Dursun Özbek, Fikret Orman, Mehmet Sepil, Ahmet Nur Çebi, Ahmet Ağaoğlu ve son olarak Ali Koç... Sanki nöbet değiştirir gibi birliğin başkanlık koltuğuna oturmuş. Dikkat ederseniz; bu isimlerin neredeyse tamamına yakını Bursaspor ile birlikte Süper Lig’de şampiyonluk yaşamış anlı-şanlı kulüplerin başkanları... Araya sıkışan Göztepe Başkanı Mehmet Sepil’in koltuktaki ömrü uzun sürmemiş kendi gibi temsil ettiği kulüpte ligden gitmiş...
Meraklısı mutlaka bilir ama biz yine de hatırlatalım; kurumun vakıf senedindeki adı: Türkiye Süper Lig Profesyonel Futbol Kulüpleri Birliği Vakfı. Kulüpler Birliği diye anılır kısaca. Kuruluş senedindeki görevi ise, “Türk futbolunu ve spor kulüplerini geliştirmek, Türkiye futbol liglerinin asli unsurları olan spor kulüpleri arasında dayanışmayı ve dostluğu sağlamak...”
Perde arkasındaki asıl görevi ise Türk futbolunu dizayn etmek..
TFF Başkanı’nı seçecek oy oranına sahipler. 1. ve 2. Lig kulüp delegelerinin de bu grupla hareket ettiği varsayılırsa 256 oya hükmediyorlar.
Yani futbolun asıl sahibi bu Kulüpler Birliği..
Peki; Türkiye liglerindeki bütün profesyonel kulüplerin sorumluluğunu üstlenen bu kuruluşun geçtik Süper Ligi; alt liglerden her hangi bir takımın sorununu dile getirdiğini duydunuz mu hiç?
Varsa yoksa 3 İstanbullu ve Trabzonspor!
Mesela, bu vakfın, kuruluş senedindeki görevlerine uygun davransalar, Türk futbolu için kaynak yaratır, hatta eldeki kaynakları yenileyip çeşitlendirebilirler...
Amma velâkin; asıl gelir kaynağının peşinde koşmuyor Kulüpler Birliği!
Kabul edin, etmeyin, etik bulun, bulmayın futbolun, daha doğrusu sporun altın yumurtlayan tavuğu bahis!
Araştırmalara göre Türkiye’deki yasal platformu İDDAA’da dönen para yıllık 13 küsur milyar TL... Bahis pastasını kim yutuyor derseniz, elbette kasa, TFF, Gençlik Spor Bakanlığı, devlet kurumları.
Ne gariptir ki, bu oyunun asıl sahibi olarak kendilerini gören Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzon pastadan aslan payını kendilerine ayırırken, Süper Lig deki diğer kulüpler ile alt liglerdekiler hak sahibi oldukları parayı asla elde edemiyorlar...
Şimdi soruyorum: Kulüpler Birliği Vakfı, “Futbol batakta, üstelik bu malın sahibi biziz, biz olmasak millet bahis oynamaz, musluğu açın, alt liglerde yararlansın” diyebilir mi?
Diyemezler çünkü işlerine gelmez. Onun için de başkanlık koltuğundan biri kalkıyor, onlardan bir diğeri oturuyor. Devran işte böyle dönüyor!
