USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Yazlık sinema: Kezban’dan Ella’ya   

Yazlık sinema: Kezban’dan Ella’ya   
23-05-2024

Yıllar önce Yazlık Nur Sinemamız vardı Bursa’da. Şehrin göbeğinde, dörtyol civarında.. Ben de ilkokul yaşlarındayım. Annem, komşu teyzeler ve çocukları, Gazcılar Caddesi’nden cümbür cemaat gittiğimizi hatırlıyorum. Film İzzet Günay ve Hülya Koçyiğit’in oynadığı Kezban Paris’te idi.

 

.

Şimdi bu ne kadar mümkün? Bir kere şehir merkezinde yazlık değil, normal sinema bile kalmadı. İki, anneler çocuklarıyla gece vakti yürüyerek sinemaya gitmek için herhalde iki kere düşünecektir. Mekanı Cennet Olsun (Annem) ... Ümit Besen bu albümünde

 

Ne günlerdi ah o günler

Sinemalarda filmler

Plaklar bir tarih sanki

Her yerde boy boy afişler 

 

diyor. Nasıl da denk geldi sabah sabah...

 

Geçen hafta 18 Mayısta Belçika’nın Kortrijk şehrinde açık hava sinema keyfini yeniden yaşadık. Sessiz Film Canlı Müzik projesinin üçüncü gösterimiydi. Geçen yıl Brugge şehrinde galası yapıldı, bu yıl ocak ayında Brüksel’de daha büyük bir kitleye ulaştı, ve en son Kortrijk’te kanal kenarında büyülü bir ortamda sunuldu. Açık havada film izleme heyecanını yaşadık.

.

 

Bu projede, farklı kültürlerden (Türkiye, Rusya, Belçika, Suriye, Polonya, İran, Fransa) yedi yönetmen bir araya gelerek “Yalnızlık” teması üzerine kendi yorumlarımızla yedi farklı sessiz siyah beyaz kısa film gerçekleştirdik. Filmlere daha sonra İsviçre kökenli Belçika’da yaşayan Simon Ho ve Suriye kökenli Hollanda’da yaşayan Hannibal Saad özel müzik bestelediler. Ve farklı ülkelerden 13 müzisyen doğu ve batı çalgılarıyla sentez oluşturarak bir senfonik müzik konseri ortaya çıkardılar. Bir anlamda sessiz filmlerin müzik eşliğinde izlendiği eski günlere atıfta bulunuldu.

.

 

Projede benim yazıp yönettiğim Ella isimli film de yer alıyor. Ella, erkek egemen toplumda hayatını bir çift cam ayakkabıya sığdırmaya şartlandırılmış bir kadının uyanışını anlatıyor. Zira en büyük yalnızlık, sistemin hepimizi zorladığı dış görünüşe göre beğenilme duygusu, yani narsizm.. Ella, narsist yalnızlığın esiri olmadan kendi başına olabilmeyi öğreniyor hikayede.

 

Bu role sevgili sanatçı/psikolog arkadaşım Ülkü Dursun can verdi. Onun sözleriyle şöyle diyor Ella:

 

 “Kendisinden beklenen her şeyi başardı. Ama gözlerinin ışıltısında bir şeyler eksikti. Kendini özlemişti. Peki kendini yansımasında bulabilecek mi? Yoksa gidecek daha çok mu yolu var?”

 

Proje, bir Cinemaximiliaan yapımı. Belçika’ya yeni gelen insanlara sanat ile kucak açan bir Sivil Toplum Kuruluşu Cinemaximiliaan. Özellikle mültecilere.. Ben de gönüllü bir üyesi olarak faaliyelerine katılmaya ve olabildiğince katkıda bulunmaya devam ediyorum.

.

Fotoğrafta Brüksel Ancienne Belgique salonundaki gösteri sonrasında sahnede coşkumuzu paylaşıyoruz.

.

 

Hep göçerek bugünlere geldik. Bu durum hem gelen için hem karşılayan için zorluklar barındırıyor. Paylaşmak, birlikte yaşamak kolay değil. Ama her işin çaresi üretmek, olanı çoğaltmak ve bunun için ortam oluşturmak. Karşılıklı olarak insanın içindeki iyiyi görmek ve yaşatmak... Başka çaremiz var mı?

 

Yeni filmlerde, yeni yazlık sinemalarda, yeni dostluklarda buluşmak dileğiyle.

.

Sevgiyle kalın.

.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Mahir Arici
Mahir Arici 5 ay önce
???????? nostalji dediğin böyle olur ???????? Her zaman ki gibi mükemmel bir yazı. Eline yüreğine beynine kalemine sağlık
Yüksel Çilingir
Yüksel Çilingir 5 ay önce
Ah nostalji, ne çok şey söylenir!.. Çok teşekkür ederim.