Fiili Merkez Bankası Başkanı şubat ayı başında gerçekleştirilen Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı’nda ’İddiasız hedef koyan Merkez Bankası, bence oksimorondur’ ifadesini kullanmıştı. Yani bir Merkez Bankası birbiriyle zıt, çelişen bir durum içinde olmamalıdır, çok güzel.
Açıklama böyle olunca, yerel seçimlere yaklaşırken insanların TL’den kaçışı önleyecek ciddi adımların atılması beklenirdi. Ancak süper gevşek politikaya devam edildi; ta ki TL tahvillere büyük satış ve yabancı paraya alım gelene kadar. Vatandaşın beklediği ancak görüldüğü kadarıyla MB için sürpriz olan bu gelişmeler sonrasında gece yarısı kredi genişleme hızını düşürülmesi için bir uygulamaya geçileceği duyuruldu.
Para basım hızı yüzde 63 iken, yüzde 45’lik politika faiziyle resmi olarak yüzde 70’e ulaştığı açıklanan enflasyonun düşürülmeye çalışıldığı bir ortamdayız, yani tam bir oksimoron bir durum söz konusu aslında.
Diğer taraftan bu politikaları yürütenlerin yabancı yatırımcılara şu ana kadar programdan istenen sonuçların alınmamasının nedeninin bankaların aşırı para kazama isteği olduğunu ifade ettikleri söyleniyor.
MB’nin beklentisinin aksine TL mevduata faizlerinin bankalar tarafından düşük tutulmasının problemin kaynağı olduğu söylenmek isteniyor.
Diğer taraftan yıllardır öcü gibi gösterilen yabancı yatırımcılara yeni yapılan muhteşem kulelerde bir yıl sonra enflasyonun yüzde 13’e düşeceği, TL’de büyük bir fırsatın beklediği anlatılmaya çalışılıyor.
Durum budur…
Bugün dünyada başarı için şeffaflık şart koşulmaktadır. Sanırız oksimoronu bir kenara bırakarak tam bir açıklığın, samimiyetin sağlanması ülkemiz için daha hayırlı olacaktır.
