USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

EĞİTİM

19-10-2020

Teşekkür ederim. Ne yapmalı diyenler de oldu. Ancak ben eğitim uzmanı değilim. Yanlış yönlendirmekten endişe duyarım. “Nasıl düzelir, çözüm nedir” meselesi uzmanların işi.  Belli ki,  bu kutsal görev de gereğince yapılamıyor. Binlerce gencin geleceğini inşa edemiyor, onlara yardım edemiyoruz. Yıllardır geleceğimizi emanet ettiğimiz Milli Eğitim Bakanlarımızın sözlerine bakalım..

2002-2003 Erkan Mumcu, “SİSTEMİ sil baştan değiştiriyoruz.”

2003-2009 Hüseyin Çelik, “Öncelikle SİSTEM problemli. Tamamen değiştiriyoruz.”

2009-2011 Nimet Çubukçu,  “SİSTEM eski. Değiştiriyoruz.”

2011-2013 Ömer Dinçer,  “Böyle SİSTEM olmaz. Sistemi değiştiriyoruz.”

2013-2016 Nabi Avcı,  “SİSTEM çok sıkıntılı. Değiştiriyoruz.”

2016-2018 İsmet Yılmaz,  “Böyle SİSTEM mi olur? SİSTEMİ değiştiriyoruz.”

Eski Milli Eğitim Bakanlarımız çözümü SİSTEMDE aradılar. Nihayet gelinen sonuç şu: Dünya ekonomik formu tarafından yayınlanan “Eğitim Kalitesi 2018” isimli rapora göre Türkiye 137 ülke arasında 99. Sırada. Listedeki 1. ülke İsviçre, 2. sırada ise toplam bütçesinin %30’unu eğitime harcayan Singapur var.

Türkiye’nin 2020/2021 döneminde eğitime ayırdığı miktar 177,6 milyar TL. 2020 Merkezi bütçesinin %16,2’si. Ve bu miktardan ancak  %4,65 pay yatırımlara ayrılabilmekte.

Uluslararası öğrenci değerlendirme kurumu PİSA’nın 72 ülke arasında, 2019’da yapılan testler sonucunda Türkiye’nin matematik testi başarı ortalaması OECD ülkeleri ortalamasının altında kaldı. Okuduğunu anlamada ise Türkiye ve Meksika OECD ülkeleri arasında sonuncu sırada yer aldılar. Eğitim kalitemizde artarak süregelen gerileme gözlenmekte.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından “Milli Eğitim İstatistikleri-Örgün Eğitim 2019-2020” verileri açıklamasına göre, Türkiye‘de okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde,  toplam 18 milyon 241 bin 881 öğrenci eğitim alıyor. Bunların 1.218.581’i taşımalı olarak eğitim görmekte ancak ulaşım sıkıntısından okula gidemeyen öğrenci sayısı çok fazla.

Örgün eğitim kurumlarında görev yapan öğretmen sayısı 2018-2019 eğitim öğretim yılında 1 milyon 77 bin 307 oldu.  Örgün eğitimde, 54 bin 36’sı resmi okul, 12 bin 809’u özel okul, 4’ü açık öğretim okulu olmak üzere toplam 66 bin 849 okul ve toplam 706 bin 15 derslik bulunuyor. 2003’den günümüze 17 bin 234 köy okulu kapatılmış durumda.

Üniversitelerde okuyan öğrenci sayısı ise 2002’de 1.918.483 iken, 2019’da 7.740.502’ye ulaşmış. Benzer şekilde 2002 yılında devlet ve vakıf üniversiteleri sayısı 76 iken, 2019 yılında sayı toplam 208 olmuş.

2019 yılında Üniversitelerimizde Akademisyen sayısı 26 bin 453’ü profesör olmak üzere toplam 166 bin 225’ e ulaşmış. Bu sayı 2003 yılında 74 bin 134 idi. Türkiye son 17 yılda Akademisyen sayısını 2,25 kat arttırmış. 2003’te her 25,83 öğrenciye bir akademisyen düşerken, bugün her 46,57 öğrenciye bir akademisyen düşüyor. Anlaşılan akademisyen sayısı 2,5 kat artmasına rağmen öğrenci sayısındaki 4,03 kat artış, eğitim kalitesini vahim boyutta etkilemiş.

Eğitim konusunda sayfalarca yazmak mümkün. Ne var ki yoruma ihtiyaç duymayan resmi açıklamalar Eğitim konusundaki zafiyetimizin aynası. Çok mu olsun, kaliteli mi olsun derseniz benim oyum şüphesiz kaliteden yana. İngiltere’de yayınlanan Times Higher Education dergisinin açıkladığı “Dünyadaki En İyi Üniversiteler” listesinde ilk 500 arasına giren 2 üniversitemiz var. Çankaya ve Sabancı Üniversiteleri, İlk 600’e Bilkent, Hacettepe, Koç, ilk 800’e ise Boğaziçi, İTÜ ve ODTÜ girebilmiş. İşte sözün özü

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?