji kaynaklarına genel olarak bir bakalım…1-PETROLBu kaynak ülkemizde çok az var. Petrolün %95'ini ithal ediyoruz. Petrol yokluğu ciddi bir eksiklik mi? Tartışılır. İleri ülkelere baktığımızda; Japonya, Güney Kore, Almanya, Fransa, İtalya ve benzeri ülkelerde de petrol yok ama ekonomileri güçlü. Çünkü ciddi bir ekonomi politikaları var. Müşteri olma gücünü kullanmak bir yana, sanayi ürünü ihracatı ile bu konuda denge sağlıyorlar. Bu listeye Çin'i de ilave edebiliriz. Petrol üreticilerinin bir bölümü bağımsız davranıyorlar. Diğer bir kısmı ise OPEC olarak örgütlenmişler. Olayın bir de siyasi yönü var. Rekabet hemen hemen yok. Alternatif kaynaklar bir ölçüde düzenleyici etki yapıyor. 2-KÖMÜRÜlkemizde yüksek evsaflı olmayan Linyit rezervleri mevcut. Zonguldak'ta şu günlerde yeteri kadar üretilmeyen Taş Kömürü var. Yakıt olarak ve elektrik enerjisi üretiminde kullanılıyor. Önemli miktarda da yüksek evsaflı olarak ithal ediliyor. Kömürün; üretilmesi ve taşınması enerji sarfı gerektirdiğinden ve kül atığı olduğundan ilk tercih edilen kaynak değil. Hele Linyitlerin kül oranının %50'ye kadar çıkması işi daha da zorlaştırıyor. Kül barajı yapılması ve oraya taşınması gerekiyor. Külün, çok az da olsa katkı malzemesi olarak kullanılması mümkün. Örneğin çimento üretiminde…3-DOĞALGAZÜlkemizde 40 yıl önce Güneydoğu ve Trakya'da küçük miktarlarda çıkarılmaya başlandı ve kullanıldı. Ancak normal bir üretim mümkün olmadı. Gelecek ne gösterir bilinmiyor. Dünya genelinde ise çok önemli miktarlarda üretiliyor ve özellikle Doğu Akdeniz'de yakın zamanda önemli rezervler bulundu. Biz de sondaj gemilerimizle sondaj işlemine başladık. Bir gemimiz yerine ulaştı, diğeri de yakında ulaşacak. Konunun uluslararası tartışmalara neden olması, olayın ciddiyetini gösteriyor. Israrla bu araştırmaları yapmalıyız…Doğalgaz önemli ölçüde borularla naklediliyor. Sıvılaştırılmış olarak gemilerle sevk etmek de mümkün ama pahalı. Çünkü nakletmenin sonrasında stok etmek de gerekiyor. Gaz halinde borularla geleni de stoklamak mümkün. Doğalgaz sevkiyatı konusunda ülkemizin stratejik bir konumu var. Tarihsel olarak bir köprü niteliği olan ülkemiz, gaz nakil hatları konusunda da bir köprü konumunda. Büyük üretici ülkelerin ürünü sevk edebilmeleri için Anadolu coğrafyası bir boru ağı durumuna geldi. Böylece vananın kumandası bir ölçüde bizim elimizde. Ancak stratejik avantajın yanında önemli siyasi riskleri de var. Bu yakıtın en önemli avantajı hava kirliliği açısından temiz enerji olarak kabul edilmesi. Doğalgaz gelmeden önce şehirlerimizin ve özellikle Bursa'mızın nasıl bir hava kirliliğine maruz kaldığını hatırlamalıyız. Şu anda bile Doğalgazın pahalı oluşu; dar gelirlileri, ucuz ama düşük kaliteli kömür kullanmaya zorluyor. Bu nedenle özellikle Soğuk Kış günlerinde ciddi bir hava kirliliği sorunu ile karşı karşıya kalıyoruz.Enerji konusuna gelecek hafta da devam edeceğim. Kalın sağlıcakla.

YAZARIN DİĞER YAZILARI