Covid-19' la ilgili süreçte en sorunlu nokta, Dünya Sağlık Örgütü' nün salgını başladığı noktada izole edememesi oldu. İlk gün Çin'le tüm irtibatın kesilmesi sağlansaydı, bugün böyle bir müşgülümüz olmayacaktı. Allah' tan öldürücülüğü çok düşük bir salgın hastalıkla karşı karşıyayız.
Küresel Varlık Balonu'nu patlamasının nedeni Covid-19 oldu. 06 Mart Cuma akşamı insanlar evlerine gittiklerinde çok güzel bir haftasonu onları bekliyordu. İtalya, İran başta olmak üzere medyadan dünyanın her noktasından katlanarak artan hasta sayıları paylaşılmaktaydı. Bu haberlere rağmen sadece bir şey dışında her şey çılgınlık boyutunda yoluna devam etmekteydi.
08 Mart sabahı dünya yeni bir döneme girdi, sabah kalkıldığında flaş haber Covid-19 değildi, petrol fiyatlarındaki çöküştü. Petrol % 25 düzeyinde çöktü ve bu batı ekonomilerinin aktörleri uykudayken gerçekleşti. Bu öyle bir durumdu ki; petrol kontratlarını teminat olarak gösteren, fonlarında tutan, kaldıraçlı pozisyon alan tüm birey ve kurumların çılgınca kendilerini kurtarmaya çalışmalarına tanık olundu. Sonuç olarak, küresel varlıkların değerleri beş işlem gününde ortalama % 40 düşmüş oldu.
Bunlar olurken Covid-19'un etkisinin de arttığına şahit olduk. Medya para, emtia ve sermaye piyasalarındaki çöküşü salgınına öyle bir bağladı ki; tanı sayındaki her artış sosyal ve ekonomik paniği daha da arttırdı.
Halbuki 06 Mart Cuma günü OPEC toplantısında Rusya ve Suudi Arabistan arasında yaşanan anlaşmazlık 'Balonun' patlamasına esas nedendi.
06 Mart Cuma akşamı daha dünya eğlenceye devam ederken, Rus petrol şirketinin temsilcileri, ülkelerinin en az üç yıl düşük petrol fiyatlarıyla yaşayabileceğini sosyal ortamlarda ifade etmekten kaçınmıyorlardı. Rusya' nın borcu olmayan tek ülke olarak bilek güreşinden galip geleceği inancındaydı.
Gelinen nokta ortadadır; okurumuz bugün medyada yeni yeni seslendirilmeye başlanan deflasyon, helikopterden para atılması gibi fenomenlere yabancı değildir. Yıllarca varlık değerlerinde gerçekleşen çılgınlığı ve muhtemel sonuçlarını kaleme aldığımız bilinmektedir.
Bugün içinde olduğumuz Covid-19 salgınının nasıl tarihte örneği yoksa, içinde olduğumuz sosyo-ekonomik sürecin de örneği yoktur. Tarih kitaplarına önemli kayıtların düşüleceği bir dönemi idrak ediyoruz.
