Bu topraklarda yaşayanlar yüzünü uzun bir zamandır batıya dönmüştür. Doğu-batı dengesinde tercihini batıdan yana kullanmış, batı değerlerini kendisine örnek olarak almıştır. Sözü edilen sürecin batıdaki aydınlanma ve sanayileşme hareketleri sonrasına denk geldiği bilinmektedir. Yeni bilginin oluşması ve bu bilginin getirdiği refah ve medeniyet seviyesi batıyı bir cazibe merkezi haline getirmiştir. Zamanla demografik yapıdaki değişim artık batının bilginin oluşmasındaki hakimiyetini kaptırmaya başlamasına neden olmuştur. Bu yeni durumda gelişmenin batıdan doğuya kayması sonucunu getirmiştir.
Bugüne geldiğimizde doğunun dünya üretimindeki payının sürekli arttığı görülmektedir. Mevcut durumda batının liderliğini A.B.D. yaparken doğuyu Çin temsil eder hale gelmiştir.
A.B.D.' nin G. S.M.H.'sı 20, Çin'in G.S.M.H.'sı 14 Trilyon USD civarındadır. Çin' i 5 Trilyon USD G.S.M.H. üreten Japonya takip etmektedir.
Çin'in bugünkü gelişme hızıyla ve demografik yapısından aldığı destekle çok geçmeden A.B.D.'yi yakalayacağı tahmin edilmektedir. Dünyanın üretim üssü olan Çin, bu nedenle bilimsel araştırmaların da merkezi halini almaktadır. Rakibi A.B.D.'nin terk ettiği üretim alanlarında teknoloji geliştirmekte, öncülük etmektedir. Aklınıza gelen her alanda Çin' li bilim insanlarının, teknoloji şirketlerinin çalışmalarına rastlamaktayız. Bir başka deyişle aklımıza gelen soruların cevaplarını Çinlilerde bulmaktayız.
İnsan klonlama, Ay' ın karanlık bölgesine astronot gönderme, Mars'a üs kurma projesi, yeni yolcu uçağı üretimi, genetiği değiştirilmiş insan üretimi v.b. sadece son aylarda Çin'den gelen haberlerdir. Tabi ekonomik alanda çok çarpıcı bilgiler de duyulmaktadır bu Dev' den. Dünyanın en borçlu şirketleri bu ülkededir. Bu konuda yeni gelen bir haber, 2018 3. çeyrek bilançosunda 15 Milyar USD nakit bulunduran bir şirket Ocak 16'sında borç ödemesini gerçekleştirememiştir.
Ayrıca Çin' de devlet desteğiyle oluşturulan bir akıllı telefon uygulamasıyla borcuna sadık olmayan vatandaşların en yakındaki kullanıcılar tarafından tespiti sağlanmaya başlandı.
Ekonomik istikrarın bu yolla sağlanacağını savunan kamu otoritesi uygulamanın ülke geneline yaygınlaşmasını hedefliyor.
Görüleceği üzere, Çin' de A.B.D.'de bile dile getirilemeyecek fikirler uygulanabilir durumdadır. Bu durum hiç bir ülkede olmayan dinamizmi de beraberinde getirmektedir. Çin' de rejimin sorgulanması dışında gelişmeyi destekleyecek herşey dillendirilebilmektedir.
Bizce Çin bu yönüyle görmezden gelinmektedir.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
