Toplantıya, Yıldız’ın yanı sıra 118K Yönetim Çevresi Federasyonu 2013-2014 Hizmet Dönemi Başkanı Ayşe Gülten Öztürk de katıldı. Yazılı ve görsel basında farklı uzmanlık alanlarına sahip medyatik kişilerin gıda konusunda yaptığı açıklamalarla halkı yanlış yönlendirdiği ve kafa karışıklığı yarattığını söyleyen Yıldız, “Gıdadaki bilgi kirliliği çok büyük boyutlara geldi. Bu tür yaklaşımlara dur demeliyiz. Bir konu özellikle bir marka üzerinden gündeme geliyorsa ticaridir; bilimsel değildir. Biz bilimi dikkate almak zorundayız. Basında, medyada, sosyal medyada gıda konusunda uzmanlığı olmayan kişilerin söylediği sözlere itibar etmeyin” dedi.
PALM YAĞININ KANSEROJEN İÇERDİĞİNE DAİR İBARE YOK
Gündemin en sıcak konularından biri olan palm yağına da değinen Lale Yıldız, “ Bir çikolata markasıyla anılan ve kanser yaptığı iddia edilen palm yağı, geçtiğimiz Ocak ayında Avrupa basınıyla birlikte bizde de gündem oldu. Oysa Mayıs 2016’ da yayınlanan EFSA(Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi)’ nin raporu 200 derecenin üzerinde ısıl işlem gören tüm bitkisel yağlarda kanserojen risk taşıyan bulaşanların oluşabileceğini söylüyor. Yani bütün bitkisel yağlarda bu risk var. Ve bu rapor palm yağı özelinde bir rapor değil. Söz konusu EFSA raporunda Palm yağının kanserojen olduğuna dair de hiçbir açıklama bulunmamaktadır. Hiçbir otoritenin de bu yönde açıklaması yoktur. Eğer sözü edilen bu yağda kesin olarak kanserojen risk tespit edilmiş olsa idi, Dünya sağlık Örgütü zaten kullanımını yasaklardı. Yayınlanan rapor, bir risk değerlendirme raporudur. Bundan sonra bu risklerin nasıl yönetileceği üzerine çalışmalar yapılacaktır” dedi.
PASTORİZE VE UHT SÜT, SOKAK SÜTÜNDEN DAHA SAĞLIKLI
Sokak sütlerindeki risklere de dikkat çeken Yıldız, “ Sokak sütü olarak bilinen çiğ sütte Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından kabul edilen miktarların üzerinde hastalık yapan bakteri, virüs gibi mikroorganizmalar bulunur. Evde kaynatma işlemi sonrasında bu zararlı mikroorganizmaları tamamen yok edemeyeceğiniz gibi, besin değerinde de ciddi kayıplar oluşur. Hayvandan sağılıp tüketiciye ulaşıncaya dek çevre, hava, su, yem, gübre, insanlar gibi pek çok kaynaktan birçok hastalık yapan mikroorganizma bu süte bulaşabilmektedir. Pastörize ve UHT sütler ise sadece ısıl işlemle hastalık yapıcı tüm mikroorganizmalardan arındırılmış, dünyanın en korunaklı ambalajı içinde saklanan, besin değeri yüksek, içinde hiçbir koruyucu ya da katkı maddesi olmayan sağlıklı sütlerdir. Raf ömrü, pastörize sütte 4-5 gün, UHT sütte de 4-6 ay kadardır” dedi.
Yıldız, günde yarım litre sütün günlük ihtiyacımız olan kalsiyumun yüzde 70’ini fosforun yüzde 60’ını, iyotun yüzde 25’ini B2 ve B12 vitaminlerinin de yüzde 77’sini karşıladığını aktardı. AB ülkelerinde kişi başına yıllık 80-100 litre süt tüketilirken bu oranın Türkiye’de ise 25 litre olduğunu ifade etti.
Hazır yoğurtlara da değinen Yıldız, şöyle devam etti: “Hazır yoğurt üretiminin tüm aşamaları maksimum hijyen koşullarında gerçekleştiğinden istenmeyen mikroorganizma oluşumu gözlenmez. Bu sebeple de yaygın bilinenin aksine üretimde katkı ya da koruyucu madde kullanılmaz. +4 derecede muhafaza ettiğiniz takdirde raf ömrü süresince bozulmaz.”
ÖZTÜRK’TEN KORGAVUŞ’A TEŞEKKÜR
Lions 118K Yönetim Çevresi 2013-2014 Hizmet Dönemi Başkanı Ayşe Gülten Öztürk de gerçekleştirdikleri eğitim programlarından bahsetti. Kükürtlü Lions’un Hülya Korgavuş başkanlığında başarılı bir döneme imza attığını kaydeden Öztürk, kulüp üyelerine misafirperverlikleri için teşekkür etti.
KORGAVUŞ: BURADA BİREYSELLİK YOK
Kükürtlü Lions Kulübü Başkanı Hülya Korgavuş da Lale Yıldız’a sunumu dolayısıyla teşekkür etti. 2016-2017 Hizmet Dönemini yarıladıklarını söyleyen Korgovauş, “Bugüne dek, birçok projede hep birlikte çalışarak yüreklere dokunmanın mutluluğunu yaşadık. Bundan sonra da aynı şekilde güzel projelere birlikte imza atacağımızdan kuşkum yok. Hepininize teşekkür ediyorum” dedi.