USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İş bulamayanların son çaresi işsizlik ödeneği

04-09-2023

Türkiye’de son yıllarda her gün bir yenisi kurulan üniversi­telerin sayısı, üçü pasif olmak üzere toplamda 207 adettir. Bunların 129’u devlet üniversitesi, 75’i de vakıf üniversitesi­dir. Her şehirde bir devlet üniversitesinin mutlaka olması bir kanun emri olup, vakıf üniversitelerinin de çoğunlukla İs­tanbul’da (Üniversite sayısı 54) kurulduğu da ayrı bir gerçek.

Ülkemizde üniversite sayısının çok fazla, eğitim kalitesi­nin düşük olduğu konusu her fırsatta yoğun olarak eleştirilmekte.

Dünyaya baktığımızda Hindistan 8400’ü aşkın üniversite ile ilk sırada gelmekte.

Amerika’da üniversite sayısı 6 Bin 500’ü geçerken, Rus­ya’da bu sayı 800 kadar.

Almanya’da üniversite sayısı 400’e yaklaşırken İngiltere’de ise sadece 150.

Üniversitelerimize niceliksel olarak değil, niteliksel olarak baktığımızda da başarı sıralamasına üç beşi ancak girebiliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın masasında kuruluş izni bek­leyen bir o kadar daha üniversite oldu­ğunu da unutmayalım. Yüksek Öğretim Ku­rumu istatistiklerine göre 2021-2022 aka­demik yılında 128 bini vakıf üniversitelerinden 773 bini de bini de devlet üni­versitelerinden olmak üzere toplam 900 bini aşkın öğ­renci bu kurumlar­dan diploma almayı başarmış.

“Başarmış” kelimesini özellikle yazdım, çünkü üniversite­ler kadar öğrencilerin de eğitim düzeyi dünya sıralama­sında arzu edilen düzeye ne yazık ki çıkamıyor.

Hangi okuldan, hangi branşlarda kaç öğrenci mezun olup, kaçı iş bulabilmiş asil bizi düşündüren bu durum ol­malı.

YÖK, hangi üniversiteye, hangi fakülte ve bölümlerin açıl­ması konusunda ilgili sektörlerden görüş sormaktadır. Fakat, buna rağmen doktor, avukat veya farklı mesleklerde ihtiyaçtan çok fazla mezun verildiği gerçeği de buz gibi kar­şımızda.

Örneğin, ülkemizde pilot ihtiyacı varken Havacılık Yöne­timi, Sivil Hava Ulaştırma Hizmetleri, Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri adı altında bölümleri açarak yüzbinlerle ifade edilen ücretlerle mezun vermek hiç bir işe yaramamakta, sadece bu ticari kurumlara para kazandırmakta.

Okuldan borç harç mezun olup, sonra iş bulmak için özel sektöre başvuran ve iş bulamayan, sonra da devletin kapısını (İŞKUR) çalmaktan başka çaresi olmayan binlerce gen­cin ve ailelerinin içinde bulunduğu durumu sayılar gösteriyor. Havacılıkta çağ atladık, dünyanın en önde gelen devletlerinden biri de biz olduk diyoruz, ama bu sektörde de işsiz binlerce diplomalı gencimiz bulunuyor. Örneğin kabin memuru olmak için can atan diplomalı genç kızlarımızın asgari ücretle sekreterliğe bile razı olmasını kim nasıl izah edebilir. Havaalanlarında havayollarında, yer hiz­meti şirketlerinde ve havacılığın diğer tüm branşlarında alaylı ve mektepli olarak çalışanların sayısı 200 bini geçeme­mişken, ülkenin bütün okullarından binlerce gencin eline diploma verip “Ne halin varsa gör “ diye sokağa salınması onların kaderi midir?

İŞKUR’a, iş bulmak için başvurup eli boş dönen gençlerin “İşsizlik Ödeneği” adlı yardıma başvurması da ayrı bir dram.

İŞKUR’un verilerine göre, 2023’ün Ocak-Haziran döne­minde toplam 826 bin 588 kişi işsizlik ödeneği için başvuru yapmış.

İşsizlik başvurusu yapanlardan yalnızca 362 bin kişi öde­nek almayı başarmış. İşin ilginci işsizlik ödeneğine başvuranlar arasında üniversite mezunu olanların sayısı 188 bin kişiye kadar çıkmaktadır.

Resmi olarak 3 milyon 337 bin kişi olan işsizlerin gerçek sayısının 9 milyonun üstünde olduğunu araştırmalar veriyor. 2023 yılının ikinci çeyreğinde çalıştığını bildiğimiz 31 milyon 507 bin kişinin 8 milyon 391 bininin herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna kaydı bulunmuyor.

İşte bu durum vatandaşın yaşamak için borçlanmasına da neden olmaktadır.

İşsiz ve dar gelirlilerin bankalara olan kredi ve kredi kartı borçlarının Ağustos ayının ilk haftasında 25,1 milyar lira ar­tarak 2 trilyon 343 milyar liraya kadar çıkması gelinen duru­mun göstergesidir.

İşin özü, gençlerimiz içinde bulundukları ekonomik duru­mun da etkisiyle, iyi şart ve imkanlardan yoksun eğitim al­dıkları için başarılı olamıyor ve ücretsiz eğitim veren devlet üniversitelerine giremiyor. Mecburen vakıf üniversitelerinin düşük ve para eksenli eğitimine muhtaç olup bilimden uzak, sadece diploma alıyor. Böyle olunca da fırsat yarışında geride kalıp, iş bulamıyorlar. 2023 yılı biterken umutları başka bahara bırakmaktan başka çaremiz yok dersem anlayınız. Mutlu yarınlar Türkiye’m.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?